1.Bölüm Bu insansa ben değilim!

1K 38 27
                                    


Umarım beğenirsiniz iyi okumalar..

🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼

Yeniden bir günümün başlamasıyla gözlerimi mecburen açmış bulunmaktayım. Muhteşem ailemin muhteşem sohbetleri yüzünden erken kalkıyorum tabi.

Yatağımdan kalkıp hafifçe kapıdan başımı uzatıyorum. Kardeşim hayal yine çikolatasını almış yatağına sinmiş durumda.

"Ne yapıyorsun sen orda?"

Bana kalsa tıp çok ilerlemişti yani o her şeyi yapan bilim adamları şu yarım akıllı kardeşimi de bir daha yapabilirlerdi.
Gerçi salatalık da en fazla turşu oluyor ya da anneannemin maskesi.

"Mert sinirimi bozdu bende depresyona girdim."

Depresyona girmiş. Pekala şu herkesin girdiği çikolatayla devam eden buluşmayı henüz yaşamadım. Yani benim gibi birine uygun degil zaten . Ruhum çekilir ayol.

Mert hayalin ve benim kuzenim oluyor. Kendisi biraz uyuzdur gerçi ailemizin her bi ferdi seçilmiş gibi birbirinden deli.

Onu rahat bırakıp salona doğru ilerliyorum. Ailem tabiki beni takmamıştı. Biraz ortalığa çıkınca herkes bana döndü. Koca gözlerim daha da mı büyümüştü yoksa?

"Oo hanımefendi sonunda kalkmışsınız.Bir ara horlamandan baban uyanıcak sandık."

Saat sabahın 7 si. Horozlara göre geç bir saat olmasına karşın bana göre degil. Ayrıca babam benim horlamama niye uyansın kendinin orkestrası varken.
Ben yokken eve içki ilaçlandırması mi yapıyorlar acaba?

"Bu sabah erken gidecekmişsin işe masal.Teyzen seni arıyordu."

Ben Masal Arslanoğlu. İTÜ mimarlık okuyup özel bir şirket kurmuştum.Ve tabiki ailemle.
Arslanoğlu holdingin minik ikinci kurucusuydum.

Odama gidip hızlı bir şekilde giyindim. Yeşil bahçıvan tulumumun içine beyaz tişörtümü giyip hafif bir makyaj yapıp evden çıktım.
Garaja inerken muhiddini en son Ne zaman bakıma verdiğimi düşünüyordum. Harbiden en son Ne zaman gitmiştik bakıma?

Muhiddinle beraber iş yerime doğru yola çıktık. Holdinge vardığımda bir lamborgini vardı karşımda.

"Bu angut bu arabayı almış da keşke park etmeyi de öğretselermiş."

Muhiddini otoparktaki Gürkan beye teslim edip şirketten içeri girdim.

Bir kalabalık bir kalabalık hayırdır herkes ev mi yapıyor . Herhalde dünya ev günü falan bugün. Dur ya öyle olsa bilirdim.

"Masal hanım serpil hanım sizi odasında bekliyor."
Ah teyze ya yine ne iş vereceksin acaba.
Yerleri silmek gibi bir şeydir herhalde bu saatte aradığına göre.

Asansöre biniyor- yuh bu Ne be! Allah özene bezene yaratmış resmen. İnanılmaz ya. Neyseki hemen kendime gelip 5.kata basıyorum. O da oraya gidiyor anlaşılan. Kim bu yahu?

"Siz masal Arslanoğlu olmalısınız?"

Eyvallah canım gibi kafamı sallıyorum. Raconuma ters beybi. Erkek selamı verebilirim şuan anneannemin maskesini yedim akşam ne yapacağım belli olmaz.

"Evet.Buyrun?"

"Ben Kerem. Kerem Haznedar"

Tabi Ya. Teyzem yeni gelen tekliften bahsetmişti bana da araştırmamı söylemişti. Haznedarlar mermerci Yen'i teklif bir hamam olduğu için çok normal olarak en iyisiyle anlaştık.
Mermer yaparken insanlar da taş oluyorsa demek..

"Hayır taş olmuyoruz. Zaten ben genel müdürüm ama merak ediyorsanız isçilere sorarım."

Utançtan kıpkırmızı olurken o gülerek asansörden çıktı. Yuh kızım ya dışından mi söyledin yanı? Ulan masal her haltı içinden söylüyorsun bunu mu dışına atasın geldi yani?

Teyzemin odasına hızla ilerliyorum.Allahtan ayağıma babetlerimi giydim yoksa şuan net düşmüştüm.

Malum insan sakar olunca.

Odaya girince o hazine miydi neydi o çocuğu görüyorum. Keşke azıcık aklımda kalsaydı.

Çocuğun tipinden hatırlamaya çalışsam bari.

"Masal gel kızım otur."

Yavaşça yerime sınıyorum.

"Siz birbirinizi tanıyorsunuzdur diye umut ediyorum. Kerem bey, artık bizimle çalışacak olan mimar masal."

🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼

Odamdaki papatyalara bakıyorum. Her gün her gün gelen papatyaların gizemini çözemiyoruz hala. Tam bir ay oldu kerem geleli. Gayet iyi biri. En azından öyle görünüyor.

"Gelebilir miyim?"

Kafamı sallayıp keremin yaklaşmasını izliyorum. Fazla yaklaşmadı mı o?

Bana dosyaları açarken yanağı alnıma değiyor . Nefesler dışarı tavuklar dışarı!

"Şurda istediğin resimler ve şurda da-masal senin kalbin neden böyle atıyor?"

Hemen uzaklaşıyorum.

"Zevkten. Arada canı sıkılıyor onun. Halay çekiyor mangal yapıyor öyle takılıyor sen ona bakma."

Kahkahalara boğulurken yüz yapısını inceliyorum. Gözleri oldukça güzel fazla.Mavi gözlüydü. Ama gülünce yeşil gibiydi. Saçları kumral elmacık kemikleri normal ama su Adem elması .. çok güzel gülmesini sağlıyordu.
Yavaş yavaş erirken hemen aklıma muhiddinimi getirdim ve içimden subbanekeyi okumaya başladım. Unuttum ulan!

"Gözlerinin şu cirkinligi yüzünden göz zevkim bozuluyor be."

Ona dil çıkarıp elime kalınca bir kitap alıp ona atıcak gibi havaya kaldırıyorum. Hemen kapıya doğru kaçıyor.

"Tamam tamam kaçıyorum."

Bencede.

Bana gelen şu papatyaların gizemini öğrensem iyi olucak.

Hayır bir de beyaz tutmasam etkilenicem ayol. Zaten çok bir beklentim yok babam falan yolluyordur. Nerde bende o şans?
Tam bu derken düşmek? Allah'ın bana sus basımın belası deme şekli olmalı.

Sakar aşık -Hadi HalayaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin