Şirkete geldiğimizde arabadan beraber inmek çok garip geldi. Yaklaşık yarım saat içinde gidip gelmiştik. Bu demek oluyor ki molamın yarım saati gitti. Neyse ki ödev teslim oldu. Asansöre doğru yaklaşırken ‘’ben merdivenlerden çıkacağım’’ dedim. ‘’Ah şu kadınlar. Formlarını korumak için göktelen bile çıkarlar’’ dedi.
Salak. Nerden bilecek ki küçükken asansörde kaldığımı ve bunun bi fobi olduğunu. İnsanlar ve yargıları…. Başetmek bazen çok zor. Alaycı bi gülümseme attım ve çıkmaya başladım. Ne diye korkum var sanki bin mis gibi asansöre çık. Resmen nefesim kesiliyor. Bu gidişte astım hastası da olurum ben.
O kadar uykusuzdum ki bilgisayara bakarken gözlerimin kapandığını hissedebiliyordum. Molaya gireli yarım saat olmuştu ve şimdide benim molam. Şu dosya ne kadar da yastığıma benziyor. Kafamı koyar koymaz uykuya dalmışım. Sanırım yaklaşık bir dakika sonra derinden gelen bir ‘’Derin, Derin, Deriiin’’ seslenişiyle uyandım. ‘’Off’’ diyerek gözlerimi kamaştırarak başımı kaldırdığımda karşımda duran Serhat Bey’di. Heycanla ayağa kalktım ve ‘’kusura bakmayın efendim’’ dedim. ‘’Yo yo sorun değil. İş başında olmadığın için bir şey demiyorum. 2 dakikan kaldı diye uyandırayım dedim.’’ ‘’Teşekkürler Serhat Bey’’ dedim.
‘’Akşam bi toplantıya gideceğim. Merak etme sen gelmeyeceksin’’ dedi. Tam o sırada ‘’Serhat amca nasılsın?’’ diye bir ses geldi. ‘’Pardon Serhat Beeeyyy :D’’ ‘’Gel Yiğit’cim odaya geçelim birkaç imza atman gerek. Bir şey içer misin?’’ dedi Serhat Bey. ‘’Bi çayınızı içerim’’ dedi Yiğit gülerek. Onları duymuyor gibiydim o kadar çok uykum vardı ki ağrıdan başımı tutamıyordum resmen. ‘’Tabi tabi ben gönderirim’’ dedim ve içeri girdiler. Başım çok ağrıyor. Gitmek istiyorum. Hayat çok zooorrr çooookkk. Çıkışta annemi görmeye gideyim bari özledim. Biraz enerjide gelir belki.
^^^^^^^
Yaklaşık 1 saat sonra çıktılar. ‘’Babana selamlarımı ilet Yiğit, görüşürüz’’ ‘’Tabi iletirim görüşmek üzere’’ dedi Yiğit Serhat Bey’e. Patron içeri girince ‘’nasılsın hala uykuluya benziyorsun, öğle arasında göremedim seni’’ dedi Yiğit. ‘’He evet evet, fırsatım olmadı. Daha doğrusu uyuyakalmışım’’ dedim kıkırdayarak. ‘Ahahaha olur o kadar, hadi gel sana bir şeyler ısmarlayayım yemek de yememişsindir sen’’ dedi. ‘’Çalışıyorum Yiğit Bey teşekkürler’’ dedim. ‘’Imm evet doğru düşünemedim’’ dedi. Siz iş adamları neyi düşünürsünüz ki zaten! ‘’Sorun değil görüşmek üzere güle güle’’ dedim ve bilgisayara döndüm.
Bu fırsatı iş yüzünden kaçırdığıma inanamıyoruuumm :D Sonuçta yakışıklı çocuk. Ortaklık dosyalarını dizerken kişisel bilgilere rastladım. Yiğit Özarslan. 23 yaşında. Özel üniversiteden mezun. BEKAR!! Yeni bir iş adamı. Amaaann neyse sanki ne yapacaksam. ‘’Neyi ne yapacaksan?’’ dedi Serhat Bey. Ohaa ne ara gelmişti. Sesli düşünmüşüm sanırım. ‘’Eee şey önemli bir şey değil, kusura bakmayın’’ dedim ve dosyayı kapatarak yerine koydum. ‘’Ben şimdi çıkıyorum. İşleri toparladıysan sende çıkabilirsin.’’ Dedi. ‘’Teşekkürler iyi akşamlar’’ dedim ve o çıkar çıkmaz arkasından çıktım. Annemi görüp eve gidecektim. Çok uykum var çok!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EN DERİNE
RomanceDerin ve Yiğit baş kahramanları için buradayız. Derin 20 yaşında Üniversitede mimarlık okuyan, sadece annesi kalmış biri. Yiğit bilinen klasik zengin çocuğu rolünde olsa da hiç de öyle değil. İlk bakışta sıradan bir aşk hikayesi olarak görülse de sa...