Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Gitmek istemiyorum!"
Bavullar, kenarda duran kıyafetler, bir evin içinde 8 kişi.. Yani anladığımız kadarıyla etraf darma dağındı. Son anda konuşulan bir tatil planı herkesin telaşa kapılıp bir an önce bavullarını toplamasına ve bir kaos ortamına sebebiyet vermişti. Artı olarak mızmızlanan bir Hyunjin.
"Hyunjin saklanmayı bırak ve hemen buraya gel yoksa sensiz gideceğiz."
"Ama Seungmin-"
"Hyunjin hemen aşağı inmezsen ağzına ıslak peçete sokacağım~" Minho konuşmaya dahil olduğunda Hyunjin koşarak aşağı inmiş ve arabada yerini almıştı.
-
"Eee yolculuk nasıldı?"
Sonunda otele varmaları ile birlikte herkes arabadan inmiş, lobide odalarına geçebilmek için bekliyordu.
"Ne demezsin tüm yolu Minho hyungun kucağında gitmek zorunda kaldım, mükemmeldi."
Hyunjin bu konuşmalar karşısında göz devirip Seungmin'in yanına gitmiş ve gene her zaman ki sululuğuyla konuşmaya başlamıştı. "Keşke ben Seungmin'in kucağına otursaydım. Güzel olmaz mıydı Seungmin~"
Seungmin'in ise ona sırnaşan Hyunjin'e bakıp düz bir ifadeyle "Olmazdı." demesiyle Hyunjin bağırmaya başlamış, herkese rezil olmuşlardı bile.
Bir süre sonra artık herkes odalarına yerleştiğinde hepsi havuza girmek için can atıyordu. Hyunjin hariç, o ağzına peçete yememek için susuyordu.
Mayolarını giyinip anlaştıkları saatte aşağı inmişlerdi. Hyunjin, Chan ve Jeongin şezlonglarda oturuyor, Felix havuzun kenarında suya alışmaya çalışıyor diğerleri ise birbirlerine su atıp eğleniyordu.
Minho ve Changbin aynı anda birbirine bakıp sudan çıkana ve Hyunjin'i ayaklarından yakalayıp onu suya doğru sallamaya başlayana kadar her şey eğlenceli ilerliyordu. Ve bunu yaptıktan sonra daha eğlenceli bir hal almıştı. Hyunjin çığlıklar atıyor, diğerleri de anırarak gülüyorlardı. Etraftakiler onlara değişik bakışlar atarken, onlar kimseyi umursamadan eğleniyorlardı.
Ve evet Hyunjin'i suya fırlatmışlardı-
-
Tatilin ilk günü güzel geçmişti. Havuzda güzelce eğlendikten sonra yemek yiyip odalarına girmişlerdi.
Hyunjin ve Seungmin, aynı odada kalıyordu. (Kesinlikle Hyunjin ısrar etmedi.) Seungmin odaya girer girmez kendini yatağa atmış ve uyuklamaya başlamıştı. Hyunjin ise kenardaki tek kişilik koltuğa oturup telefonuyla ilgileniyordu.
"Seungmin üstünü ört üşürsün sonra."
"Kolumu kaldıracak halim yok Hyunjin... Hem hava sıcak üşümem."
Hyunjin, Seungmin'in son dediğinden sonra kaşlarını çatmış ve ayağa kalkarak yanına gitmişti. Yanına yatarak ona sarıldıktan sonra ayak ucundaki ince örtüyü alarak üstüne örtmüştü.
"Seungmin"
"Hm?"
"Seni ilk gördüğümde çirkin dediğimi hatırlıyor musun?"
"Evet, ne olmuş?"
"Onu neden dedim hatırlamıyorum ama hayatımda gördüğüm en güzel kişi sensin~"
"Biliyorum" Bunu duyan Hyunjin kaşlarını çatmış ve Seungmin'e daha sıkı sarılmıştı.
"Ya! Bunun romantik bir an olması gerekiyordu. Daha sana sevgili olalım mı diye soracaktım."
"E sen o kısmı atlayıp direkt evliliğe geçmemiş miydin?" demişti çaktırmadan gülerken.
Dalga geçiyordu ama kalbi hızlanmaya başlamıştı bile.
"Of hatırlatma bunun dalgasını çok geçtiniz zaten yeter yeter."
Seungmin onun şirin bir şekilde sızlanmasına karşı gülüşünü tutamamış sesli bir şekilde kahkaha atmıştı.
Ama Hyunjin bunu takmamış ona en önemli soruyu sormuştu.
