-2-

90 37 75
                                    

 Medya Crescent

.

  Depoya kısa bir sürede varmıştım. Depomuz kimsenin bilmediği bir yerdeydi.Ufak ama bize yeteri kadar imkan sağlıyordu. Küçük siuah bir kutuya benzeyen depomuzda eski deri bir koltuk onun önünde bir masa ve karşısındada çift kişilik bir koltuk vardı.Yaklaşık 15 dakikadır bekliyordum ama üçüde ortada yoktu. Masanın yanında ki sandalyeyi çekip oturdum. Bir süre sonra  kapı çaldı. Gelen tabi ki Victor ve Adriannaydı ikisi arasında bir çekim olduğunu her zaman düşünmüşümdür. Bu işte en son karışmasını istediğim şey duygulardı bu bir savaştı ve duygulara yer yoktu.

"Sonunda gelebildiniz geç kalmanızın geçerli bir sebebi var mı acaba?" dedim kızarak. Daha şimdiden bu kadar ciddiyetsiz olacaklarsa bu savaş başlamadan biterdi.

"Sorguya çekmektense bir an önce başlasak iyi olacak vaktimiz sınırlı." dedi Adrianna .Adrianna benden sonra ki en dişli ve güçlü karakterdi ayrıca en yakın arkadaşımdı.Aslında tek arkadaşımdı.

"Ne ile başlıyoruz. Bunca saat beklerken çoktan bir plan düşünmüşsündür Cres"dedi Victor . 

"Tabi ki düşündündüm. Sizin gibi aklımda bu ayaklanma dışında bir şey yok" dedim sesimi yükselterek. "Taşla mızrakla saldıracak değiliz. Kaleyi içten fethetmeliyiz, biz yarı büyücüyüz büyü öğrenmek bizim hakkımız. Kaleye girip kitaplardan basitten başlayarak zora doğru büyülere çalışmalıyız" dedim ikisinede bakarak. Victor bana dönüp gülerek.

"Ee sanırım bu planda bir sorun var. Biz kaleye giremeyiz oraya sadece 2.sınıf köleler girebilir." dedi. Benimle dalga geçermiş gibi. Bu çocuk beni ne zannediyordu tüm planı 5dakika önce yaptığımımı. Ben bu savaşa yıllardır hazırlanıyorum her sonuç için bir planım var.

"Sen okul zamanında arkadaşlarınla gezerken ben bunları düşündüm bunların planını yaptım.-bağırarak- siz ayakta uyurken ben uyanıktım eğer beni ciddiye almayacaksanız kapı orada sizden çok daha iyilerini bulurum." dedim  sinirle. Yalandı. Daha iyilerini falan bulamazdım yıllardır onları arıyordum tek şansım onlardı.

"Her şeyi yarım yamalak anlatıp sonra bana bağıramazsın. Planın başını söyleyip bize tamamlamamız için ödev mi veriyorsun şaka mısın sen? burada soru soramayacaksam, söz hakkım olmayacaksa ne işim var? senin piyonların değiliz biz"dedi Victor sinirle. Haklıydı belki de çok fazla tepki göstermiştim.

"Özür dilerim, biliyorsun bu son bir kaç haftadır fazla stresliyim" dedim .Victor bana kafa sallayıp devam etmemi işaret etti. "Saraya çalışanmış gibi sızacağız. Tamam, kabul ediyorum çok klasik bir taktik ama gizlice girmekten daha az riskli." dedim Adrianna bana dönüp.

"Peki sızdık sarayda çalışanların büyü kitaplarına erişimi var mı ki?" dedi saçını arkaya atarak.

"Yoksa da artık olacak. Bugünlük bu kadar yeter Liz nerede?" dedim ortamı yumuşatmaya çalışarak. Lizzyi ne kadar karıştırmak istemesemde burada olmaması içimi huzursuz etmişti.

"Ailesinden izin alamamıştır. O henüz çok küçük onu saraya sokamayız." dedi Adriana yanıma gelerek. Farkındaydım saraya onu sokamazdık ama bize bir şekilde yardım edebilirdi. Lizzynin annesi saray ve insanlar arasında ki ilişkiyi korumak için çalışırdı. Saraya giriş çıkış izni vardı.

"Lizzy bize çalışma kıyafetlerini çalıcak" dedim ikisi de şok olmuş görünüyordu. "Lizzynin annesi saray için çalışıyor ,giriş izni var eğer annesinin yanında girebilirse işimizi kolaylaştırır "dedim. İkinci bir şok daha yaşıyorlardı. Neden böyle bir tepki vermişlerde çok mantıklı gelmişti oysa ki.

"Saraya gizlice gireceğimizi düşünmüyordum" dedi Adrianna şaşırmışçasına.

"Yok canım gidip iş başvurusu yapacağız. Kabul edilirsek pazartesi başalarız" dedim alay edercesine.

"Cresin dediği çok mantıklı oraya gizlice sızmalıyız. Hepimizin kendi hayatlarında işleri var saraya kabul edilmemiz imkansız" dedi Victor. Tabi ki haklıydım gidip selam bizi işe alır mısınız? biraz büyü öğrenip çıkacağız diyemezdik sonuçta.

"Bugünlük bu kadar yeter Lizzye bir cin gönderip görevini anlatacağım."dedim arkada ki tekli eski koltuğa oturarak. "İçecek birşeyler var mı?" dedi Victor gülerek.

"Su var" dedim elime bir kitap alarak. "Ne demek su var burada hiç birşey yok mu?" dedi bu çocuk gerçekten aptal.

"Yerin altında terk edilmiş bir depodayız.1haftada henüz sadece daha temel ihtiyaçlarımızı karşıladım. Eğer bu kadar yemeğe içmeye düşkünsen gelirken yanında al. Çünkü gelip geçici şeyler için zaten olmayan paramı harcayamayacağım Victor" dedim sinirlenmiş gibi ona hiç bakmayarak. Burada ciddi biri olarak sayılmak istiyordum. Bu bir savaş ve ben başlatanıyım. Ciddiyetsizlik başarısızlığı getirirdi. Adrianna gelip koltuğumun yanına oturdu bana sarılarak 

"Biraz daha sakin olmalısın henüz hiçbirşey başlamadı." deyip yanağımı öptü.Derin bir nefes aldım.Haklıydı, daha hiçbir şey olmadan böyleysem savaşa başlamadan stresten ölürdüm muhtemelen.

"Haklısın ama elimde değil" dedim çoktan Victorun yanına gitmiş Adriannaya bakarak.

"Sakinleş. Biz şimdi çıkıyoruz sende kendini çok yıpratmadan evine dön."dedi Victorun koluna girmiş bana el sallayarak. Defterimi alıp planı not etmeye başladım. Yarın işimden istifa edeceğim. Magiada bir dövüş öğretiçisiyim. 1.seviye insanlara ve düşük seviyeli büyücü çocuklara kendilerini savunmayı öğretiyorum. Büyücü çocuklardan görerek öğrendiğim bir kaç basit büyü var. Onlarıda not edip çalışmaları için diğerlerine gönderdim. Kendimizi kurtarmak için yeterli büyüler değildi ama saraya sızarken işimizi kolaylaştırabilirlerdi. Yanımda ki mumu yakıp yarın hakkında düşünmeye başladım.

Peki benim bu kadar şeyi nasıl öğrendiğimi merak ediyor musunuz?

insan dünyasını ,sarayın içini , melezleri bulmayı bunlarını merak ediyorsanız diğer bölümü okumayı unutmayın. Tüm kapılar yavaşça açılıyor büyüyle kalın...

CRES:KurtuluşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin