Kim Namjoon
Evde hepimiz oturmuş yemek yemek için Hoseok'u bekliyorduk. Ben de bugün Ophelia ile yaşadıklarımızı düşünüyordum. Rüya gibiydi... Onun yüzünü hiç tam olarak görmesem de gerçekten çok güzeldi. Kalbi güzeldi bir kere. Bana kim olduğunu söylememiş olabilirdi ama bana hiç yalan söylemediğinden emindim.
Bu derin sessizliği bozan Jungkook oldu. "Ben Lalisa'yı çok özledim. Boş yere hayatımın en güzel şansını kaçırdım." Jimin de başıyla onayladı ve o da yakındı. "Haklısın Jungkook. Ben de Chae'yi çok özledim. Ama Tae hiç öyle durmuyor. Çok mutlu Wheein'le galiba."Tae onlara göz devirerek baktı. Onun yaşadıklarını sadece ben biliyordum. Çünkü Tae büyük bir depresyondaydı. Jennie'ye çok aşıktı ama babasının işi yüzünden Wheein ile çıkmak zorundaydı. Aslında Wheein de Tae'yi sevmiyordu. O Youngjae'ye aşıktı bildiğim kadarıyla. Aileleri onların gençliğini tüketiyordu ama bundan haberleri yoktu. Tae'ye de Wheein'e de çok üzülüyordum...
Yine herkes sessizliğe dalmışken Hoseok güler yüzüyle içeri girdi.
"Ben geldim!""Hoşgeldin Hyung."
"Açlıktan ölecektim Hobi!" Doğru tahmin, bunu Seokjin söylemişti.
"Geldim işte Jin.""Hadi sofraya herkes!"
Sofraya geçtik ve yemeğe başladık. Hoseok'un bu saate kadar dışarıda ne yaptığını merak ediyordum. Bu yüzden ona dönüp sordum. "Hobi, bu saate kadar dışarıda ne yapıyordun?""Bir kızla birlikteydim."
Bunu duyan Yoongi şokla Hoseok'a baktı. "Ya Jung Hoseok! Sen gay değil misin?!" Hoseok gülerek cevap verdi.
"Bu seni neden ilgilendiriyor Yoongi?"
Yoongi ve Hoseok birbirini seviyor ama itiraf edemiyorlardı. On metre öteden belli oluyordu ama onlar belli etmediklerini sanıyorlardı. Çok komik değil mi?
"N-ne ilgilendirecek canım? Sadece merak ettim."
Hoseok omuz silkti. "Her neyse. Zaten kızla o maksatla konuşmadım fesat kargalar. Kız Han Nehri'nin yanında bir banka oturmuş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Ben de yanına gidip neden ağladığını falan sordum. Ama asıl olay şu ki; kızın adı Kim Jisoo'ydu."
Hoseok'un söylediğiyle herkes bir anda sus pus oldu. Ortamı gevşetmek için Jimin konuştu.
"Ee, güzel miydi bari?""Bilmiyorum ki. Anladığım kadarıyla kafasında siyah bir peruk vardı. Yüzünde de siyah maske. Azrail gibi dolanıyordu."
Siyah peruk, siyah maske ve Han Nehri... Tesadüf olamazdı değil mi?
"Niye ağlıyormuş peki kız?" diye sordu Jin Hyung.
"Sevgilisinden sakladıkları varmış. Mesela anonimden yazıyormuş. Ama eski sevgilisi gibi bir şeymiş. Sevgilsi ile buluşmuşlar bugün. Ona eski sevgilisinden bahsetmiş çocuk yani kıza kendinden bahsetmiş. Çok kötü hissetmiş kendini. Eski sevgilisi olduğunu da söyleyemiyormuş çocuğa. Onu affetmeyeceğinden eminmiş. Dayanamıyormuş onu böyle görmeye. Çok etkiledi beni. Ben de 'bence sevdiğine yalan söylememelisin." dedim. Birbirimize numaralarımızı falan verdik işte."
Hayır, bu kadarı da tesadüf olamazdı...
- - -Ehehe
Yelly🍷
ŞİMDİ OKUDUĞUN
loser, namsoo
FanfictionKim Jisoo 26 Eylül 2014 tarihinde evinde ölü bulundu. Ölüm sebebi intihar yazıyordu dosyada. Ama yanlıştı çünkü intihar değil cinayetti bu. İnsanların kalp kırıcı bakışları öldürmüştü onu. Ama iki olay içinde bir ölü olması gerekir di mi?Ancak O ölü...