KARŞILAŞMA

180 5 0
                                    

''Evet, evet buyrun'' dedim.

Hafif bir tebessümle; ''ayakkabınızın bağcığı.. bağcığınız açık kalmış'' dedi. 

~Yiğit'in ağzından~
Sanırım daha önce hiç kimse bu kadar güzel bakmamıştı bana. Öylesine güzeldiki; saçları, sesi, gözleri, dudakları... Tamamlayamadığım yapbozun en önemli parçası gibiydi sanki. Bu benim olmalı diye bi ego tatmini yapmadım ilk kez ama kesinlikle tanışmalıydım.
****
Tam ben eğilmeye yeltenirken birden o eğildi ve başını yukarı kaldırarak ''uyardım bari bağlayayımda görevimi tamamlayayım'' dedi. ''Hiç ama hiç gerek yoktu'' dedim. Biraz kızdım da aslında. O kim ki benim ayakkabı mı bağlayacak, küstah. Erkek değil mi etkileme yolları işte. Ayağımı çektim ve sertçe ''teşekkürler'' deyip yürümeye başladım.
Aslında çok hoş bir çocuktu, görüntüsü aklımdan gitmeyecek kadar hoş. Bir an evvel bu düşünceleri silip tekrar düşündüğüm şeylere döndüm. Daha büyük ve önemli sıkıntılar.. Bir iş aramak gerekir. Yaa acaba o neden burdaydı, şık da giyimli ne işi var ki buralarda. Off tamam tamam tamammm düşünmemem lazım. Hem neden düşüniyim. Neyse. Nerde kalmıştım.. 
Düşüncelerim gözlerime o kadar baskı yapıyorduki gözyaşlarımı tutamıyordum. Kolumdan biri tuttu o sırada. Bu borcumuz olan ev sahibiydi. Bir sürü tatava ardından ''ah evet evet, haklısınız, en kısa zamanda..'' gibi cümleler kurdum. 
Evet işte her şey açıkca ortadaydı sanırım bir an önce varmalıyım Üsküdar'a. Dar sokaklar üstüme üstüme geliyor! 

-Arkadaşlar konu romantiklik ve amaç tabi ki belli. Ne kadar ucu açık gibi görünse de tahmin edilemeyeceğini düşündüğüm şeyler olacak, şu an biraz klasikleşebilir belki gözünüzde. İyi okumalar :) -

EN DERİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin