Ölmek istiyorum dedi, hayır hiç iyi değilim...
- - -
Kim Namjoon
Günün son dersindeyken sabahtan beri hiç konuşmadan yanımda oturan Jisoo'ya baktım. Yüzünde makyaj yoktu ayrıca yüzü şişmiş gözlerinin altı morarmıştı.
Bazen ona karşı haksızlık yaptığımı düşünüyordum ama sonra aklıma beş yılın acısı geliyor ve bu düşünceden vazgeçiyordum.
Her şeyi haketmişti...
Sonunda ders bitti ve çantamı topladım tam kalkıyordum ki koridordan çığlık sesleri duydum. Hemen koridora çıktım ve ne olduğuna baktım.
Jisoo Daeyeon'un saçını kavramış bir şekilde diz çöktürtmüştü!
Hızla yanlarına koştum ve sinirle Jisoo'nun kolunu Daeyeon'dan çektim.
Ve öfkeyle bağırdım."Ne yaptığını sanıyorsun sen?!"
Hayal kırıklığıyla gözlerime bakıyordu. Sorunu neydi bunun!
"Bu soruyu bana değil hiçbir sebep yokken bana sataşan salak sevgiline söyle."Daeyeon belime sarıldı ve çığırdı.
"İnanma Namjoon! Ben senin yanına gelirken saçımdan tuttu ve beni darp etti bu kız!" Tanrı'm bu kızın peşimi bırakması için her şeyi yapardım.
Kafam karışmış biçimde etrafıma baktım.Bizim sınıftan bir kız olan Jieun konuştu.
"Namjoon doğrusunu söylemek gerekirse Jisoo'nun dediği gibi oldu her şey. Hatta Jisoo az bile söyledi. Sevgilin gelip Jisoo'ya tokat attı."
Duyduklarımın şokuyla Daeyeon'a baktım. Sinirle Jieun'a bakıyordu."Daeyeon ne yapıyorsun sen?!"
"Namjoon ama bu kız senin etrafında dolanıyor. Kıskandım sevgilim."
Derin bir nefes verdim ve gözlerimi devirdim. Jisoo'nun olduğu tarafa baktığımda çoktan gittiğini ve merdivenlerden indiğini gördüm. Daeyeon'u belimden ayırarak peşinden koştum."Jisoo!"
Dönüp bakmadı bile.
"Kim Jisoo!"
Sinirle arkasını döndü kaşını kaldırarak bana baktı. 'Ne söyleyeceksen çabuk söyle' der gibi bir hali vardı.
"Jisoo ben yanlış anladım kusura bakma."
"İyi."
Şaşkınlıkla ağzım açıldı.
"Ne bakıyorsun bön bön? Kollarına atlamamı falan mı bekliyordun?"
"Hayır yani şey... Bir şeyler söyleyeceğini falan sanmıştım."
Gözlerini devirdi ve arkasını döndü. Tam gidecekken kolundan tuttum. Yüzüme tokat patlatmaması için hızla terasa çıktım.
Geldiğimizde nefes nefese kalmıştık."Sana ne oluyor bugün! Çıkar ağzındaki baklayı!"
Ne diyeceğimi bilmiyordum. Evet, ne olduğunu ben de anlamıyordum.
Aklıma gelen ilk şeyleri söyledim."Bugün önyargılı davrandığım için gerçekten özür dilerim Jisoo."
"Aşağıda da dilemiştin zaten."
Elimle alnıma vurdum. "Ah! Doğru... Ama şey geçen hafta da fazla tepki verdim umarım çok kırılmamışsındır."
Alaycı bir gülüşle konuştu. "Ne kırılması canım! Bak Namjoon bana söylediklerinde hiçbir zaman haksız olduğunu söylemedim. Ama sen ileri gittin. Sen bana hakaret ettin, bana bağırdın ama bunlar benim için hiçbir zaman sorun olmadı. Haklıydın çünkü, gitmemeliydim. Ama Namjoon sen benim ölmemi istedin. Sen gerçekten ölmüş olmamı istediğini söyledin. Sen sırf böyle konuştun diye ölmek istedim ben. Gerçekten ölmeyi diledim. Ben dayanamadım Namjoon. Bak bir kez daha gitmek için çabaladım."
Sweatinin kollarını yukarı çekip bileklerini bana uzattı. Kızarık çizikler vardı. Ne yapacağımı bilemiyordum. Benim yüzümden kendine zarar vermişti.
"J-jisoo! Ne yaptın sen?!"
Nefes alamıyordum. Haketmiyordum da nefes almayı... Bir insanın hatta sevdiğim kadının nefesinin kesilmesini istemiş ve az kalsın bunun gerçekleşmesine göz yummuş birisiydim ben. Hiç haketmiyordum nefes almayı. Gözyaşlarım hârelerimden firar ediyordu.
Onu boynundan tutup kendime çektim. Sonra kafamı boynuna gömüp hıçkırıklarımı serbest bıraktım.
O da ağlıyordu. Kapüşonumu eliyle sıkmış göğsümde ağlıyordu...Ruhlarımızı teslim etmiştik o çarşamba günü. Belki de bir daha kavuşamayacak olmalarına rağmen gökyüzüne salmıştık ruhlarımızı. Ama ruhlarımız yalnız değildi. Onlarla birlikte tüm umutlarımızı da yollamıştık. Kaybettiklerimizi geri kazanmak zor olacaktı.
Biz olarak düşünüyordum ama umutlarımızın içinde 'biz' denen o kavram da uçup gitmişti.
Kalbim bir kere daha 26 Eylül 2014 tarihindeki gibi kara bulutlara teslim olmuştu.
- - -
Baştaki söz medyadaki şarkının en sevdiğim şarkılardan olur kendisi
Yelly🍷
ŞİMDİ OKUDUĞUN
loser, namsoo
Fiksi PenggemarKim Jisoo 26 Eylül 2014 tarihinde evinde ölü bulundu. Ölüm sebebi intihar yazıyordu dosyada. Ama yanlıştı çünkü intihar değil cinayetti bu. İnsanların kalp kırıcı bakışları öldürmüştü onu. Ama iki olay içinde bir ölü olması gerekir di mi?Ancak O ölü...