2₱

20 4 54
                                    

Medya: Take Me To Chruch - Hozier

※ ※ ※

"Aman ya.. Koy göte gitsin oyun bu boşveer.."

Önümdeki sırada oturan Orhan kaybettiği oyun yüzden önce sinirlenip bağırmış sonra da umursamazca söylenmişti.

Orhan'ın bu haline gülerken yanımda kızlarla mesajlaşan Salih'e baktım. Onun bu hareketleri canımı yaksa da bir şey demiyordum. Çünkü diyemiyordum.

Aklıma gelen şeyle hâlâ mesajlaşan Salih'in telefonunu ani bir hareketle çektim. Eli boş kalan Ciyerfarem (Ciğerparem) kafasını kaldırıp bana baktı.

İlk kaşları çatıldı sonra ben olduğumu görünce bir şey demeden beni izledi. Kiminle mesajlaşıyor diye baktığımda O Orospu kızla mesajlaştığını gördüm. Sinirlerim tepeme çıkıyordu.

Daha dün kavga ettiği kız! Ona inanamayarak baktığımda bana anlamsız bakışlar attı. Tabii benim onu sevdiğimi bilmediği için niye öyle bir bakış attım anlamamıştı.

Sonra o kızla olan sohbetten çıkıp konuştuğu kişilere baktım. Onun telefonunu ondan çok bazen ben kurcaladığım için bu hareketlerime bir şey demiyordu. Bende bundan yararlanarak kimlerle konuştuğunu öğreniyordum.

Sonra belki onlara fake hesabımdan yazıp Ciyerfarem'i rahat bırakmalarını söyleyerek tehdit ediyordum :)

053*****, numarısını gördüğümde istemsizce kalbim hızlandı. Kim olduğunı tabiiki de biliyordum. Ama ona sormak ve hakkı(m)nda ne düşünüyor bilmek istiyordum.

Benim orada takılı kaldığımı gördüğünde elimden telefonu aldı ve esmer teninden dolayo çok belli olmasa da kızardığını anlıyordum.

Önümüzdeki Orhan hâlen oyun oynarken ona çaktırmadan bileğimi tutup ilk sıradan sonra sınıftan çıkardı.

Bu halleri beni güldürsede ona belli etmemeye çalışıyordum.

Bileğimi hâlâ bırakmamıştı ve okul binasından bahçeye çıkmıştık.

Havalar soğuduğu için dışarıda pek öğrenci olmuyordu. Bu yüzden de bahçedeki bankların çoğu boştu.

Biraz karaltı da kalan bir banka doğru ilerlerken aklımda binbir tilki volta atıyordu.

Aniden bana dönmesiyle biraz afallasamda belli etmeyerek ve umursamazca davranarak ona baktım. O ise biraz endişeliydi. Ama çoğu saçmalık der gibiydi.

Hâlâ bileğimde olan uzun ince güzel parmaklarına gözüm kayarken O da fark etmiş gibi elini çekmişti. Bileğim sıcaktan soğuğa geçerken titremiştim.

"Dün bir şey oldu." Sakin kalmaya çalışıyordu ama nefes alış-verişleri bunu desteklemiyordu. Kafasını eğip derin bir nefes aldı ve elini banklara uzatıp, "otursana" dedi.

Dediğini yapıp soğuk banka oturdum. O ise az ayakta durmuştu ve sonra yanıma oturup kafasını ellerinin arasına aldı.

Şuan 'sevgi' tarafımı bırakıp ona 'kardeş' tarafımı açmalıydım. Ve öyle de yaptım.

Cebimdeki elimi çıkarıp onun sırtına koydum. Yavaş hareketlerle bir aşağı bir yukarı sırtını sıvazlarken kafasını bana çevirdi.

"Dün ne oldu? Neden bu haldesin?"

Sorularım ona bir nefes daha aldırırken kafasını önüne çevirdi ve bahçede dolananlara baktı. Bir nefes daha alırken anlatmaya başladı.

"Biri bana yazdı. Önce şu benden hoşlanan kızlar sandım. Yani Çisem, Busem veya Ayçin. Ama onlar değildi. Sonra yeni gelen dokuzlardan bana hayran olan kızlar filan sandım. Ama onlar da değildi. Belki yeni geldi okula sandım. Ama okula da yeni gelmemiş, hatta üç senedir bu okuldaymış. Sonra düşündüm, 'Benimle taşşak mı geçiyorlar lan yoksa?' diye sordum kendime. Ama bunun cevabını bilmiyordum. Ama emindim. Yani kız olduğundan.."

S A R F I N A Z A R  ||Yarı Textig||BxB||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin