0.7

3.8K 335 466
                                    

•••


"Bu ilk seferiniz de değilmiş üstelik. Eğer bu ilk olsaydı sadece uyarıyla kalırdı. Ama öyle olmayacak gibi duruyor. Ailenizle konuşacağım." Gözlerimi yerden ayırmadan dişlerimi alt dudağıma geçirdim.

İlkokula geri dönmüş gibi hissediyordum. Tek ayakta beklemediğimiz eksikti sadece?

"Park Jimin, mutfağı sen alıyorsun. Kim Taehyung, kıyafetlerle aran iyiymiş. Çamaşırhaneyi almanda bir sakınca yok o zaman." Bir süre olan sessizlikle istemsizce başımı hafifçe kaldırmıştım.

Gözlerim sevgili müdür yardımcımınkiyle buluşunca eski yerine geri dönmüştü.

"Birilerine yakalandığında kaçmaman gerektiğini öğrenmelisin. Özellikle aşağı atlamamayı. Bir hafta boyunca bana yardım edeceksin." Dudaklarımı birbirine bastırdım.

Tebrikler, bir hafta boyunca uykusuz kalmaya hak kazandınız.

"İtirazı olan?" Üçümüzde ses çıkarmazken çıkmamızı söylemesiyle hareket etmiştik.

İşte hepimizin beklediği an.

En son çıkan olarak kapıyı kapattığım anda elimi sırasıyla önce Jimin'in daha sonra Taehyung'un ensesiyle buluşturdum.

"Ya madem kaçtınız, dönüşte niye ön kapıdan giriyorsunuz? Neresi burası?" Jimin benim söylenmemin ardından omuz silkip Taehyung'a yüklenmişti.

"Mal mal şeylerle aklımı karıştırmasaydı her zamanki gibi girip çıkacaktık." İkisine de başımı olumsuzca sallayıp çaprazımdaki merdivenlere ilerledim.

Bazen cidden ne yaptığımı düşünüyordum. Onlarla konuşarak sınanıyor muydum, yoksa önceki hayatımda yaptığım bir şeyin bedelini mi ödüyordum?

İkinci kattaki dört kişilik odaya girdiğimde tam kadro burada olduklarını görmüştüm. Jaemin ve Mark anında doğrulurken Eunwoo hyung sırıtarak başını iki yana sallıyordu.

Gözlerimi devirip iki ranzadan pencere tarafında olanın alt katına kendimi attım.

"Ne dedi bizimki?"

"Oğlum ben dememiş miydim aynı gün kaçmayın diye? Çek şimdi cezanı."
Başımın altındaki yastığı sinirle Mark'a fırlatırken kurtulmak için kendini yere atmıştı. Daha çok canı yanıyordu artık.

"Bir hafta boyunca değerli müdür yardımcımızın yanında dolanacağım. Bu yüzden odayı toplarken size gram yardım etmem." Eunwoo hyung yukarıdan beni görebileceği kadar sarkarken kaşlarını çatmıştı.

Şu an beni sorguluyordu. Odayı toplamayı ona da yıkmıştım çünkü. Kaçtığımdan haberi yoktu. Yakalandığımda da burada değildi. Tabi üniversitelilerin yurda giriş saati her zaman daha geç olmuştu. Rahattı böyle konularda.

"Hyung senin yerin ayrı. Sana yemek ısmarlayacağım." Kaşları anında düzelip tekrar eski pozisyonuna dönerken güldüm. Mark ve Jaemin ise bana saydırıyordu. Onlara sırtımı verip duvara döndüm ve cebimden telefonumu çıkardım.

Bizimkilere durumumu kısaca özet geçerken güldükleri için yapabildiğim kadar küfür etmeye çalışmıştım. Ama maalesef ki Korece öğrenirken hocalarımız küfür öğretmiyordu. Bu yüzden eksilerdeydim bu konu için.

Uygulamalar arasında gezinirken gözlerim aynı yere takılıyordu. Chan. Ya da Chan hyung mu demeliydim?

Kendisine ne dememi isterdi ki? Her ne kadar hyung kelimesini kullanmaya alışsam da yakınlarıma ve saygı duyduklarıma böyle hitap ederdim. Ama o ikisine de girecek aşamada değil.

sweater weather | chanlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin