Choi Hyunsuk'a
Ellerim istemsizce titriyor bunları yazarken. Nasıl anlatsam bilemiyorum. Asahi mektubu sana verirken söyledi birkaç şey değil mi?
Senin hakkında çok fazla şey biliyorum, gerçekten. Bilmediğimi söylerdin veya umursamayacağımı ama hayır, seninle ilgili her şey ilgimi çekiyordu. İstem dışı gelişti her şey, çok kızma bana.
En yakının, güz çiçeğin, ilk ve tek arkadaşın Junkyu'nun şu an bir hastane odasında sevgilisinin hayali ile yaşadığını biliyorum. Her gece yabancı bir numara ile arayıp, onunla ölen sevgilisiymiş gibi konuştuğunu biliyorum ve her şeyden önce onun Haruto olduğunu biliyorum. Bundan kimseye bahsetmediğini, her bahsettiğinde ellerinin inanılmaz bir şekilde titrediğini ve hatta birine sarılma ihtiyacı duyduğunu biliyorum.
Ama asla karşına geçip bana sarıl diyemiyorum çünkü şartlar böyle. Çünkü çok fazla şeye zorunlu bırakılıyorum. Ağlamaman için sana sarılamıyorum aksine seni ağlatan ben oluyorum. İşte o anlarda kendimden delicesine nefret ediyorum, kendimden ve beni buna mecbur bırakan herkesten.
Bunları yazarken dahi her an kalkıp koşarak sana gelebilirim ama sorun şu ki; sende bıraktığım izleri gördüm. Kollarını, gözlerini ve en önemlisi yüreğini gördüm. Benim yüzümden bembeyaz tenine attığın çizikleri gördüm ve en sevdiğim renkten her şeyimle nefret ettim. Çünkü kırmızı, bir tek senin tenine yakışmıyor.
Büyük pişmanlıklar taşıyorum, yangın gününde seni o ağacın üstünde gördüğüm hâlde gelip seni öpmediğim için, dudaklarım dudaklarındayken "Benim yangınım sensin." demediğim için pişmanım. Gözlerim bileklerindeyken dudaklarımı yaralara bastırmadığım için deli gibi pişmanım.
Sen ne hâldesin bilmiyorum, ne yapıyorsun bilmiyorum ama senden bir şey istiyorum. Seni ilk tanıdığım günden beri her gün sayfalarca yazı yazdım ben. Her birini oku, her birini hisset. Çünkü ben her birini hissettim, her biri iliklerime dahi işlemiş. Şimdi bile yazıyorum sana çünkü;
Ruhuma işlemiş satırların, seni yazmadan duramıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ruhuma işlemiş satırların, seni yazmadan duramıyorum
FanficGözlerine baktığımda içimde oluşan dalga vuruyor ciğerlerime, nefes dahi alamıyorum inan bana. Boğazımdan ateş yükseliyor, tenine dokunduğumda. Ölüyorum, yemin ederim ölüyorum.