|oy ve yorum pls.
*Gözlerimi аçsаm düşersin
Kаlbimin ortаsındа bi yersin
Onlаr konuşur аmа sen çok özelsin
Ah korkunç güzelsin
Her şey sırаdаn аmа sen çok özelsin..*Yüzlerimizin arasında bir nefeslik mesafe kalmıştı. Sıcak nefesi yüzüme çarpıyordu.
Ne yaptığını bilmiyordu. Belki de ayıldığında tüm bunların bilincinde olmayacak. Hatta, hatta beni öptüğü için pişman olacak.
Dudaklarımız birbirine değecekken onu ittirdim. İttirmek zorundaydım. Belki de o kız da seviyordu Rüzgar'ı. Hiç kimse sevdiğinin dudaklarında bir başkasının izi olmasını istemez.
"Rüzgar sarhoşsun. Lütfen oturur musun?"
"Hayır, hayır." Dedi zar zor konuşarak.
"Ben senin kokunu istiyorum."
Aniden gelip sarıldı. Başını boynuma gömdüğünde ıslaklık hissettim. Ağlıyor muydu?
"Çok aşığım."
"Çok aşığım."
"Çok aşığım." Hem ağlıyor hemde bu cümleyi tekrar ediyordu.
Kör kütük aşık olmuş. Onun için ağlıyor işte. Onu seviyor. Hüngür hüngür ağlayacak kadar seviyor. Hangi erkek böylesine yıkılır ki?
"Gel, uzan şöyle."
"Yanıma gelir misin, senin dizinde uyumak istiyorum. Lütfen."
Çocuk gibiydi. Sesi, ağlaması, konuşması.. Büyük Rüzgar, küçük Rüzgar'a dönüşmüştü. Ve küçük Rüzgar çok tatlı.
Nasıl olsa yarın hatırlamayacak diye kabul ettim.
Yatağa oturunca başını dizime koyup gözlerini kapattı.
"Çok güzelsin biliyor musun? Bazen kantinde sıra beklerken erkekler sana bakıyordu. Dokunamadığım saçlarına dokunmak istiyorlardı. Bakamadığım gözlerine laf ediyorlardı. Kıyamayıp ağzıma alamadığım adını, iğrenç ağızlarında dolaştırıyorlardı. Sonra ne yaptım biliyor musun?"
"Ne yaptın?"
"Hepsini dövdüm. Değil senin hakkında konuşmak, sana bakmak seni düşünmeye bile cesaretleri kalmadı."
"Çok çabaladım beni fark et diye çok uğraştım. Ama beceremedim. Yapamıyorum. Bak yıkıldım işte. Uyanmak istemiyorum. Hep burda, bu anda kalmak istiyorum. Ayılmak istemiyorum."
Artık bende ağlıyordum. Öyle bir anın içindeydim ki.. Çok, çok acı verici. Sevdiğim dizlerimde sevdiği için ağıt yakıyorken, beni de yakmak için kullanıyor. O burda benim dizlerimde başkası için, bende burda onun için ağlıyorum. Tuhaf olanda yine birlikteyiz.
"Nasıl tanıdın onu?"
"Rastegele girdiğim bir canlı yayında. Tam çıkacakken bir güldü.. O gülüş kalbimle birlikte her şeyimi durdurdu. Ben o gülüşü hiçbir şeye değişmem. Ömre bedel.."
"Çok mu seviyorsun?"
"Çok, çok seviyorum."
Gözleri kapalı konuşuyordu. Bilinci yerinde mi, uykusunda mı konuşuyor inanın bilmiyorum. Bildiğim tek şey o kızı çok sevdiği.
"Rüzgar?"
Uyudu galiba.
Ellerimi saçlarının arasından geçirip, kokusunu içime çektim. Saçlarını öptüm, kokusunu içime kaydetmek için defalarca kokladım.
Onu bu durumda en iyi ben anlarım. Sevipte kavuşamamayı ben anlarım. Sadece ben ondan birazcık daha şanslıyım. Sevdiğim dizlerimde uyuyor. Onunki ise kim bilir nerede?
Cebinden bildirim sesi geldiğinde telefonunu almak için cebina uzandım.
Amacım telefonu kurcalamak değildi sadece onu rahatsız etmemesi için sessize almaktı. Ta ki duvar kağıdında o fotoğrafı görene dek.
Bendim. Ben vardım duvar kağıdında. Neden peki? Sevdiği kız varken beni koyması saçma değil mi?
Yoksa..
Ben miydim? O sırılsıklam aşık olduğu kız ben miydim?
Dudaklarıma bir gülümseme yerleşti. Sonra daha da büyüdü. Gülümseme dudaklarıma yayılırken başımı Rüzgar'a eğdim.
Yanağını öpüp geri çekildim.
Beni seviyordu. Beni..
Dizlerimden kaldırarak başını yastığa koydum. Ardından yanına uzanarak üstümüzü örttüm. Belimde sıcak ellerin olduğunu hissetmemle yüzümü ona dönüp başımı göğsüne koydum.
Önceden en huzurlu hissettiğim geceler annemle babamın yanında uyuduğum gecelerdi. Ki hâlâ da öyle.
Şimdi aralarına biri daha eklendi. Rüzgar.. O annemle babamın verdiği huzuru verdi bana.
Göğsüne daha da sokulup gözlerimi kapattım. Yarın umurumda değildi. Sonrası umurumda değildi. Önemli olan şimdi, şu an. Ve ben şuan çok mutluyum, çok huzurluyum. Gerisi önemli değil.
Sana çok aşığım Rüzgar Aktaş, çok..
❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANLI YAYIN | TEXTİNG
Short StoryYanlışlıkla girdiğiniz bir canlı yayında aşık olur muydunuz? Ya da kimliğinizi saklayarak o kişiyle konuşur muydunuz?. -------- Bilinmeyen numara: Kalbinin, kalbime zoru ne? Nisa: Anlamadım? Bilinmeyen numara: Aklım sürekli aklına kaçıyor. Nisa: De...