3.2

656 52 58
                                    

Jungkook

Gözlerimi açtığımda Jimin'in saçlarını gördüm.
İlk başta yeni uyandığım için ne olduğunu anlayamasam da sonra yine göğüsümde uyuduğunu fark ettim.

Gece göğüsümde uyumamıştı, uyurken göğüsüme yatmış olmalı.

Gece demişken, biz dün gece sevişmiştik.
Nedense gerçek gelmiyordu, ama gerçekten sevişmiştik.
Bunları düşünürken gülümsediğimi yeni fark ettim.

En sonunda düşüncelerimi bir kenara bırakıp Jimin'i uyandırmadan yanından kalkmıştım.

Jimin'i yormak istemediğimden yanından kalkıp mutfağa gittim ve kahvaltı hazırlanaya başladım.

Genelde o hazırlardı ama yorulsun istemiyorum.

Kahvaltı hazırlarken kapının açılma sesini duyduğumda Jimin'in uyandığını anladım.

"Jungkook"
Uykulu sesini duyduğumda yaptığım işi bırakıp ona döndüm.

"Efendim?"
"Ne yapıyorsun"
"Kahvaltı hazırlıyorum"

Başını sallayıp sandalyelerden birine oturdu.
Bende ellerimi yıkadım sonra da yanına gidip eğildim ve saçlarını öptüm.
"İyi misin?"
"İyiyim, neden sordun?"
"Hani dün gece"
"Sus Jungkook açma konuyu"

Tepkisine gülümseyip saçlarını karıştırdım, onu utandırmayı seviyorum ama bu sefer yapmayacaktım.

Tekrar tezgaha gidip hazırladıklarımı aldım ve masaya yerleştirdim.

Masayı hazırladıktan sonra bende Jimin'in karşısına oturdum.

"Jungkook bir şey soracağım"
"Sor güzelim"
"Sen benden önce mezun olacaksın değil mi?"
"Evet"
"Ama mezun olunca da beraber yaşamaya devam edeceğiz değil mi?"
"Evet"

Neden bunları soruyordu ki?
"Neden sordun?"
"Mezun olunca veteriner kliniği açarsan ve başka yere taşınırsın diye sordum."

Böyle düşünmemeliydi, onu bırakmazdım, bırakamazdım ki.
Onu seviyordum onunla yaşamaktan memnunum taşınmam için bir neden yok.

"Jimin seninle beraber yaşamayı seviyorum, taşınmayacağım"

Jimin gülümsediğinde bende gülümsemiştim.
Tekrar önümdeki omlete odaklandığım sırada yine Jimin konuşmuştu.

"Yani senin son yılın?"
"Evet son yılım"
"Sen yokken çok sıkıcı olacak"
"Sadece bir yıl"
"Olsun"
"Sabredebilirsin"
"Denerim"

Bu konuşmamızdan sonra kahvaltımızın geri kalanı sessiz geçmişti.

Kahvaltımız bittikten sonra beraber masayı toplayıp salona geçmiştik.

Jimin omzuma başını koymuş televizyondaki programı izliyordu, ben ise telefonumla ilgileniyordum.
Televizyondaki program ilgimi çekmiyordu.

Bir anda telefonumun elimden çekilmesi ile Jimin'e döndüm.
"Benimle ilgilen telefonla değil"

Sahte bir kızgınlıkla konuştuğunda tatlılığı yüzünden onu öpme isteğime karşı koyamamış, yanağını öpmüştüm.

"Öpme beni"
"Neden"
"Benimle ilgilenmiyorsun sana sinirliyim, öpme"

Onun dediklerini umursamadan tekrar öptüm onu.

"Bak eğer beni öpünce sana olan sinirimin azalacağını düşünüyorsan çok doğru düşünüyorsun öpme o yüzden"

Dayanamayıp kahkaha attığımda Jimin de gülümsemişti.

Ona baktığımda gözlerinin kısıldığını gördüm, gülerken de çok tatlıydı.
Gerçi Jimin sadece yürüse bile benim için tatlı oluyor.

"Jimin seni seviyorum"
Bir anda gülümsemeyi kesmiş ve gözlerini benden çekmişti.

"Bende seni seviyorum"
Bunu söyledikten sonra kızarmıştı.
Utanınca da çok tatlı olduğunu söylemiş miydim?

"Jimin her zaman tatlı olmayı nasıl başarıyorsun?"
"Bilmem annem ve babamın başarısı herhalde onlara sor"

Ona göz devirip önüme döndüm.
"Sana iltifat etmiştim"
"Biliyorum sadece dalga geçmek istedim ayrıca iltifatın için teşekkür ederim"
"Önemli değil güzelim"

Ona trip atmak istiyorum ama asla yapamıyorum, tatlılığına karşı koyamıyorum.
Hayır ona çok aşık olduğumdan değil.
Sadece tatlı olduğundan.

"Her neyse sıkıldım yapacak bir şey bulalım"
"Mesela?"

Dudağını büzüp biraz düşündü.
Yine ve yine söylüyorum çok tatlı.

Oturup sevgilimin tatlılığı hakkında bir saat konuşabilirdim.

Her neyse odaklan Jungkook.

"Açıkçası hiç bir fikrim yok"

Aklıma gelen fikri hemen ona söyledim.
"Kek yapalım mı beraber?"
"Olur"

Ayağa kalkıp elimi ona uzattığım da anında elimi tutmuştu.

Beraber mutfağa girdiğimizde telefonumu salonda unuttuğumu hatırladım.

"Telefonumu alıp geliyorum"
"Boşver telefonu"
"Ama tarif?"
"Kendi tarifimizi buluruz?"
"Peki öyle yapalım."

Dolaptan süt yumurta gibi malzemeleri çıkarmakla başladık.

Tüm malzemeleri çıkardıktan sonra, Jimin bir kapta yumurta ve şekeri karıştırmaya başkadı,bende başka bir kapta toz malzemeleri karıştırmaya başladım.

"Jungkook oldu sanırım,baksana"

Yanına gidip baktığımda olduğunu gördüm.
"Olmuş, sen sonu yap ben diğer malzemeleri ekleyip karıştırmaya devam ederim"
"Tamam"

Jimin'in yaptığı karışımın içine toz malzemeleri ekledikten sonra karıştırmaya başladım.
Bu sırada Jimin de kekin sosunu yapıyordu.

Tamamen hazır olduğuna emin olduğum karışımı kalıba döktükten sonra üstüne çikolata parçaları yerleştirip fırına vermiştim.

O sırada da salona gidip beraber çizgi film izlemiştik.
Jimin çizgi film izlemeyi çok seviyordu çünkü.
Bebek.

Kek piştikten sonra fırından alıp üstüne sosunu döktük.

Sonra da Jimin sosun olduğu kabı kaşıklamaya başladı.
Gerçekten küçük bir çocuktan farksızdı.

Kek soğuduktan sonra küçük bir parça kesip tadına baktım.
Yedikten sonra gözlerimi kocaman açıp Jimin'e döndüm.
"Jimin tadı mükemmel olmuş"
"Cidden mi?"
"Evet bak"

Yanıma geldiğinde ona da küçük bir parça yedirdim.
"Jungkook çok güzel yapmışız"
"Evet çok güzel yaptık"






Final yaklaşıyor : )

Bir kaç bölüm daha yazmak istiyorum ama akılıma yazabileceğim hiç bir fikir gelmiyor:/

Fikir verin lütfen 🥺

I want you to be my boyfriend / jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin