31| Kumar

62.4K 2.9K 619
                                    

Arkasında bembeyaz suratıyla kalan İlkim, yüzünde keyifli bir gülümseme vardı şimdi Feride'nin. Kendi odasına girdikleri an Yasemin Hanım'ın kolundan çıkması bile bozamamıştı mutluluğunu.

"Ya sabır! Sürekli oğlumun peşindeydi zaten, yine aynı, yine aynı bu kız."

"Merak etmeyin Yasemin anneciğim, ben icabına bakacağım onun." diyerek kocaman sırıttı.

"Aman, şımarma hemen sen de."

Oturup koca bir bardak suyu diken kadının yanına vararak ona hevesle baktı.

"Benden o kadar nefret etmediğinize yoruyorum bunu?"

Yasemin Hanım ona göz ucuyla baktı.

"Eh, onun kadar değil en azından." diye burun ucuyla söylediği şeyle içinde hemen bir umut filizlendi Feride'nin.

Neriman Hanım da yanlarına gelince üçüne birer kahve söyleyip içindeki pırpır heyecanla yalnız kalacağı ilk anı beklemeye koyuldu. İçilen kahvelerle muhabbetleri iyice artarken daha geçen gün olmasını istediği mucizenin gerçekleştiğine inanamıyordu.

Sonunda sıra misafirlerini yolcu etmeye geldiğinde onlara merdivenlere kadar eşlik ederken Arslan'la da göz göze gelmişlerdi. Birkaç saniye ikisi de birbirine dik dik baktı. Ama Feride bir de onu ne kadar özlediğini fark etmişti tabii.

Arslan ise onun bu inadına bir türlü anlam veremiyordu. Normalde bu tarz kırgınlıklarda ilk adımı atmaya çekinmezdi ama bu sefer Feride tamamen haksızdı. Kendisi ona İlkim'e yardım etme konusunda emin olup olmadığını defalarca kez sorduğu için vicdanı rahattı.

Fakat az önce annesine öyle seslenişi içini sıcacık da etmişti bir yandan. Yüzüne sert bir ifade geçirip yanından geçen kıza seslendi.

"İyi çalışmalar, Feride Hanım."

Feride ona tek kaşını kaldırarak baktı. "Size de Arslan Bey."

Yan yana geçerlerken birbirlerine değen omuzları Feride'nin bir anda nefesini kesse de daha bugün o kadının yanında ne işi olduğunun hesabını sormadığı aklına gelince hemen toparladı kendini. Odasına kapanıp kapattığı kapıya yaslanınca kalbi kulaklarında uğuldaya uğuldaya elini karnına götürdü.

Çok fazla üzülmemek adına biraz daha beklese mi, yoksa testi hemen mi yapsa karar veremiyordu. Arslan'la küs olmaları iyi olmamıştı hiç. Şimdi ortada cidden öyle bir durum varsa sevinçten saklayamazdı bile. Hemen gidip boynuna atlar, müjdeyi verirdi.

Kendiyle arada kaldığı ikilemden birden açılan kapı kurtardı onu. Gelen Arslan'dan başkası değildi. Biraz fazla rahatsız ediyordu aralarındaki bu gerginlik onu. Ama içeri girdiği an yüzünde gördüğü sırıtmayla anladı ki aynı şey Feride Hanım için geçerli değildi anlaşılan.

"Niye geldin?" diye sordu Feride sinirli halinin nasıl da yakışıklı ve baştan alıcı olduğuna lanet ederek. Bakışlarını kaçırdı.

"Söylemek istediğin bir şey yok mu?"

"N-ne gibi?" derken biliyor olabilir mi diye geçirdi içinden.

Arslan hayal kırıklığıyla omuzlarını aşağı bıraktı. "Hiç. Yürü, gidiyoruz."

"Sen git, ben kendim geleceğim." derken Feride'nin tek amacı kimseye çaktırmadan eczaneye uğrayabilmekti.

Arslan ona ilk defa bu kadar öfkeyle bakarken sertçe yutkundu. "Yürü Feride."

TENİ TENİME |Yeni Özel Bölüm|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin