kargaşa

27 6 8
                                    

Gelen bir ihparla hapar topar çıkılan yolda  herkes sıradaki olaya hazır olmadığını biliyordu ama gitmeleri gerekiyordu  ve bu sefer caniliğin kaçıncı seviyesiyle baş başa kalacaklarını herkes merak ediyordu ama bu güzel bir merak değil di korku dolu bir merak tı ihpar yapılan yapan kişiyi yol üstü gördüler gidecekleri yere arabalar giremiyordu yolun geri kalanını yürümek zorunda kalmışlardı  sık ağaçlarla bezeli bir cennetti burası ama biri burayı ceheneme döndürmeyi başarmıştı ormanlik alanda biraz daha ilerleyince  ceset daha yokken bile burunlarına gelen ağar koku onlara cesetin nerde olduğuna dair bilgi veriyordu zaten biraz daha ilerlediklerinde orda bir cesetle karşılaştılar  cesetten yayılan koku göz ardı edilemezdi bunu kimse yapamaz dı yine bir canilik var dı evet ama bu sefer bir şeyler eksikti yada tamam mı denilmeliydi .  Bu seferki ceset bir ağaca bağlanmış çıplak bir kadın cesedi idi  vücudu berbat haldeydi türlü işkencelere mağruz kaldığı çok belliydi saç dipleri bile kan içindeydi ekipler geldiğinde kesik bir vücut bekliyordu yada eksik bir vücut parçası ama öyle değildi bu sefer eksik parca yok vücut tam bir bicimde  orda ve ağaca bağlanmış .kadının gözleri bir iple bağlanmış  ellerini de  bir iple sıkıca bağlamışlar ve elinde bir notla duruyor not alışık oldukları gibi arapça aynı sözcükleri görmeye  alıştıkları için garip gelmedi .cesedi  ağaca sıkıca bağlamışlar kızın başı önüne doğru düşmüş saçları yüzünü kapatıyordu ama saç diplerinden gelen kan ve seyrelen sacları canice öldürüldüğünün kanıtıydı sıkıca bağlandığı ağaçla bir bütün olmuştu vücudu öne doğru uzanan ayakları sıkıca bağlanmıştı ayaklarının rengi bu yüzden siyaha daha yakın duruyordu ayaklarının rengi ceset çamur kir ne varsa taşıyordu . Hasan  o kokuya rağmen ona yaklaştı önce nota göz attı nota daha kurumamış kan vardı notu kaldırınca bir parmağının kesik olduğunu gördüler parmak hala az da olsa kanıyordu bu da kanın nerden geldiğini gösterirdi . Hasan notu aynı yere bırakmak için eğildiği sırada kadının koluna deydi eli eldiven var di elinde ama ona rağmen buz kesmiş cesedin soğukluğu işledi içine hemen geri çekti elini ve ikinci olarak eğik olan basını iyice eğdi  gözüne bağlanan ipten tutup basını biraz daha eğdi ensesinde 4 yazıyordu tıpkı diğer cinayetler gibi ama bu sefer 4 sayisi tam enseye yazılamamıştı biraz sırta doğru kaymıştı ve 4 sayisi bu sefer bir dövme gibi değildi daha çok bir damga gibiydi vücuduna 4 sayısı kazılmıştı bunu görünce durdu düşündü öbür cesetlerle bu ceset arasında çözemediği bir gariplik var dı ya katilleri öldürme şeklini değiştirmişti yada katilleri değişmişti her ikisinden biri peki ya hangisi idi bunu da zaman gösterecekti.

Susuyorum sessizliğim uzun bir süre sürücek bu süre için de izlemem gerekenler var ilgimi hiç çekmeyen televizyon ,telefon ve tabi  insanları izlemeye karar verdim sokağa ve insanların zihinlerine verdiğim etkiyi görmeliyim izlemeliyim  yoksa bir anlamı olmaz ki .Herkesin gözündeki korkuyu hissetmeliyim ölüm korkusu nasıl bir şeymiş onlar da görmeli onlarda sıranın onlara gelmeyeceğini bilerek yaşadıkları şu dünyada sıranın onlara da geleceğini bilmeli   ölüm dört duvardır ortasında kalmaktan korktuğumuz bu sözü seviyorum  çünkü tabut en korkulan  dört duvardır  sen ordasın şu an o dört duvar arasında korkma seni ordan alacam senin yerine orayı hak edenler düşecek oraya .  Zaman her şeye ilaç değildir insanlar her şey gibi onu da yanlış yorumlar zaman bir kabuk gibidir altı kurtlanır yara büyür zaman bu yarayı sadece göstermez ama zaman bittiğinde  her şey gün ışığına çıktığında  kabuk kalktığında ortaya çıkan yarayı hicbir ilaç iyileştiremez ve sonu yine hüsran olur zamana bırak derler insanların yararı için zaman isterler ama zaman  yarayı soğutur mu citten yoksa körükler mi içten içe aslında herkesin kendi fikri var di var di ama sonuç yoktu bir işlev yok bir çözüm yok  düşünürken bile insanlara öfke doluyor   içim herkesi acı içinde görmek istiyor gözlerim ama sadece hak edenler ve seçilen kirli ruhlar onlar için varım ben
Ve benim azabım. Derin bir nefes aldım şimdi sakinim ve seninle konuşmak istiyorum insanların duyamadığı bu hırıltılar neden biri ölürken susuyor biri acı çekerken neden susuyor niye gülerken değilde zar zor son nefeslerini almaya çalıştıkları o an susuyor bunu bilmiyorum neden o zaman sustuguna dair en ufak bir bilgim yok ama öğrenicem çünkü her ölen kişiyle senin tatmin olup  susman bir anlam içeriyor olmalı bunu da bulucam ama bunun için 4 numaraya bakmam lazım en son zor uyutmustum ona biraz daha uyutacak ilaç verip dışarı çıkacam onu bırakacağım zaman daha dikkatli olmalıyım bu yüzden önce insanları izlemeliyim  ve sonra kendime bir yol haritası çizmeliyim ve kimse bizi bulmamalı ben seni bulmadan getirmeden kimse ama kimse bunu yapmamalı şşşşşşş sesiz ol bak 4 numara ölüm için kıvama gelmek üzere dışardan dönünce onu da yollayacam ve 4. Parçayı alacam şimdilik sakin ol sesiz ol izle sadece izle...

DİRİLME...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin