They are my family

1.9K 177 33
                                    

İyi okumalar😘

"Güzelim.." Tony'nin neşeli sesi üzerine Stacy yavaşça gözlerini araladı. Tony onun yanağına bir öpücük bıraktı.
"Sana kahvaltı hazırladım." Stacy yerinde doğrulurken Tony'nin yatağın üzerinde bıraktığı tişörtünü üzerine geçirdi.
"Günaydın Tony."
"Günaydın bebeğim." Stacy, Tony'nin kucağına bıraktığı kahvaltı tepsisine gülümseyerek baktı.

"Tony.. sana aşığım." Tony gülerek ona baktı. Stacy'nin en sevdiği şey tabiki yemek yemekti. Stacy Tony'nin yaptığı pankeklerden birine çikolata sürüp Tony'nin ağzına uzattı. Tony keyifle bir ısırık alırken muziplik yapmayı da ihmal etmedi. Stacy'nin parmağı üzerinde dilini gezdirdiğinde Stacy güldü.
"Hiç uslanmıyorsun Tony."
"Uslandırmayı deneyebilirsin." Stacy abartılı bir tavırla göz devirdi.

"Dün geceden sonra mı?"
"Ama dün gece ben sana, seni ne kadar özlediğimi gösteriyordum. İkisi farklı şeyler." Stacy cevap vermek yerine bir iç çekti ve kahvaltısına devam etti. Tony'ye de kahvaltısından yediriyordu.
"Bugün ne yapmak istersin?" Stacy düşünmek için sessiz kaldığında Jarvis'in sesi duyuldu.

"Efendim, telefon iletişimi istemiyorsunuz fakat Nick Fury ısrarla sizi arıyor. Sanırım işler biraz karışmış." Tony bir iç çektiğinde Stacy araya girdi.
"Ne yapacağımız belli oldu anlaşılan."
"Bebeğim, istemiyorsan gitmeyiz." Stacy tepsiyi bir kenara bırakıp Tony'ye yaklaştı.
"Gidelim. Her şeyi hatırlıyorum, birlikteyiz ve zaten ne zaman istersek geliriz. Belli ki sana ihtiyaçları var." Tony gitmek istemiyordu ama Stacy istediği taktirde sorun yoktu.

"Pekala. Gidelim." Stacy onun elini tutup ayağa kalktı ve banyoya sürükledi. Birlikte kısa(!) bir duş aldılar. Hemen sonra da eşyalarını toparlayıp üsse gitmek için yola çıktılar.

Yolda Tony, AC/DC şarkılarından oluşan listesini dinliyordu. Parmaklarıyla direksiyona ritim tutuyor, şarkıyı mırıldanıyor, sevdiği kısımları güldüğü için kısılan gözleriyle söylüyordu. Stacy için bu, mükemmel bir manzaraydı. Tony'yi izlemekten büyük bir keyif alıyordu. Hafızasını kaybettikten sonra Tony'yi, onun keyifli anlarında izlerdi ama bu başkaydı. Zaten hatırladığı güzel anılara yenisini eklemek paha biçilemezdi.

"Daha ne kadar beni izlemeye devam edeceksin?" Stacy sırıttı. Tabiki Tony'nin onu fark ettiğini biliyordu.
"Manzara çok iyi, vazgeçemiyorum." Tony'nin yüzüne içten bir gülümseme yerleşti. Stacy'nin elini tutup dudaklarına götürdü.
"Manzaranın bu kadar iyi olmasının sebebi sensin, biliyorsun değil mi?" Stacy ukalaca sırıttı.
"Biliyorum ve bu yüzden onu daha çok seviyorum."

Avengers üssüne geldiklerinde Jarvis'in bilgilendirmesiyle toplantı odasına geçtiler. Herkes tam kadro oradaydı. Fury bile onların gelmesini beklemişti. Tony, masanın başındaki yerini alırken Stacy de onun yanındaki boş sandalyeye yerleşti. Oldukça neşeli bir durumdan bu ciddiyete girmek ikisine de biraz tuhaf hissettirmişti ama bunu ele vermediler.

"Evet, sorun nedir?" Ekipten kimse bu durumu anlatmaya niyetli değildi. Bu yüzden Fury konuştu.
"Hydra'yla ilgili yeni bir araştırma yaparken bir şeylere rastladık." Tony ve Stacy, diğerlerinin değişmeyen yüz ifadesinden onların konuyu bildiğini anladılar. Bu yüzden gerekli devam sorularını da onlar soruyordu.
"Neymiş?"

"Eski Avengers kulesine yapılan saldırı ve Stacy'nin kaçırılıp, öldü denmesi tesadüf ya da operasyon anında gelişen bir şey değilmiş." Tony kaşlarını çatarken Stacy gerildi. Hafızasını kaybetme mevzusu onu hala fazlasıyla geriyordu. Hiçbir şey hatırlamadığı zamanlar çektiği o psikolojik acılar hala kabuslarını süslüyordu. Stacy ise kimseyi daha üzmemek için bunu anlatmıyordu.

"Planlanmış bir şey miydi yani? En başından beri?" Fury kafa salladı.
"Evet ve işin en ilginç kısmı bu değil." Stacy içinde bulunduğu gerginlikle bu yavaş anlatıma tahammül edemiyordu.
"Daha hızlı anlatabilir misin?" Tony, masanın altından sevgilisinin elini tutup ona güvende hissettirmeye çalışırken Fury'ye bakıyordu. Fury ise bunların Stacy için ne kadar zor olduğunun bilincindeydi ve bu yüzden yavaş yavaş, sindire sindire anlatıyordu.

"Stacy başına aldığı herhangi bir darbeyle hafızasını kaybetmemiş. Ona bunu bilinçli yapmışlar." Bucky masada sinirle öne eğildi.
"Bana yaptıkları gibi mi?" Fury kafasını sağa sola sallayıp devam etti.
"Hayır. Stacy için bir ilaç hazırlanmış. Hydra kayıtlarında gördük. Onun hafızasını kaybetmesi için özel hazırlanmış ve baskın günü de bilerek onun kulede tek kaldığı gün seçilmiş."

Stacy boştaki elini sinirle saçlarından geçirdi. Tony sövmek için hazırlanırken Fury araya girdi.
"Dahası da var."
"Daha ne olabilir Tanrı aşkına?!" Stacy sinirle soluduğunda Natasha da onun diğer elini tuttu.
"Sakin olmaya çalış güzelim."
"Dahası ne?"

"İlacı hazırlayan kimyagerlerin adı kayıtlarda şöyle geçiyor; Amy Wright ve Dan Wright." Stacy şokla kalakaldı. Tony şaşkınca ona dönerken en az Stacy kadar şoktaydı. Stacy bir süre duyduğu şeyi idrak edememiş gibi Fury'nin yüzüne baktı.
"Hayır. Hayır, b-bu mümkün değil. Değil, değil mi? İsim benzerliği." Kimse bir şey söylemediğinde Stacy daha fazla yerinde kalmadı ve ayağa kalkıp odada volta atmaya başladı.

"İsim, isim benzerliği değil mi? Çünkü, çünkü benim annemle babam öldü. Öldüler. Ben, ben gördüm onların cansız bedenini. Öldüler." Stacy kendini inandırmak ister gibi sürekli bunları tekrar ediyordu. Tony ayağa kalkıp ona sıkıca sarıldı.
"Şşh.. güz-"
"Tony öldü onlar! Öldüler!"

Stacy, Tony'yi kendinden uzaklaştırıp Fury'nin önündeki kağıt yığınını eline aldı. Kendi gözleriyle görmek istedi.
"Onların adını kullanmış olabilirler mi?"
"Eğer öyleyse de bunu anlamanın bir yolu yok gibi şimdilik."
"Eğer yaşıyorlarsa da ailen Hydra'ya çalışıyor Stacy." Stacy'nin göz yaşları ondan habersiz arka arkaya düşerken Tony ve Natasha onu toplantı odasından çıkardılar.

Stacy salondaki koltuğa oturdu. Ne yaptığının bilincinde değildi.
"Bu olamaz değil mi? Olmamalı. Yaşamıyorlardır değil mi? Bunu bana yapmış olamazlar."
"St-"
"Ben onların kızıyım. Bana kendilerini öldü gösteremezler. Ben, ben kaç yıldır bunun acısını çekiyorum?! Benim yüzümden öldüklerini düşünüp delirmek üzereydim. Ben onların mezarına gidip ağladım kaç kere! Boşuna mıydı hepsi?"

Tony, Stacy'nin karşısına, yere dizleri üzerine oturdu. Onun yüzünü elleri arasına aldı.
"Bunun hesabını soracağız."
"Bunu bana yapmamışlardır değil mi Tony? Önce güzel ailemi, sonra anılarımı, sizi, sonra da bebeğimi benden almamışlardır."

Stacy'nin çaresiz çıkan sesi üzerine Tony onu kendine çekip sıkıca sarılırken Stacy'nin krize girmek üzere olduğunu fark eden Bruce elindeki sakinleştirici iğneyle geldi. Stacy, Tony'ye sıkıca sarılırken hiç istemese de onu uyutmak zorunda kaldı. Tony onu sıkıca kucaklayıp odalarına götürdü. Nazikçe onu yatırırken Tony de öfkesini zar zor tutuyordu. Bu işte emeği olan, adı geçen herkese hayatı cehennem kılacaktı.

Aşağı indiğinde herkesin salonda olduğunu gördü.
"Araştırmalar devam ediyor mu?" Fury kafa salladı.
"Evet."
"Bundan sonra Stacy hakkında öğrendiğiniz her şeyden önce benim haberim olacak. Ona söylemeden önce bana söyleyeceksiniz. Onun bu denli üzülmesine izin vermem. Gerekirse onun haberi olmadan halledeceğim."

"Ailesi yaşıyorsa ne yapacağız?" Pietro'nun sorusu üzerine Tony yutkundu. Ona kalsa sevgilisine bunları yaşatan insanları sağa bırakmadı ama Stacy'nin bundan haberi vardı artık.
"Stacy ne istiyorsa onu yapacağız."

Bu kadar dramatik bir bölümü bende beklemiyordum.

Stacy.. benim bahtsız, kadersiz kekim🥺

Bölümler artık Çarşambaya dönüyor. Eski düzenimize Yani, unutmayın 🙃

Oy verip yorum yapmayı unutmayın😘

MemoryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin