My Family

2.4K 252 158
                                    

İyi okumalar😘

"Hayır ya! Hani sen hafızanı kaybetmiştin?!" Pietro sitemlerine devam ederken Stacy ona şaşkınca bakıyor; Avengers ise bu olaya kahkahalarıyla gülüyordu. Pietro ve Peter ne zaman Stacy'yle konsol oyunları oynasalar Stacy kazanırdı. Pietro onun hafızasını kaybettiği için hiç şansı olmadığını düşünüyordu. Ama Stacy buna rağmen onu yenmişti.

"Niye öyle söyledin ki şimdi? Ayrıca ağlayacaksan oynamayalım Pietro." Bu kez herkes daha sesli gülmeye başladı. Durumu Wanda açıkladı.
"Stacy, sen önceden de Pietro ve Peter'la oyun oynardın. Ve hep kazanırdın. Sen hafızanı kaybedince Pietro oyunu kazanabileceğini sandı." Clint bu durumdan oldukça keyif almıştı.
"Güya senin oyundaki itibarını zedeleyecek." Peter devam etti.

"Ve sen, Pietro her itiraz ettiğinde bunu söylerdin. Ağlayacaksan oynamayalım." Bu cümlelerle Stacy de keyiflenmişti.
"Pietro nasıl oldu bilmiyorum ama yendim. Zaten hep yaptığım bir şeymiş. Üzülme istersen."
"İşte benim kızım!" Nat, Stacy'ye yumruğunu uzattı ve tokuşturdular.

Stacy'nin sahalara geri dönmesiyle ekibin de morali düzelmişti. Özellikle Tony'nin. Stacy'ye bakarken gözleri parlıyordu. Onun yaşadığını öğrendiğinden beri Tony'nin de yaşam enerjisi yükselmişti. Ona yakın olamamak, ona dokunamamak Tony'yi üzse de yanında olmasına razıydı.

Adım adım yaklaşacaktı ona. Stacy hiçbir şey hatırlamasa da onu kendine tekrar aşık edecekti. Tony ondan hiç sıkılmazdı, onu kendine aşık etmekten usanmazdı. Geleceğini bu kadınla inşa edecekti. Bu yüzden onun için her şeye razıydı. Onu kaybettiğinde defalarca kez mezarına giderdi. Belki kokusu etraftadır diye.

Onun hep kullandığı parfümü odasında tutardı. Tony onunla uyurken kabus görmüyordu. Belki kabus görmem diye yanındaki yastığa onun parfümünü sıkıyordu. Ama yetmiyordu. Ona Stacy lazımdı. Onun kokusu için tüm servetinden vazgeçebilirdi.

Hep birlikte neşeli bir akşam yemeği yediler. Yemek boyunca herkes geçmişteki güzel anılardan anlatmış, Stacy'yi kahkahalara boğmuştu. Onun gülmesi ise herkesi güldürmüştü. Ekibin neşesi dönmüştü.

"Peter buraya ilk geldiği zaman Loki'nin ortalığı nasıl karıştırdığını hatırlıyor musunuz?" Masadan bir kahkaha yükseldi. Stacy de gülümsedi. Duymayı çok istiyordu.
"Hemen anlatın." Peter bunu duymayı istemediği için göz devirdi.
"Peter buraya ilk geldiği zaman Loki onu korkutmak istemişti. Kendisi biraz sinsi bir arkadaşımız. Ve sen bazen eğlenmek için ona yardımcı olursun ama sadece kimsenin başına bir şey gelmeyeceği şeyleri yaparsın.

Loki, Peter'a senin kendine özgü bir güven testin olduğunu; ekibe yeni katılanların kafasına elma koyup hedef yaptığını ve onlardan sana güvenmelerini istediğini söyleyip Peter'ı kandırmış." Stacy'nin gözleri şaşkınlıkla açıldı.
"İnanılır gibi değil." Sonra Peter'a döndü.
"Sen de bunu yedin mi?" Herkes kıkırdarken Clint devam etti.

"Loki de bir şekilde ikna etmiş seni bu atışı yapman için. Peter deli gibi korkuyor. Elma kafasında, titriyor. Sen son anda acıdın da vaz geçtin. Tabi Peter bir süre senden korkmadı değil." Stacy gülerken konuştu.
"Peter bunu nasıl yedin?! Kıyamam sana ya."

Stacy hafızasını kaybetse de birçok şeye verdiği tepki aynıydı. Bu da herkese sanki Stacy hiç gitmemiş gibi geliyordu. Kaldıkları yerden devam ediyormuş gibi. Hatta bir ara hafızasını kaybettiği herkesin aklından çıkmıştı. Tony onu sevimli bulduğu anlarda öperdi ve onu öpmek için yaklaşacakken durumu fark etmiş ve bir şey yapmamıştı. 

Yemekten sonra hep birlikte salonda otururken Friday uyarı verdi.
"Patron, üsse izinsiz giriş var." Tony kaşlarını çatıp ayağa kalktı.
"Hydra mı yine?" Friday görüntüyü verdiğinde herkes tanımadığı bu insanlara bakarken Stacy dehşetle konuştu.
"Ailem." Herkes başta şaşırsa da sonra sinirlenmişti. Bu yalancılar 6 ay Stacy'yi kandırmıştı.

"Kızım nerede?!" Stacy gerginlikle ayağa kalktı. Tony ise hemen Stacy'nin önüne geçti. Onu bu yalancılara geri vermeyecekti. Yalancı anne bütün yüzsüzlüğüyle içeri girdi. Clint ve Steve de Tony'nin yanındaki yerini alırken Natasha gelip Stacy'nin beline kolunu attı.
"Sakin ol bebeğim. Buradan tekrar gitmene izin vermeyeceğiz." Stacy de bunu istiyordu ama hala onların kendi ailesi olduğunu düşündüğü için suçlu hissediyordu.

"Ama-"
"Onlar gittiğinde konuşacağız. Sadece gitmeyeceğini söyle tamam mı?" Stacy kafa salladı. Natasha'nın hep yanında olmasını seviyordu.
"Kızımı zorla alıkoydunuz! Çekilin!"
"Bakın, Stacy sizinle gelmeyecek. Neden olduğunu sizde gayet iyi biliyorsunuz." Tony dişlerinin arasından konuştuğunda Stacy korkmuştu. Ama nedense içindeki bir his Tony'nin doğru olanı yaptığını söylüyordu. Sebepsizce ona güveniyordu.

"Stacy. Sevgilim hadi eve gidelim." Onlarla gelen genç adam konuştuğunda Tony kaşlarını çattı. Stacy'nin sevgilisi mi vardı? Tony kalbinin sıkıştığını hissetti. Ama Stacy konuşmaya atıldı.
"Sizinle gelmeyeceğim. Ben burda kalmaya devam edeceğim. Size güvenmiyorum."
"Bana da mı?" Bu kez Stacy sinirlendi. Tony'yi kenara çekip öne çıktı.

"Sen kimsin pardon?! Hangi yüzle buradasın?!"
"Stacy bak, ben özür diled-" Stacy'nin bağırışı tüm salonda yankılandı.
"Ne özrü ya?! Ben hafızamı kaybettim! Mantığımı değil! Ama sen, sevgilim olduğunu söyleyip bundan faydalanmak istedin! Hafızamı kaybettiğim için bana dokunabileceğini sandın!" Stacy içindeki nefreti kusarken Tony'yi unutmuştu. Tony ise yumruğunu sıkmış duyduklarını sindirmeye çalışıyordu.

"Bu herif, sana zorla dokunmaya mı çalıştı?" Tony'nin sesindeki ürkütücü sakinlik herkesi korkutmuştu. Stacy yutkundu. Onun böyle sinirleneceğini hesaba katmamıştı.
"Stacy bir cevap verir misin?" Stacy'nin sahte sevgilisi sinirle konuştu.
"Asıl sen kimsin de ondan hesap soruyorsun?!"

Adam Stacy'nin elini tutmaya kalkınca Tony onu itip sert bir yumruk attı. Steve ve Clint onu sakinleştirmeye çalışırken Natasha ve Wanda, Stacy'yi salondan çıkardılar. Terasa çıktıklarında Stacy panik halindeydi. Natasha onu bir sandalyeye oturttu.
"Sakin ol."
"Natasha onu dövmesin. Benim yüzümden başına iş almasın."
"Birtanem. Tony senin için her şeye hazır. Ama merak etme Steve ve Clint onu sakinleştirir."

Stacy derin bir nefes aldı. Anlatmak ve bu yanlıştan kurtulmak istiyordu.
"Natasha bak, onun benim sevgilim olduğunu söylediler. Tıpkı ailem olduğunu söyledikleri gibi. Ben ona söyledim. Bana biraz zaman ver. Benden uzak dur dedim, ama o inatla benimle yakınlaşmaya çalıştı. Bir gün fazla ileri gitmeye kalktı bende kasıklarına tekme atıp kaçtım."

Natasha sinirlense de sesini çıkarmadı.
"Bu durumdan faydalanmaya çalışmış sen de en iyisini yapmışsın. Merak etme. Bunu yanlış anlamayız." Stacy endişeyle konuştu.
"İçeri mi girsek? Tony hala dövüyor sanki?" Natasha onu içeri götürmemekte kararlıydı. Ama Stacy bir anda kalkıp içeri koştu. Nat ve Wanda da küfürler ederek arkasından koştular.

"Tony!" Tony, Stacy'nin sesini duymasıyla durdu. Stacy koşup onu kolundan tutup uzaklaştırdı.
"Stacy ben-"
"Elin mahvolmuş!" Stacy onun kan bulaşmış elini kendi elleri arasına aldı. Steve ve Clint sahte aileyi dışarı çıkarırken Stacy, Peter'ın getirdiği ilk yardım malzemelerini aldı. Tony'yi bir koltuğa itip kendi de yanına oturdu. Tony ise Stacy'ye o kadar odaklanmıştı ki az önce adam dövdüğü aklından çıkmıştı. Stacy'nin ilgisinin tadını çıkarıyordu.

Stacy yarayı temizlerken Tony sanki acıyormuş gibi yüzünü buruşturuyor sonra Stacy'nin mimiklerini izliyordu. Stacy ise onun canını yaktığını düşünerek yüzünü buruşturuyordu. Onun canının yandığı düşüncesi kendi kalbinin acımasına sebep oluyordu.

"Özür dilerim Tony." Tony afalladı.
"Ne? Ne için? Onun yaptığı çirkinlik için özür dileme. Senin bir suçun yok." Stacy gülümsedi.
"O zaman teşekkür ederim." Tony neden olduğunu soracakken Stacy devam etti.
"Güzel dövdün. Ben dövememiştim. İçimde kalmıştı." Tony kahkaha attı.

Evettt birtakım olaylar...
Oy verip yorum yapmayı unutmayın 😘

MemoryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin