Henry Lestrange

Lily Potter'la İlk Karşılaşma

Ertesi günün sabahı nispeten hızlı geçti ve küçük aile dışarı çıkmaya hazır olduğunda saat 11 olmuştu. Henry, yapılacak aile yürüyüşüne sessizce hazırlanabilmeleri için şafak vakti uyandırılmışlardı. Bu vesileyle, Lestrange ailesinin hayatının ayrılmaz bir parçası olan tüm büyüklük ve zenginliği sergilemek gibi gizlenmemiş bir hedefle herkes en iyi kıyafetlerini giymişti. Henry kostüm giymeyi gerçekten sevmemesine ve daha büyük, daha hafif kıyafetleri tercih etmesine rağmen, kendini başkalarından üstün hissetmek için iyi bir fırsat gören annesinin taleplerine boyun eğmek zorunda kaldı. Mükemmel taranmış  kıvırcık saçları küçük bir at kuyruğuna bağlanmış, ayakkabıları cilalanmış ve kıyafetleri ütülenmiş, dışarı çıkıp dış dünyayla yüzleşmeye hazırdı. Nadiren malikanenin duvarlarının dışına çıkmıştı ve yan yoldaki kaçışları bir elin parmaklarında sayılabilirdi. Kimi zaman sınırlı seyahatinden dolayı bu evde bir mahkum gibi hissediyordu ve tabiri caizse Britanya'daki büyücülük dünyası hakkında çok az deneyimi vardı. Mükemmel bildikleri tek yer, sosyal yemekler sırasında anne babasının davet edildiği birkaç köşk ve ailesinin sahip olduğu ve ülkenin dört bir yanına dağılmış tatil evleri sırasında keşfetme fırsatı buldu. ve bazen dünyanın geri kalanında. Kalan zaman, evde kapalı kaldı, durmaksızın çalıştı ve kuzeni veya   Rodolphus veya Bellatrix'in gözetiminde oynadı. Hayatı pek heyecan verici değildi, kasvetli olduğunu bile söyleyebilirdiniz ama umursamadı: Sonuçta, pek çok insan ailesinin yaşam tarzına ayak uydurmayı göze alamıyordu ve o umursamıyordu. bu kadar çok paraya sahip olmanın, istediği her şeyi karşılayabilmek gibi bazı avantajları olduğunu kabul etmek zorunda kaldı. Özgürlük eksikliği bununla fazlasıyla telafi edildi. Şimdilik Diagon Yolu, endişelerinin en küçüğüydü ve önündeki manzara çok daha ilginçti. Hatta onun sıkıcı olduğunu bile söyleyebilirdin ama umursamadı.

Bellatrix ve Henry oturma odasında, Malfoy ailesinin birlikte ayrılmak için yakında gelmesini sabırla beklediler.Aynı zamanda, şöminedeki kükreyen ateş, ocağın tuğla duvarlarını yalayan büyük yeşil alevlerle birden canlanırken hızla ortadan kayboldu. Şömineden üç kişi çıktı: Lucius Malfoy, uzun sarı saçları sırtından aşağıya inen ince, pürüzsüz bir yüze sahip, uzun boylu bir adam; Kız kardeşi Bellatrix'e çok benzeyen karısı Narcissa Malfoy, sadece sarışın kocası gibi ve en büyüğünden biraz daha çapkın olması dışında; Ve son olarak, ailesinin her zamanki soğuk bakışlarının aksine biraz bıkkın bir ifade takan Draco. Henry hemen ayağa kalktı ve onları saygıyla selamlamak için teyzelerinin ve amcalarının önünde durdu.

"Amca, teyze, günaydın dememe izin ver ve evimize hoş geldin," diye yanıtladı Harry, eğilerek.

Narcissa, bir gülümseme çizerek. Mutlu yıllar sana Henry. O zaman bir yıl daha buradasın! Sen ve Draco çok hızlı büyüyoruz... Siz zaten yetişkin olduğunuzda annenizi ve kendimi bize geri döndürecek vaktimiz yok, diye ekledi hafif bir üzüntü ile.

Henry, annesinin yaklaşmasına ve kız kardeşini karşılamasına izin vermeden önce ona hafif bir gülümsemeyle cevap verdi. Henry, Draco ve Lucius hafifçe geride durarak konuşmalarının bitmesini beklerken, iki kadın birbirleriyle uzun uzun konuştular.

Hm hm ... Bayanlar, fazla vaktimiz olmadığını size hatırlatmam gerekiyor mu? Lucius, her zamanki soğuk ses tonuyla sordu.

- Gerçekten, yengesini onayladı. Yan yol şu anda özellikle kalabalık olmamalıdır. Bundan yararlanmalıyız.

- Oraya nasıl gideceğiz anne? Draco sordu ona.

- Londra'ya yapılan son Ölüm Yiyen saldırısı nedeniyle gece boyunca güçlendirilmiş olan baca ağı, Barjow & Burke dükkanını bırakın, doğrudan Leaky Cauldron'da görünmemiz imkansız olacak. Yani sadece Cisimlenme kaldı!