Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Seungmin! Minho'ya gidebilir miyiz?"
Küçük adımlarla koltukta oturan Seungmin'in yanına yaklaştı Hyunjin. Ellerini kaldırıp onu kucağına almasını bekledi. Seungmin, Hyunjin'i kucağına aldıktan sonra saçlarını karıştırdı.
"Nedenmiş o?"
"Minho bana 3 tane kedisi olduğunu söylemişti. Gidip onları görmek istiyorum~" sevimli davranarak söyledi Hyunjin. Seungmin onun bu hallerini sevse de sadece bir şey istediğinde böyle davranması onu üzüyordu.
"Aaaa şey... Benim kedilere alerjim var gidemeyiz evet."
"Seungmin ben de kediyim. Bahane uydurma, gidelim hadii."
"Peki peki, ama bir şartla! Öpücük ver bakayım."
"Ew seni asla öpmem." Onun bu hâline güldü Seungmin. Küçük kedisiyle uğraşmayı seviyordu.
"Ew Minho'ya asla gitmem"
"Seungmin! Tamam biz gidelim sonra öperim yanağından."
"I-ıh inanmıyorum sana."
"Ama Seungmin gelince tamam mı?"
"Bir düşüneyim" güldü "tamam gidelim."
Hyunjin'i kucağından indirerek ayağa kalktı. Kedisi şaşırmış gözlerle ona bakıyordu. Merdivenlere yavaş yavaş çıkmaya başladı.
"Seungmin, beni unuttun!"
"Merdivenleri kendi başına çıkabiliyordun en son."
"Ama Seungmiin çok yoruluyorum o zaman beni kucağına al~"
"Of.. peki, gel buraya."
Merdivenlerin başında duran Hyunjin'i kucaklayıp yukarı çıktı. Odalarına geldiklerinde Hyunjin'i giydirdikten sonra kendisi de giyindi.
