Günlük 5. Sayfa- Devamı
Teyzeye laf anlatarak onu kaçırmak istememiştim. Bu yüzden onu geçiştirip Zeliha'nın yanına koştum. Ama o köşeyi çoktan dönmüştü.
Ben Zeliha'ya seslenirken teyze de arkadan bana bağırıyordu.
"Oğlum nereye gidiyorsun? Kimse yok orada!"
Onu umursamadım çünkü saçma sapan konuşuyordu. Kendi gözümle gördüğüme mi yoksa ona mı inanacaktım?
Karşıya geçip Zeliha'nın döndüğü köşeyi döndüm. Ama kimse yoktu. Deli gibi etrafıma bakıp biraz daha koşarak her yere baktım. Ama onu bulamadım günlük. Nasıl oldu da bu kadar çabuk kaybolmuştu ortadan anlamamıştım.
Onu bulamayınca eve döndüm.
Günlük ben daha önce hiç böyle hissetmemiştim. Biliyorum, bu cümleyi sana çok yazdım. Ama napıyım, engel olamıyorum kendime. İçimden doyasıua anlatmak geliyor ama nasıl anlatacağını da bilmiyorum.
Onu tekrar görebilecek miyim sence günlük? Kaç saat beklemem gerekirse gereksin, onu yine orada bekleyeceğim günlük.
Bak aklıma ne geldi. Ne dersin günlük? Bugün bir kere daha deneyeyim mi? Onun emirlerine karşı gelmeyi. Saat şu an 23.48 günlük. Sence başarabilir miyim? Bu sefer kendimi çok güçlü hissediyorum günlük. Gündüz olanlar ve Zeliha'yı bir kere daha görebilmek bana güç verdi sanki.
23.54
Zaman gitgide yaklaşıyor günlük. Kendimi hazırlamalıyım. Biliyor musun günlük, ben bu sefer inanıyorum. Yapabileceğime inanıyorum.
Sana yarın haber vereceğim günlük. Umarım başarırım.
________________
Günlüğün yazıldığı akşam kesit- 11 Mayıs 2019
Mert elindeki kalemi günlüğün içine koyarak günlüğü masanın üzerine bıraktı.
Heyecanlıydı, çok istiyordu bunu yapmayı ama bir o kadar da korkuyordu. Nasıl yapıyor hiçbir fikri yoktu ama içindeki bu ses ona inanılmaz bir acı yaşatıyordu. Vücudunun her bir zerresinde bu acıyı hissediyordu.
Nasıl tarif edebilirdi ki bunu? Yaşamayan bir insan bunun acısını nasıl anlayabilirdi ki?
Eğer 00.00'dan önce uyuyamıyorsa, o da 00.00'dan sonra uyurdu. Aynı şey değil miydi? Sonuçta o 00.00'da uyumasını istiyordu.
"Bu sefer beni kontrol altına alamayacaksın. Sana boyun eğmeye- agh!"
Kafasının içinde aniden hissettiği keskin acıyla ufak çaplı bağırarak ellerini kafasının arasına aldı.
"Beni dinlemelisin. Onlar sana zarar verecekler."
Kafasını iki elinin arasında sıkıştırıyordu. Sanki bu acıyı azaltabilecekmiş gibi.
"Yalan söylüyorsun! Saçmalamayı kes."
Acıyla söylediği sözler üzerinde içinde yükselen ses kafasının içinde yankı yapmaya başlamıştı.
"Beni dinleyeceksin. Uzak dur onlardan. Sana zarar verecekler. Göreceksin."
Zihninde yankılanan bu sözler üzerine dayanamayıp bağırdı.
"Sus. Bu sefer.. beni kontrol edemeyeceksin. Bu sefer olmayacak."
Saate doğru gözlerini kaydırabildiğinde
sadece 2 dakikasının kaldığını gördü.Dayanabilirdi. Bunu yapabilirdi. Sadece 3 dakika daha uyanık kalması yeterdi.
Fakat bedeni ve zihni onun isteklerinin tam tersi yönünde hareket ediyordu. Vücudundaki acılar çoğalmaya başlamıştı. Gözlerini açık tutamıyordu. Refleks olarak hissettiği acı yüzünden sıkıca yummuştu.
"Lütfen.."
Kısık sesiyle mırıldandığı kelime havada bir sis olup kaybolmuştu sanki. Sonrası ise derin bir sessizlikti zaten.
Bedenini ve zihnini çok fazla yormuştu Mert. Bu nedenle bayılmıştı. İstediği şeyin gerçekleşmesi için bilinçli olmalıydı fakat o daha neyle savaştığını bile bilmiyordu.
Kim bilir, belki de günün birinde düşmanı sandığı bu içsese karşı geldiği için pişman olurdu.
Peki düşman olarak görüp de saldırdığı şey aslında kendi tarafındaki dostuysa geriye dönüş yolu bulabilecek miydi?
____________
11 Mayıs 2019- Kesit
Genç çocuğun ardından bakakalan kadın yere koyduğu poşetleri eline alarak yoluna devam etmek için ilk adımını atmıştı.
Zaten apartmanına gelmişti. Bina girişi biraz ilerideydi.
O sırada apartmandan bir çocuğu yanına koşarak gelirken gördü. 14 ya da 15 yaşlarında sarışın, hafif göbekli, orta boylu bir çocuktu bu. Ha evet, hatırlamıştı, üst komşusu Neriman'ın oğluydu bu. Adı neydi? Aman her neyse. Nasıl olsa yine unutacaktı.
Çocuk koşarak teyzenin yanına gelip nefes nefese olan halini düzene sokmaya çalıştı önce. Eliyle de teyzeyi gitmemesi için durdurmuştu. Belli ki ona bir şey söylecekti.
Kadın da şaşırmıştı çocuğun bu hâline. Yoksa ciddi bir mesele mi vardı?
"Noldu yavrum, ne bu halin?"
"Şey.. 1 dakika."
Nefesini toparlayan çocuk sonunda konuşabilmişti.
"Sen o deminki adamı tanıyor musun Canan teyze?"
Kadın o tuhaf genci sormasına şaşırarak cevap verdi.
"Yok oğlum tanımıyorum. Ne oldu, yoksa bir şey mi var?"
"Ben de sizi konuşurken görünce tanıyorsun sandım. Bu abiyi ben geçen gün gördüm burada. Kendi kendine konuşuyordu. Hatta sadece konuşmuyordu, çok garipti. Yürüyüp kendini birden geriye atıp, eğilip yerden bir şey alıyormuş gibi davranıyordu. Ama yerde hiçbir şey yoktu. Balkondan onu izledim bir süre. Sonra gitti zaten."
Duyduklarıyla ikinci bir şok geçirmişti kadın.
"Ne diyosun yavrum sen? Emin misin? Annene falan söyledin mi, bir polise falan haber verseydi. Akıl hastahanesinden falan kaçmış olmasın?"
"Teyze söyledim de annem inanmadı bana. Tabi kendi gözüyle görmeyince uydurduğumu sandı. Ama artık bir şahidim var, işte şimdi inanmak zorunda. Hadi Canan teyze gel de gidelim."
Çocuk işin gırgırında teyzenin kolunu tutmuştu. Ama teyze olanlar için endişe duymaya başlamıştı. Eğer bu çocuk hastahaneden falan kaçtıysa durum çok ciddi bile olabilirdi. Ya birine zarar verirse?
Evet, kesinlikle polisi aramalıydı.
________________
Biraz geç oldu ama yeni bölümle geldiim:)
Bölüm nasıldı sizce?
Oylarınızı ve yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyoruuum
Ama siz hep unutuyosunuz yorum yazmayı. Bu sefer unutmayın tamam mı xkmsksnxks
Neyse çok uzattıım😅
Kaçtım ben💃
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUS, LÜTFEN SUS.
Mystery / Thriller29 Mayıs 2019: Kesit; "Lütfen git artık. Yalvarıyorum sana. Dayanamıyorum............ Kes sesini. Sus. Konuşma. Sus dedim sana. Sus. Yapamıyorum, dayanamıyorum. Sus artık......... Peki tamam. Susmayacak mısın? Ben senin sesini keseceğim. Bu acı son...