Chapter 5; Success.

537 50 19
                                    

Taylor Swift, Evermore

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Taylor Swift, Evermore.

2 yıl.

Koskoca iki yıl geçmişti. Nasıl ve ne olduğunu anlamadan iki yılı devirmiştik, Yoongiyle beraber.

Lisenin bitmesine sadece aylar kala, tuvalette sıcak nefesinin boynumda dinlendiği panik atak zamanı kafamızdaki planlardan farklı iki yıl geçmişti. Başından beri planladığım müzik alanında ilerleme fikri tamamen aklımdan kayıp gitmiş, kendimi hukuk fakültesini kazanmak için hırslanan biri halinde bulmuştum.

Kendimi tek bir şarkının üstüne aylarca yoğunlaşabilecek biri olarak görememiştim. Sadece eğlence için kurulan okul grubunda bile şarkı yazmak için kıçımı yırtıp, yarışına getirdiğim sözleri Hoseok'a bırakan biriydim. Başarısız değildim, aksine gerçekten ortaya muhteşem şeyler çıkıyordu ama kendimi o sektörde göremiyordum.

İstediğim üniversiteye giremesem de, istediğim bölümü kazanma şansını yakalamıştım. Tabi yanımda yapışık ikiz gibi gezdiğim Hoseok'ta peşime takılmıştı. Garip bir şekilde daha iyi yerlere gidebilme ihtimali varken aynı üniversite olması için tercihlerimizi beraber yapmıştık. Aslında o kadar da garip değilmiş. Jimin'in istediği üniversitenin burası olması dışında tabi.

Adam ayrılmayalım, arkadaşlığımız devam etsin diye düşünüyor sanarken, tamamen sevgilisini düşünüyormuş. Yalancı herif.

Bir yıl boyunca yakınlaşmaya çalışıp, asla başarılı olamayınca şansını birde üniversitede denemeyi seçip tüm başarılarını elinin tersiyle itmişti. İstediği de olmuştu sonucunda. Mükemmel giden bir ilişkileri vardı ve Hoseok'tan beklenilmeyecek şekilde ciddiyetle ilerletiyordu.

Bizim aksimize Yoongi bıktığı eğitim hayatını bırakmıştı. Müzikte daha fazla ilerlemek istemişti, bu yüzden her hafta bir müzik şirketine prodüktör olma hayali için randevu ayarlamaya çalışıyordu. Bazen görüştüğü yerlere tekrar tekrar teklif gönderdiği de oluyordu. Şuana kadar hiçbiri olumlu bir yanıt göndermemişti.

Bazen gerçekten baktıklarından bile şüpheleniyordu ama yine de umudunu kaybetmeden devam ediyordu. İki yıl boyunca bu şekilde ilerlemeye devam edince, beraber yaşadığımız ev için o da en azından katkı da bulunmak isteyip küçük bir kütüphane de çalışmaya başlamıştı. Yine de pes etmeden ayda bir kendi kendine şarkılar yazıp, arşivine koyuyordu.

Bazen barda çalan küçük gruplara sattığı da oluyordu. Bu da bizim o gecelik içki masrafımızı ortadan kaldırıyordu.

"Bir gün bu çocuğu boğazlayacağım."

Kolumu dürtükleyen ve sinirden saçlarını karıştırıp bağırmamaya çalışan Hoseok'a yan gözle bakıp, üç sıra öndeki ders anlatan hocaya geri dönmüştüm. "Sana diyorum Namjoon."

Elimdeki kalemi not aldığım defterin üzerine bırakıp, sağ tarafima döndüm. "Ne? Ne oldu?"

Parmakları arasında tuttuğu telefonu önüme atıp, arkasına yaslandı. Yüzüne anlamayan bakışlarımı atınca, çenesiyle telefonu göstermiş kollarını göğsünde birleştirdi. "Yoongi anasını satayım, ne olacak başka. Taciz ediyor resmen beni."

White Noise || Namgi✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin