Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
nothing'sgonna hurt you baby as long as you're with me, you'll be justfine nothing'sgonna hurt you baby nothing'sgonnatake you frommy side
∿
______________________________
jeonjk: unutmak diye bir şey yokmuş, insanlaraslında göz boyuyormuş.
124,9k. beğenme, 237,9k. retweet
______________________________
sabahın ilk ışıklarında usulca gözlerini açmıştı jimin. hemen sonrasında, boynuna vuran ağrıyla olduğu yerde kalmıştı. şimdilik ağrıyı es geçmeye çalıştı, boynunu hareket ettirmeye çalışırken zorlanıyordu.
zor da olsa, en sonunda ayağa kalktığında kapıya ulaştı. elini kapı koluna atıp açmaya çalıştığunda, hâlâ kilitli olduğunu gördü.
derin bir şekilde iç çektikten sonra gelen rahatlamaya karşın gülümsemişti. her şey yolundaydı! bu demek oluyordu ki, o aşağılık adam ona bir şey yapamamıştı. yanına yaklaşıp ona dokunmamıştı. yapamamıştı işte! jimin tam da şu an, mutluluktan dans bile edebilirdi.
elleri istemsizce yanaklarına ve gözlerine giderken ağlarken uyuyakaldığını fark etmiş, bunun üzerine yüzünü yıkamak için musluğu açmıştı.
birkaç kez yüzünü ve gözlerini yıkadıktan sonra aynada kendisine baktı. sarı saçları birazcık dağılmıştı. karnı guruldadığında gülümsedi. eh, normalden daha çok aç ve susuz hissetmesi dışında gayet normal hissediyordu.
buradaki son günü olduğunu düşünüyordu jimin. kim bilir, belki de gerçekten öyleydi.
her şey sadece bir uçak biletine bakıyordu şimdi. jimin ne yapacağını bilemiyordu. belirsizlikler arasında kaybolmaktan nefret ederken, artık tüm gün belirsizlik içinde yaşamaya başlamıştı.
jungkook gelse de gelmese de o gitmek zorundaydı, gitmeliydi işte. ne de olsa buraya ait değilmiş gibi hissetmeyi çoktan geçmiş, rahatsız hissediyordu. çok rahatsızdı. bu otel odasından, bu otelden, güvenliklerden ve paris'ten nefret edecek hâle gelmişti. sahi.. paris'in suçu neydi ki?
