Jackson

1.8K 47 3
                                    

Sınır 4 oy.

Telefonunun sesiyle daldığın hayal dünyandan çıkıp gerçekliğe dönmüştün. İç çekip arayanın kim olduğuna baktın ki tahmin ettiğin gibi Jackson'dı.

Bir süre öylece ekrana bakıp aramayı reddettin çünkü Jackson'ın sana diyeceklerinden korkuyordun.

2 gün önce 'yakın arkadaşın' Jackson'ın ertelenen projesi yüzünden bozuk moralini düzeltmek için akşam bira ve soslu kanatlar ile evine gitmiştin. Aslında şöyle bir düşününce güzel bir gece olması beklenirken sarhoşken çenesi düşük ve aşık sen geceyi biraz mahvettiğini düşünüyordun.

Kapıda seni görünce bir nebze olsun gülümseyerek seni eve almış ve birlikte oturma odasına geçtikten sonra dev ekran televizyonundan bir film açıp arka planda ses olmasını sağlamıştınız ki Jackson'ın onca zamandır hazırlandığı projesinin ertelenmesinden dolayı morali bozukken bir şeye odaklanamayacağını biliyordun. Ve sendeee...Jackson üzgünse üzgün, mutluysa mutluydun.

Bir yandan içip bir yandan ona moral veriyordun lakin onun moodunun düşük olması demek senin moodunun da düşük olması demekti. Bu yüzden bir süre sonra sadece susup içmeye başladınız.

Alkole dayanıksız sen 2 biradan sonra çakır keyif olmuştun ve offlayıp bir anda ayağa kalkıp sana ne yaptığını anlamaya çalışır şekilde bakan Jackson'ın yanına oturdun. Bir elini omzuna atıp kendine çektin.

"Jackson, artık üzülme. Projen iptal olmadı sonuçta sadece ertelendi değil mi? "

"Evet ama-"

İşaret parmağını dudaklarının üstüne koyup onu susturdun.

"Şşt, üzülmeni istemiyorum. Sen üzülünce bende üzülüyorum. Bunların hepsi seni sevdiğimden."

Diyerek önünüzdeki masayı işaret ettin. Jackson gülümseyerek konuşmaya başladığında tüm odağın dudaklarındaydı.

"(Adın), teşekkür ederim bende seni seviyorum. Hey, sen beni dinliyor musun?"

Önünde salladığı eliyle parmak şıklattığında kendine gelip kafanı sallamıştın.

Jackson kafasını sağa solla sallayarak kahkaha attı.

"Öyle mi? Ne dediğimi tekrar edebilirsin öyleyse, değil mi?"

"Hı hı."

Göz göze gelince uzun sayılabilecek bir süre bakıştıktan sonra iç çekip içinde az bir şey kalmış olan 3.biranı kafana diklemiştin.

Alkolün verdiği cesaretle bir anda Jackson'a dönüp iki elinle yanaklarından tutup kendine çektin. Aranızda bir nefeslik mesafe varken onun şaşkınlıktan büyümüş olan güzel gözlerine bakarak konuşmaya başladın.

"Seni seviyorum, sen beni seviyor musun?" 

Jackson'da gülümseyerek karşılık verdi.

"Elbette seviyorum, kim en yakın arkadaşını sevmez ki."

Bir anlığına bozulsanda toparlanmış ve Jackson'ın yanaklarını baş parmağınla okşamıştın.

"Hayır, öyle değil. Seni seviyorum hem de inanılmaz bir şekilde, ben sana aşığım ki."

"(Adın)-"

Jackson'ın sözünü keserek onu öpmüştün. 

Sonrasını ise hatırlamıyordun ama sızdığın teorilerini aklında tutarak kendini sakinleştirmeye çalışıyordun.

Sabah onun yatağında erkenden uyanıp olanların verdiği utanç duygusu ile evini sessizce terk etmiştin.

Sana iki gündür ulaşmaya çalışan Jackson'a ise yol vermiyordun çünkü reddedilme hatta daha da kötüsü iletişiminizin sonlanmasından korkuyordun. 

Jackson'da tam tersi senin o gece olanları sarhoşluğa bağlayacağından ya da pişman olmandan korkuyordu. Doğal olarak tabi çünkü kalbini çarpıtan kız ona açılmıştı. 

Ne zaman evine gelmeye çalışsa bir işi çıkıyordu ve ertelemek zorunda kalıyordu ama seni binlerce kez araması ve mesaj atması ona yetmiyordu ki sende ona cevap vermiyordun. Telefonlarını zaten açmıyordun ve mesajda da sana seni sevdiğini söylemek istemiyordu.

Şansına tam o anda programında bir boşluk oluşmuş ve çıkıp evine gelmişti. 

Evde olduğunu biliyordu çünkü dersin yoktu belki açarsın diye kapıyı çalmış ama kapı deliğinden onu gören sen geriye çıkıp evde yokmuş taklidi yapıyordun. Tabi heyecan ve korkudan Jackson'ın evinin şifresini bildiğini unutmuştun.

Kapıyı açtığı anda karşısında seni görmüş ve derin bir nefes vermişti. Sense ne bir şey söyleyebiliyor ne de hareket ediyordun.

Sana doğru adım attığında bile hareket edemiyordun.

Tam ağzını açmıştın ki o gece senin yaptığın gibi konuşmana izin vermeyip seni kendine çekerek dudaklarınızı buluşturdu.

Gözlerini kapatıp karşılık vermeye başladığında elleriyle belinden tutarak seni iyice kendine yasladı. Sende kollarını boynuna sardın. Nefes almak için geri çekildiğinizde birbirinize gülümseyerek baktınız. 

"Seni seviyorum hem de inanılmaz bir şekilde, ben sana aşığım ki."

Gülümseyip cevap vermeden yakalarından kendine çekip uzun zamandır hayalini kurduğun dudaklarına uzun soluklu bir öpücük bıraktın. 

Geri çekildiğinizde alınlarınızı birbirinize yaslamış olduğunuz yerde hafifçe sallanıyordunuz.

"Seni inanılmaz seviyorum Jackson."

Seni iyice kendine çekip içine katarcasına sıkıca sarılıp kulağına eğildi. 

"Seni inanılmaz seviyorum (adın)."



Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eveeet uzun bir süre sonra geri döndüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eveeet uzun bir süre sonra geri döndüm.

Aslında sadece sınırın dolmasını bekliyordum.

Sınır 4 oy yine.

Umarım beğenmişsinizdir, hatalı olduğum bir yer varsa yazmayı unutmayın.

Eğer isteğiniz varsa da yorum atabilirsiniz.

:)

Got7 - One ShotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin