6| Terbiyesiz Şeyler

229K 4.1K 652
                                    

Arslan eve dönerken o sinirle kaza yapmadığına şükrediyordu. Daha önce hiçkimse ona böyle bir şey yapmaya cesaret edememişti. Fakat onu asıl kızdıran şey, küçük şeytanı hala deli gibi istiyor olmasıydı. Onu yatağa gömmeden Arslan'a rahat yoktu.

Feride ise az önce yaşananların etkisi hala üzerindeyken eve yüzünde bir zafer ifadesiyle döndü. Sonunda ondan intikamını almıştı. Fakat vicdan azabı da çekmiyor değildi. Bugün ona ilk ve mükemmel orgazmını verdikten sonra kendisi onu yarı yolda bırakmıştı. Aklına işe ilk başladığında yaptıkları gelince umursamamaya karar verdi.

"Babaanne, yarın işe gitmesem olur mu? Lansman için hazırlanacağım." dedi salonda kitap okuyan Sezen Hanım'ın yanına ulaşarak.

"Arslan'ın haberi var mı, ondan izin alman daha doğru olur."

Ufak bir yalandan kimseye zarar gelmezdi. "Evet, kendisi müsaade etti."

"Peki o halde."

Ertesi gün öğleden sonra hazırlanmak için özel kuaförünü çağırdı. Aklı tamamen Arslan'daydı. Gelmediğini görünce kendisiyle iletişime geçer sanmıştı fakat belli ki dünden dolayı öfkeliydi.

Derin göğüs dekolteli, üstüne bir de kasıklarına kadar uzanan yırtmaçlı kırmızı saten elbisesi vücudunu sımsıkı sarıyordu. Saçları mükemmel bir su dalgası yapılmıştı ve hafif göz makyajına rağmen dudakları kıpkırmızıydı. Elbette bu kadar seksi giyinmesi Arslan'ı etkilemek içindi. Nişanlısı gelip onu alırken iltifatlar yağdırdığında da, lansmanın yapılacağı otele ulaştıklarında da onu görecek olmanın heyecanı içerisindeydi.

Salona adım attıkları an tüm herkes gibi Arslan da içeri giren ateş parçasını fark etmişti. Bugün işe gelmemesi iyi olmuştu, hala aletinin başında hissedebildiği o dolgun dudaklar aklına geldikçe sinirden deliye dönmüştü. Yakınında olsa acısını ondan çıkarırdı.

Müthiş fiziğini gözler önüne seren davetkar elbisesi sertçe yutkunmasına sebep oldu. Yanında nişanlısı olan adam duruyordu. İçini birden bir öfke kapladı. Fakat bu onu kıskandığından değil, dün gece söylediği üzere onun ne istediği sorulmadan bu durumun dayatılmasındandı.

Feride ilerleyen saatlerde gizlice Arslan'a bakıp durdu. Kendisini fark etmemiş dahi olabilirdi çünkü bir kez bile göz göze gelememişlerdi. Yüzü asılırken şampanyasını dudaklarına götürdü. Tam o sırada babaannesi kürsüye çıkarak komuşmasını yaptı. Söylediği son şeyler ise Feride'yi çıldırtmaya yetmişti.

"Bildiğiniz üzere biricik torunum ve nişanlısı Erkan Hanzade bir evlilik yolundalar. Düğünün önümüzdeki ayın sonunda olacağını bildirmekten onur duyarım!"

Feride salonda alkışlar koparken gözünden gelen bir damla gözyaşını gizleyip hızlıca kendini dışarı attı. Bahçede kimsenin onu bulamayacağı ücra bir köşeye geçtiğinde ağlamak için serbestti.

Arslan ise kaçan kızı fark edip neden olduğunu bilmeden peşine takıldı. En son bekleyeceği şey küçük şeytanın bir çocuk gibi ağladığını görmekti. Sessizce yanına yaklaştı.

"Mutluluk gözyaşları mı?"

Feride duyduğu sesle hızlıca toparladı kendini. Arslan yanına bağdaş kurup oturdu.

"Yaklaşık bir ay sonra evleniyormuşum. Ne güzel değil mi?"

"Anladım." dedi Arslan gözü uzaklara dalıp.

"Neyi?"

"Bundan da şimdi haberin oldu, değil mi?"

Feride acıyla gülümsedi. "Okuyacağım bölüm, giyeceğim kıyafet, bineceğim araba, evleneceğim adam, hepsi benim yerime benim adıma seçildi."

TENİ TENİME |Yeni Özel Bölüm|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin