Chapter 4; Panic Attack.

526 49 21
                                    

Taeyeon, Fine

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Taeyeon, Fine.

🌌

Y O O N G I

Arkadaş ortamında espri yapmak, herkesin gözünde her şeyin mükemmelmiş gibi gözükmesini sağlamak. Ayrıca yeri geldiğinde en öne atılıp kendinin fiziksel bile olsa zarar görmesine göz yummak.

Yaptığım şeyler bunlarla kısıtlı kalmıyordu fakat en ön planda duran şeyler bunlardı. Dışarıdan soğuk ve kimseyle muhattap olmayan bir karakterdim ki yalan değildi. Gerçekten yakınlaşıp, insanları tanıyana kadar bu halimle ilerleyip emin olduğum yerde bu ayrıntılar devreye girerdi.

Genellikle insanlardan bir şeyler alıp, onlar hakkında öğrendiğim şeylerle sorunlarını çözmeye çalışır ya da en azından ne yapabileceğimizle ilgili fikir yürütmeye çalışırdık. Bu liseye başladığımdan beri -dört yıl boyunca- bu şekilde devam etmişti. Karşı tarafta, bende bundan rahatsızlık duymazdık.

Arkadaş grubumuz ne kadar yakın olsa da sandıkları kadar yakın değildiler. Mesela ben, onlarla ilgili her şeyi biliyor olabilirdim fakat onlar benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorlardı. Sadece öyle sanmalarına izin veriyordum. Kendimi açamayıp, sonra hallederim sözcükleriyle arkada büyük bir yığın toplayan bir insandım. Her zaman da bu şekilde olacağım diye düşünürdüm.

Namjoon'a kadar.

Aslında ona kendimi açtım diyemem. Çünkü öyle zeki bir herif ki sadece gözlemleyerek bile bir şeyler hakkında fikirlerini tamamen nokta atışıyla tutturabiliyordu. Kasıtlı olarak oturup konuşmamıştık. O benim hakkımda çıkarımlar yapar ve köşeye sıkıştırır, bende el mahkum onaylar veya onaylanamazdım. Onaylamadığım kısımlar yok denecek kadar azdı tabiki.

Dört yıldır her şeyi beraber yaptığımız arkadaş grubumu kenara serçe parmağıyla itekleyip, yerlerine geçebilecek kişilikte biriydi. Ki neredeyse durum da buydu bir nevi. Panik atak, anksiyete krizleri, kısa süre önce başlayan yeme bozukluğu... Hepsinden sadece Namjoon haberdardı. Her seferinde ulaşmak isteyip, rahatlamamı sağlayacak tek kişi oydu. Şuan da olması gerektiği gibi.

Henüz lisenin bitmesine birkaç ay kalmışken iyi gitmeyen notlarım ve derslerde öğretmenlerimle olan diyaloglarım sayesinde panik ataklar daha da sıkılaşır hale gelmişti. Dersler bana göre değildi. Üstesinden gelemiyordum. Tamamen kafamdaki planlarla çakışıp, her şeyi alt üst ediyorlardı.

Bay Lee'nin son dersine gelmeyişim yüzünden tek tek herkese sorduğu sorular hakkında bir fikir yürütemiyordum ve sıra neredeyse bana gelmişti. Yanımda oturan sıra arkadaşım Naeun'un ayağa kalkmasıyla avuç içlerimin terleyişi ve parmaklarımın titremesi başlamıştı. Çıkıp, gitmek istiyordum.

Aldığım nefesler yavaş yavaş hızlanmaya başlamıştı. Mideme giren krampla beraber kusacak haldeydim. Kendimi sakinleştirmem lâzımdı ama hiçbir şey düşünemez haldeydim. Ne konuştuklarını bile duymuyordum. Önümdeki kahverengi okul sırasına odaklanmış, düzensiz nefeslerimi kendine getirmeye çalışıyordum.

White Noise || Namgi✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin