Multimedya: George
Aidan bütün vücudunun yandığını hissediyordu hâlâ. Laboratuvarın duvarına dayanmış, George'un arkadaşlarına da aynı şeyi yapışını izliyordu. Leo oturduğu yerden ayaklanmış, sersemlemiş bir halde kendisine doğru geliyordu.
"Dostum, o da neydi öyle? Kendimden geçtiğimi hissettim."
Aidan, arkadaşına katıldığını gösteren bir şekilde başını salladı. "Evet, ben de öyle hissettim. Sanki alev almış gibiydim."
Leo, Aidan'a biraz daha yaklaştı ve kahverengi gözlerini gözlerine dikti. "Bu şey gözlerini daha da parlaklaştırmış."
Aidan şaşkınlıkla kaşlarını çattı fakat bir şey demedi. Olağanüstü bir şekilde kendini olduğundan çok daha güçlü hissediyordu ve bu his onu heyecanlandırıyordu. İnsanları katleden beyinsiz yaratıklarla savaşmak için can atıyordu.
"Harika, hepinizin işi bitti. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" George'un normal olmayan bir şekilde neşeli olan sesi, laboratuvarın çıplak beyaz duvarlarında yankılandı. Aidan ve Leo aynı anda ona doğru döndüler ve Aidan çocuğun keyfinin gayet yerinde olduğunu gördü.
"Şey, ben tuhaf hissediyorum. Eminim arkadaşlarım da bana katılıyordur." diyr cevapladı Leo soruyu. Kimse itiraz etmedi çünkü elbette hepsi tuhaf hissediyordu. Brianna hariç belki. Zaten George'un bu soruyu onun dışındakilere yönelttiği belliydi. Kızdan tarafa bakmıyordu bile.
George ellerini birbirine vurdu ve kapıya doğru yürüdü. "Peki, buradaki işimiz bittiğine göre yukarı, Bay Corrony'nin yanına çıkabiliriz."
Kendisi laboratuvarı terk etti ve diğerlerini beklemeden gözden kayboldu. Beş kişi arasından ilk harekete geçen Leo oldu ve onu Aidan takip etti. Kapının önüne geldiklerinde Aidan arkadaşının yanında yürüyordu. Tam kapıdan çıkmak üzerelerken Leo elini onun göğsüne koydu ve durdurdu. Aidan kaşlarını kaldırarak çocuğa baktı.
"Önce ben çıkacağım." dedi Leo ve ileri doğru bir adım attı. Aidan sırıtmaya başladı. Arkadaşını dirseğinden yakaladı ve geriye doğru çekiştirdi. "Hayır," dedi, "ben çıkacağım."
Dışarıya adımını atmak üzereydi ki Leo çocuğun sırtına atladı ve ikisi birden yere kapaklandı. Aidan yüzüstü düşmüştü fakat canı yanmıyordu. Buna ilk başta şaşırdı, bir süre sonra bunun serumun bir etkisi olabileceğini fark etti ve kahkahalarla gülmeye başladı. Leo ise arkadaşının sırtından kalkmış, yanına uzanmıştı ve o da kahkahalara boğulmuştu.
Aidan yukarı doğru baktığında Gale, Lynn ve Brianna'nın kendilerine tuhaf tuhaf baktığını gördü. Dizlerinin üzerinde doğruldu. O kadar çok gülüyordu ki nefessiz kalmıştı. Elini karnının üzerine koyarak sakinleşmeye çalıştı fakat Leo'nun kahkahaları kulaklarına dolarken buna konsantre olmak çok zordu.
Bir süre sonra kahkahaları dinmeye başladı. Önündeki duvardan destek alarak ayağa kalktı ve hâlâ gülmekte olan arkadaşını gömleğinden yakalayıp ayağa kaldırdı.
"Tamam, dostum. Kes artık şunu." dedi sessiz kahkahalar arasında. Leo gözleri kapalı bir şekilde başını salladı fakat susmaya niyetliymiş gibi görünmüyordu. Çocuğu dirseğinden tuttu, George'un kendilerini beklediği asansörlere doğru götürmeye başladı.
"Siz ikiniz beş yaşında gibi davranıyorsunuz." diye sızlandı George asansörlere ulaştıklarında. Aidan'ın sırıtışı genişledi. Elini çocuğun omzuna yerleştirdi ve, "George, biz ikimiz beş yaşından sonra yanlızca fiziksel olarak büyümüşüz." dedi. Bunun üzerine George hafif bir kahkaha patlattı ve bir an sonra asansör düğmesine sert bir yumruk attı.