3. Bölüm

155 2 0
                                    

MEDYA KORAY ÖNDER

"İsterseniz eve geçip planı şimdiden bile hazırlayabiliriz."

Bu adamın işte aceleci olmasını seviyordum. Bekletmiyordu, bekleterek yormuyordu. Sinsice gülümsememi yüzüme taktım. Yapmacık suratımın hala çok iyi göründüğüne emindim.

**************************************

"Size mi gidiyoruz yoksa bize mi" diye sorduğunda tereddütte kaldım. Henüz bu sabah tanıştığım birinin evine gitmeli miydim? Zaten tanımadığım bir beden ve aşina olmadığım düşüncelerle bir akşam yemeğine çıkmak başlıca büyük bir hataydı. Hatamın üstüne bir hata daha kaldıramazdım. Benim evim, her zaman daha güvenliydi.

"Bizim eve gidelim" dedim korkak aynı zamanda da gayet dediğinden emin bir ses tonuyla.. Bu akşam plan yapıp yarın cinayet işleyecek birine göre fazla rahat davrandığımı anladım. Ben bir insan öldürecektim. Ailemi öldürenleri canından edecektim. Onlar benim ailemi öldürürken suçluluk duygusu duymadılar, o zaman bende duymamalıydım. O zaman yaklaşık 3 senedir gerçekleştirmeyi planladığım hayat felsefemde ortaya çıkacaktı. Senin canını yakanı, canından koparıp atacaksın.

Bu sırada Koray arabayı sürüyordu. Derin hayallere dalmışken birden o mavi ile yeşilin tüm tonlarını hissettiğim bir çift göz bana bakarak geldiğimizi söyledi. Heyecanlıydım. Bu gece belki de kaderim değişecekti. Fakat başıma geleceklerden bir habersiz kendimi güvende hissediyordum.

"Aylin, geldik eve geçip hemen uygun bir plan yapmalıyız." dedi. Ve bunları söylerken mavi gözleriyle hem güvenli hem de nefret dolu bakışlarını nasıl attığını düşünüyordum.

Eve geldiğimizde hemen masaya geçecektik. Fakat çantamı bırakıp gördüğüm ilk koltuğa yığıldım. Aynı şekilde Koray'da beni taklit ediyordu. Bir süre böyle kaldıktan sonra üstümü değiştirmem gerektiğini düşündüm. Hızlıca merdivenleri çıkarken aynı zamanda da birkaç dakikaya geleceğimi ve beklemesi gerektiğini söylüyordum.

Üstümü giyinip merdivenlerden indiğimde Koray'ı bıraktığım yerde bulamadım. Salona göz attığımda onu aynanın önünde bir çerçeveyle gördüm. Yavaşça yanına yaklaştım. Elinde ben ve bir zamanlar sevdiğim adamın fotoğrafı vardı. Konuşmaya başlarken mavi gözleri ateş fışkırtıyordu aynı zamanda da bir tebessüm vardı suratında:

"Onu en son ne zaman gördün?"

"Ahh, en son annem ve babamın ölümünden bir gün önce görmüştüm. Ailem öldükten sonra bir haber alamadım ondan. Telefonunu değiştirmiş, taşınmış yani kendinden bir iz bırakmamış. Ailemin ölümünden sonra o da bırakıp gitti beni. Çevremdekiler, onun gözünün para da olduğunu ve ailem ölünce parasız kalacağımızı ve bu yüzden gittiğini söylediler."

Bunları ona anlatırken gözlerimin dolduğunun farkına varmıştım. Hayat bir kez daha yüzüme vurmuştu yanlızlığımı. 3 senedir bu kocaman evde tek başıma.. Henüz 21 yaşında bir kızdım. Hayat bana gülümsüyordu lakin ağzıyla değil. Yaşıtlarım üniversitelerde çalışıp kütüphanelerde ders çalışırken; koskaca şirketi yönetmeye ve ailemin katilini bulmaya çalışıyordum. Hayallerimin mesleği bir öğretmen olmaktı fakat başaramamıştım. Belki ailem bana bir "elveda" demeseydi o hayalimi gerçekleştirecektim.

"Gerçekten üzüldüm, sizin gibi bir bayanı nasıl olurda bırakabildi, terkedebildi, şaşkınım."

"Neyse biz artık şu plana geçelim."

Masaya doğru hem korkarak hemde içimde bir heyecanla geçtim. O elindeki belgeleri tek tek masaya dizerken şaşkın bir şekilde izliyordum. Bütün şüphelileri toplamıştı. 3 senede yapamadığımı bir ayda mı yaptı dersiniz? Bütün şüphelilerin siması tanıdık geliyordu. Babamı öldürecek tipler değildi. Ama kendime bunu inandırdım. Kendi kendime "evet onlar" diyebilmeliydim ilk başta. Ve dedimde.. Planı açıkça bana anlatmaya başladı.

"İlk başta söylemem gerekenler var. Bu adamın ilk oğlunu kaçıracağız. Oğlu 20 yaşında. Oğlu elimizdeyken istediğin işkenceyi uygulayabilirsin üstünde lakin öldürmeyeceksin. Daha sonra babayı çağıracağız 'oğlunu kurtarmak istiyorsan gelmek zorundasın' demek zorundayız. Adam buraya geldiğinde onuda oğlu gibi bağlayacağız. İlk başta babanın karşısında oğlunu öldüreceğiz daha sonra babayı.."

Sözlerini ağzım açık dinlerken bu tür şeylere alışkın olmadığım için bir nebze korkmuştum. Demek "cinayet" denen şey asıl buydu. Sessizce dinlemeye devam ettim.

"Aylin aileni öldürenlerde baş şüpheli sıramda O var."

"O" derken?

"O, senin sevdiğin kişi, evleneceğin adam, seni terkeden adam.."

"O adamın bir ismi var Poyraz."

"Tamam Poyraz'dan bahsediyorum. O da şüpheli olamaz mı?"

"Sanmıyorum. Biz şu Necati denen adamı halledelim artık." dediğimde bir adamı öldürmek için hazır olmadığımı farkettim. Fakat belli etmedim.

Ruhumun yorulduğu sıralarda Koray'ı evine gönderip uyudum. Yarın saat 2 gibi planımızı uygulamaya sokacaktık.

*************************************************

"Koray, doğru zamanın olduğuna emin misin?"

Yaklaşık 53 dakikadır Necati denen herifin oğlunu arabamızın içinden izliyor, takip ediyor, not alıyorduk. Okuldan çıkışı, ve yürüdüğü o sokaklar.. Kendimi tutamayıp Koray'a cevabını merak ettiğim fakat gereksiz bir soru sordum:

"Bunlar madem babamı öldürecek kadar yürek yemişler, madem babamla şirketeleri yarışıyor, madem zenginler, neden bu çocuğun bir arabası bile yok. Ve hatta eve yürüyerek gidiyor."

Koray'ın tedirgin gözlerine baktım, bana sadece bir kelimeyle tüm bildiğini anlattı.

"Bilmiyorum."

Çocuğu izlmeye devam ediyorduk. Ara sokaklardan birine girdi, ne bir dükkan ne bir insan.. Bomboş eski evler.. Etrafta kamera olup olmadığına bakarken birden Koray camı açıp seslendi:

"Bakar mısın bi?"

Korkarak bize doğru yaklaşan 1.85 boylarında, sırtında ufak bir sırt çantası bulunan bu çocuk bize döndü. Yüzünü bir yerden anımsıyor gibiydim. Koray birden arabadan indi.

Çocuğu kenara çekti. Çocuğun itiraz etmeyle karışık titreyen sesi acıma duygumu az da olsa kabarttı. Fakat bu yolda en az Koray kadar emindim. Acıma duygum olmayacaktı. Koray birden belinden çıkarttığı silahla çocuğun kafasına sertçe vurdu. Çocuk yere düşünce bende arabadan indim. Ben kollarından Koray ayaklarından tutup arabaya attığımızda heyecanlıydım. Sessizce konuştum.

"Asıl intikam oyunu şimdi başlıyor."

SİYAHIMSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin