KÜTÜPHANE

270 6 2
                                    

ZEYNEP'İN AĞZINDAN

Eskiden her haftasonu gittiğim gibi bu haftasonuda kütüphanenin yolunu tutmuştum. Her zaman kütüphaneyi düzenleyen çocuğu görmek için mi gidiyordum. Hayır tabiki diye kendimi kandırsamda öyleydi galiba. Çocuk gerçekten hiç kimsenin dikkatini çekmeyecek biriydi. Ama ne bileyim onda kendini çekici yapan bir şey vardı. Kızlara yüz vermezdi. Yada bana karşı böyle suratsız bilmiyorum.  Kütüphaneye gittiğimde yine oradaydı. Benimle ilgilenmesini sağlıyordum ama nafile. Habire işini yapıyor etrafıyla hiç ilgilenmiyordu. Kitapları düzenlerken elindeki kitaba uzun uzun baktığını farkettim. Fırsat bu fırsat yanına yaklaşıp bu kitabı okudun mu diye sordum. Verdiği tek cevap '' hayır okumadım ama güzel bir kitap olduğunu duymuştum'' oldu. Bu muydu yani ona konuşması için fırsat tanıdım o ise sadece sorumu cevaplamış ve işine devam etmişti. Gerçekten çok ukala. Ona arkam dönük bir şekilde aradığım kitabı bulmaya çalışırken benimle ilgilenmesini istiyordum. Elinde kitaplarla bana doğru geldiğini görünce hızla arkamı döndüm. Sadece istediğim dengesini kaybedip kitaplarla beraber düşmesini sağlamaktı. Ama sonuç biraz farklı oldu. Yere düştükten sonra arkasındaki kitaplık üzerine devrilmişti. Kafasının kanadığını görebiliyordum. Etrafı kalabalıklaşmaya başladı. Benim ise tek düşündüğüm kalabalığın içinden kaçmaktı. Aman Allah'ım ne yapmıştım ben.

Ertesi gün kütüphaneye tekrar geldiğimde bu sefer onun yerinde başka bir kız çalışıyordu. Sormaya çekindim. Durumu o kadar ciddi miydi ? Nelere sebep olduğuma inanamıyorum. İstediğim sadece birazcık ilgiydi. Düşünmekten kendimi alamadım. Her gün kütüphaneye gelmeye başlamıştım artık. Gerçekten kendimi suçlu hissediyordum. Hissetmek değil suçluydum. Yaklaşık bir hafta boyunca kütüphaneye gelmemişti. Meraklanmaya başlamıştım ki ertesi gün kütüphanede olduğunu farkettim. Kafasında bir yara bandı vardı. Eskisi gibi görünüyordu. Galiba bi özür borçluydum. Yanına yaklaştığımda '' Özür mü dileyeceksin ? '' diye sordu.  Bende " Eee , şeyy istemeden oldu'' dedim. Ne dese beğenirsiniz. '' Hayır bilerek yaptın.'' Yüzüm kızarmıştı. Evet bilerek yapmıştım. Ama ne diyecektim '' evet benimle ilgilenmeni istedim o yüzden böyle bişey yaptım. Üzerine bide 1 hafta boyunca seni arayıp sormadım''  mı diyecektim. Aslında arayıp sormadım denilemez hergün geldim. Ama onun bundan haberi yoktu. Kafamı aşağıya eğerek evet bilerek yaptım. Ama gerçekten neden yaptığımı bilmiyorum diye bir şeyler geveledim. Benimle bir haftasonu kahvaltı yapar mısın sana kendimi affettirmek istiyorum dedim. Özür amaçlı yani dediğinde evet diye geçiştirdim. Aslında onu daha yakından tanımak istiyordum. Tüm herşeyini ögrenmek istiyordum. Daha sevgilisi var mı yok mu bilmiyorum bile. Varsa boşuna ümitlenmemek lazım. Peki o zaman cumartesi günü Mode Cafe de buluşalım dediğinde düşüncelerimden sıyrılıp , irkildim. Günü , yeri ve zamanı belirlediğimize göre ben artık gidiyim dedim ve herşey için tekrardan özür dileyerek kütüphaneden ayrıldım. Hava yağmurluydu yürümeye karar verdim. Yağmuru gerçekten çok seviyordum. Ve yürürken de bir yandan beynimin içinde ki düşüncelere engel olamıyordum. Bu çocuğu bi yerden tanıyor gibiydim. O yüzden mi benimle ilgilenmesini istiyordum acaba. Belkide rüyamda görmüşümdür. Anormal bi yapım var. Ben bile bazen kendime inanamıyorum. Nerde, ne zaman , ne yapacağım belli olmuyor.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 22, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sadece Tesadüf.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin