"Mr Stark, you must back."

3.2K 252 119
                                    

Bir önceki bölümde kafanızın feci karıştığını, beyninize veda etmek zorunda kaldığınızı biliyorum. Sorularınızı yanıtlamadım çünkü zamanla hepsini tek tek cevaplayacağız. Biraz merak etmekte fayda var. 🙃

İyi okumalar 😘

Stacy yavaşça gözlerini araladı. Etrafındaki loş ışık yüzünden bir süre bir şey göremedi. Gözleri ışığın loşluğuna alışınca etrafını süzdü. Hastane odasını andıran bir yerdeydi. Başaramamıştı. Ölmemişti. Ölmeyi bile beceremedim diye düşündü.

Yanındaki sandalyede bir adam oturuyordu. Kumral, kahverengi gözlü, hippi sakalı olan bir adam. Adam onun uyandığını fark etmemişti. Biraz düşünceli bir hali vardı. Gözlerini tek bir noktaya sabitlemişti. Gözlerinin kızarık olmasının birçok sebebi olabilirdi. Uzun süre uyanık olması, ağlamış olması ya da bir zararlı alışkanlık.

Stacy, boğazındaki kuruluk onu rahatsız ettiği için hafifçe öksürdü. Bununla birlikte vücudunda birçok yerin sızlaması ve yanında oturan adamın irkilip ona dönmesi bir olmuştu.
"Stacy. Uyanmışsın." Stacy acıyan boğazı yüzünden güçlükle konuştu.
"S-su." Tony hemen kalkıp ona bir bardak su koydu ve genç kadına içirdi.

Tony elini onun yanağına koyacağı esnada Stacy geri çekildi. Bu, Tony'nin canını acıtmıştı. Kaşlarını çatarak ona baktı. Acı çeker bir tonla fısıldadı.
"Stacy." Ama ona asıl acı veren şey genç kadının dudaklarından o an döküldü.
"Sizi tanıyor muyum?"

***
Stacy şimdi karşısındaki kalabalığı inceliyordu. Bu yüzler onun kabuslarında gördüğü kişilerdi. Yutkundu. Bu sabah tanıştığı Tony ona bakıp konuştu.
"Stacy sana yardımcı olabilmemiz için bize her şeyi anlatır mısın? Bizi tanımıyor musun?" Yavaşça kafasını sağa sola sallarken konuştu.
"Hayır."
"Hafızanı mı kaybettin? Kaza geçirdiğini hatırlıyor musun?"

Stacy derin bir nefes aldı. Bunu sesli söylemek, yapmaktan daha zordu.
"Ben kaza geçirmedim.. intihar ettim." Herkesin kanını donduran bu cümlenin hemen ardından devam etti.
"Gerçi başaramamışım ama.." Tony duyduklarını sindirmeye çalışıyordu. Sevdiği kadın kendini öldürmek istemişti. Ama neden?
"Neden kendine bunu yapmak istedin Stacy?"

"Ben 6 ay önce bir kaza atlatmışım. Hafızamı kaybetmişim. Ailem söyledi." Herkes kaşlarını çattı. Stacy'nin bir ailesi yoktu.
"Ailen mi?"
"Evet. Ama hiçbir şey hatırlamamak bana dayanılmaz gelmeye başlamıştı. Üstelik her gece değişik kabuslar görüyordum." Stacy bakışlarını sabitlediği noktadan kaldırıp karşısındaki kalabalığa baktı.

"İçinde sizin olduğunuz kabuslar." Herkes buna daha da şaşırdı.
"Bilmiyorum işte. Yaşadığım hayat bana ait değil gibiydi. Hiçbir şey gerçek değil gibi. Ben de buna daha fazla dayanamadım. Peki.. peki siz? Siz beni nereden tanıyorsunuz? Ailem sizden hiç bahsetmedi." Natasha, Stacy'nin elini tuttu.
"Sen bu ailenin bir parçasıydın Stacy. Avengers ailesinin. Hepimizin kardeşiydin." Tony sahtece öksürünce Natasha ona bakarak güldü.
"Tony'nin sevgilisiydin."

Stacy'nin kaşları şaşkınlıkla havalandı. Bu cümle onun gerilmesine sebep olmuştu. Bakışları Tony'ye dönerken, Tony ona güzel bir gülümseme verdi. Stacy dolmak üzere olan gözlerini tavana dikti. Karşısında ona sevgiyle bakan bunca insanı hatırlamamak ona acı veriyordu. Stacy, kendine değer verildiğini anlayabiliyordu. Ailesinin yanındaki gibi bir sahtelik yoktu. Ama hayatındaki koca boşluğu hatırlamamak ona acı veriyordu.

"Stacy." Stacy gözlerini şefkatle ona bakan kızıl saçlı kadına çevirdi.
"Hatırlamadığın için üzgün olduğunu biliyoruz. Ama inan bana, bu umurumuzda değil. Biz 6 ay önce seni kaybettiğimizi düşündüğümüzde yıkılmıştık. Ama şimdi tekrar bizimlesin ve buradaki herkes seni çok seviyor." Nat, Tony'yi işaret edip kısık sesli konuştu.
"Şu adam biraz daha fazla seviyor."

Tony tebessüm etse de Stacy bakışlarını ondan kaçırdı. Clint sözü devraldı.
"Hatırlaman için yardımcı oluruz. Olmadı her şeyi tekrar yaşarız. Sen daha fazla üzülme." Stacy akan bir damla yaşını silip gülümsedi. İçinde koca bir boşluk vardı ama en azından artık güvende hissediyordu.
"Teşekkür ederim."

Natasha kendini daha fazla tutamayıp genç kadına sarıldığında Stacy de beklemeden karşılık verdi. Kendini daha iyi hissediyordu. Ayrıldığında fısıldadı.
"Bu iyi geldi."
Natasha ona gülümsediğinde o da gülümsedi.
"İyileşmene bak. Yaşayacak çok şeyimiz var."

Natasha herkese kaş göz yapıp Tony'yle Stacy'yi baş başa bırakmalarını söyledi. Ve herkesi yanına alarak odadan çıktı.
"Stacy." Genç kadın yeşil gözlerini ona çevirirken yutkundu. Kendini Tony'ye karşı suçlu hissediyordu, sevgili olduklarını öğrendiğinden beri. Ve biraz da bu durum onu korkutuyordu.
"Yaşadıklarının kolay olmadığını biliyorum. Hatırlamadığın için kendini kötü hissettiğini de biliyorum. Ama sen sadece iyileşmene bak olur mu? Gerisini halledeceğiz."

"Tony.." Tony kendi adını onun sesinden duymayı özlemişti. Onun her şeyini özlemişti.
"Üzgünüm. Ben, biz önceden-"
"Kendini sorumlu hissetme Stacy." Tony bir elini saçlarından geçirdi. Sevdiği kadının birden ona yabancı olması onun için de korkunçtu. Ama onu rahatlatmalıydı.

"Ben seni çok seviyorum. Sen hatırlasan da hatırlamasan da. Kendini bir şeylere zorunlu hissetme. Ben sadece senin iyi olmanı, mutlu olmanı istiyorum. Beni sevmesen de olur." Tony son cümleden sonra yutkunamadı. Sebebini bilmese de Stacy'nin kalbi tekledi bu cümleye. Canını acıttı bu cümle.
"Sen de kendini suçlu hissetme o zaman. Bana biraz zaman ver, olur mu?"
Sen işin sonunda bana geleceksen, ben ömrüm boyunca beklerim, diyemedi Tony.
"Sen nasıl istersen."

***
"Beni hatırlamıyor. Bizi hatırlamıyor. Hiçbir şeyi hatırlamıyor. Ya hiç hatırlamazsa? Hayatının sonuna dek onun için bir yabancı olursam?" Natasha mutfağın salonu gören kısmından başını çıkardı.
"Yeter bu kadar Tony! Sızlanmayı kes! Stacy yaşıyor! Bunun farkındasın değil mi?! O yaşıyor! Hiç ölmedi ve bizim bunu araştırmamız gerekiyor. Stacy nasıl ölmedi? 6 ay kiminle kaldı? Ailem dediği yalancılar kim? Ve Stacy nasıl intiharın eşiğine geldi? Bizim bunları araştırmamız gerekiyor.

Sen son zamanlarda unutmuş olabilirsin; ama unuttuğun gerçeği, senin dahi olduğunu değiştirmiyor. Bruce ile birlikte hatırlamasına yardımcı olacak bir şeyler yapabilirsiniz. Thor ve Loki Asgard'dan dönünce Loki bir şeyler yapabilir. Hadi diyelim hiçbir şekilde hatırlamadı, ondan vaz mı geçeceksin?" Tony kaşlarını çattı.

"Asla! Onu bir kere kaybettim, bir daha kaybedemem! Hatırlamazsa da onu kendime tekrar aşık ederim. Bunu yapabilirim değil mi? Bir kere aşık olmuştu sonuçta. Bir kere daha olur. Ama onu kaybedemem." Clint ağzına bir turşu daha atarken konuştu.

"Hepimiz onun için elimizden geleni yaparız. Ben ok çalışmasına yardım ederim, siz fotoğraf çekmesini sağlarsınız. Loki yine sinsice bir şeyler planlar. Tüm bunları yaparken bir yandan da araştırırız. Nasıl hayatta kaldı? Kiminleydi? Ona fark ettirmeden bunu da araştırırız. Stacy bizim için neler neler yaptı hatırlasanıza! Şimdi sıra bizde. Artık biz onun için biz bir şeyler yapacağız."

Pietro, Clint eline yüz kere vurmasına rağmen onun tabağından turşu çalmayı başarmıştı. Keyifle çaldığı turşuları yerken konuştu.
"Ben seve seve Stacy ile konsol oyunlarımı oynarım. Nasıl olsa hafızasını kaybetti. Eskisi gibi yenemez beni." Wanda ve Peter ona göz devirdi. Wanda, Natasha'nın yanına giderken konuştu.

"Onun hayatı bizimkinden daha zor. Geçmişine dair hiçbir şey hatırlamıyor. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilmiyor. Ve karşısına çıkan bir grup insan ona ailesi olduğunu söylüyor. Biri, ben sevgilinim diyor. Hangimize güvensin, hangimize inansın? Söylemek kolay. Onun bunu hissetmesi lazım. Onun bize ihtiyacı var. Hiçbir şey hatırlamasa da o bizim kardeşimiz. Ona sürekli hatırlaması için baskı yaparsak ona kendini kötü hissettiririz. Onun elinde değil. Biz sadece onun yanında olmalıyız."

Peter bakışlarını tek bir noktaya sabitlemişti. Aklına gelen şeyi söyleyip söylememek konusunda kararsızdı. Sonunda karar verdi ve ortamı sessizleştirecek o cümleyi kurdu.
"Bay Stark, sanırım artık garajınıza dönmenin zamanı geldi."

Eveeeet sorularınızın çoğu cevaplandı diye düşünüyorum. Yavaş yavaş anlayacağız her şeyi. Dert etmeyin.
Oy verip yorum yapmayı unutmayın 😘

MemoryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin