Arctic Monkeys / Catapult
ve eğer fısıltısı sisi yarıyorsa
tek bir öpücüğüyle neler yapabileceğini düşün
..
ve seni babacığına geri fırlatabilir
ya da herhangi bir ıstırabına
ve sana bir zaferden sonraki günün kayıptan sonraki kadar boş olduğunu söyleyecek
..
ve hoşçakal demeden gidiyor
..
iyi deneme
vazgeçemezsin ama iyi deneme.
.Birkaç adım sesi. Sessiz olma çabasına girmeden yapıldığı belli olan şeyler ve edilen küçük küfürler.
Yerine gelmeye başlayan bilincimin ilk fark ettiği bunlar olurken, peşi sıra gelen organlarıma dek vücudumu saran ağrı pek de mutluluk verici değildi. Aralıksız bir uyku çekmeme rağmen ölecek gibi hissetmem dün gece yediğim bokların sonucuydu ama söylenmem de boşunaydı çünkü çok geçmeden bunun tekrar edeceğini biliyordum.
Dün gece.. Parti, sokak, vampir, orgy, Park Jimin.
Vampirlerle orgy?
Tanrım biliyorum bu aralar götümü tekmelemek için binbir tane sorunla uğraşmamı sağlıyorsun fakat lütfen mümkünse onunla tekrar karşılaşmak yerine, birkaç kan emici tarafından becerilmiş olayım.
Aksi taktirde kendimi pole direğine asarak intihar etmekten başka çarem kalmayacak gibi görünüyor çünkü.
"Biraz daha yatağımda kıç büyütürsen, dans ettiğim direği sana sokacağım Min Yoongi."
Çarkı yanlış dönen tüm sistemlerin canı cehenneme.
Saatler önceki anılarımı parmaklamış olan bedenin yanı başımdan hızlıca gittiğini hissettiğimde, fazla aceleci olduğunu anlamak için gözlerimi aralamama bile gerek yoktu. Yine bir yerlere geç kalmış olmalıydı ve aradığı şeyleri asla bulamamak ona her zaman eksi bir puan kazandırırdı.
"Götüme bir şeyler sokulmasından hoşlanmadığımı biliyorsun sanıyordum." dedim hareketleri daha da sertleştiğini belli ederken. Daha fazla oyalanmamın bir anlamı yoktu. Sihirli bir düğmeye basıp olanları geri alamazdım ve sikeyim, bana verdiği ağız işini unutmak delilik olurdu.
Parmaklarımı gözlerime çıkarıp ayılmaya çalıştım birkaç saniye. Ardından yataktan destek alıp doğrulmam biraz sürmüştü. Oda fazlaca seks ve Jimin'in değiştirdiği parfümü gibi kokuyordu. Güzel değildi. Tercih yapmakta hâlâ berbattı ve kokusu güzel falan değildi. Ağır parfümlerden nefret ederdim.
"5 dakika." Duygudan arınmış, dümdüz bir tonda konuştu elindeki siyah şapkayı başına geçirirken. "Sadece 5 dakika sonra siktirip gitmiş ol."
Kibarlığından ödün vermemesinden çok, yüzüme bir kez bile bakmaması güldürdü beni. Fazla neşeli bir gündü ve bunu berbat etmek için 5 dakika çokça yeterliydi.
Dudaklarımı aralayıp cevap verme zahmetine girmedim. O da beni beklemeden sırtına taktığı çantasıyla dış kapıyı sertçe açıp, aynı sertlikle kapattı.
Jimin'in gitmeleri karar vermelerine zıt olarak hep kolay olurdu.
Neyse ki sonu evime varan bir yolu yürümem gerekiyordu ve sızdıran çatımın durumuna bakmak için çok da geç değildi.
Ayağı kalkarak gözlerimi etrafta gezdirdim öylesine. İncelemek için ne bir nedenim ne de vaktim vardı. Bir daha buraya gelmem muhtemelen söz konusu bile değilken, siyah makyaj sandalyesinin üstüne atılmış kıyafetlerime ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lierre ¦ yoonmin
Fanficpole danser's au / switch! . direğe sarılı bedenlerimiz kadar var, kıvranan benliklerimiz kadar yokuz. '𝐢'𝐦 𝐠𝐨𝐢𝐧𝐠 𝐛𝐚𝐜𝐤 𝐭𝐨 𝟓𝟎𝟓'