XVII

8.2K 370 33
                                    

Keyifle okuyun. 
Öpüldünüz 😘
Destek vermeyi unutmayın.




Oturdukları bankta soluklandılar. Güneş doğmuş, şehir yavaş yavaş uyuduğu derin uykudan uyanmıştı. Birkaç sokak ötede olan caddenin gürültülü araç sesi işitilebiliyordu sessizlikte.

"Daha iyi misin?" Araf, sevgilisinin ıslanmış yanaklarını avuçlarının içine alıp kendine çevirdi. Bal renkli gözler cam gibi bir parlaklığa bürünmüştü "Özgür..." Konuşamadı. Ne söyleyeceğini bilemiyordu. Teselli konusunda çok iyi değildi. Hep düşünmüştü bu anları ama karşısında babası olurdu. Şimdi ise dakikalar önceki görkemli gücünden eser kalmamış sevgilisi vardı.

Dudaklarını oğlanın göz kapaklarıyla buluşturdu. Gözlerinden öptü. 
Kollar beline sarıldığında inçinde oldukları park sessizce acılarına şahitlik ediyordu.

"Bunu birçok kez görmüştüm. Kafamda kurmuştum hep." Dudaklarını ıslattı. Araf, Özgür'ün çömüş omuzlarına küçük bir buse kondurdu. "Ama bu kadar basit ve çabuk olacağını düşünmemiştim. Evde hep bir şeyler, kırılır parçalanır diye düşünmüştüm. Belki beni döver ya da daha kötüsü olur diye düşünmüştüm." Geri çekilip Araf'ın yeşil gözlerine baktı. "Ama seni yanımda hissedince hiç olmadığım kadar güçlüydüm o an." Yanağını okşayan avuca dudaklarını batırdı.

İç çeken Araf'ı buldu gözleri. Ne kadarda şanslı bir adamdı böyle. "Sana söyledikleri için özür dilerim. Hep hakaret edilen taraf ben olurdum. Alışmıştım ama biri sana bir şey deyince sana dokunmak isteyince benim devreler atıyor." Araf kıkırdadığında, sevgilisinin gülüşüne eşlik etti.

"Bugünü kendimize ayırsak ya?" Ellerini sevgilisinin ellerine tutundu Araf. "Annemler evde olmayacak, babamla dükkânda olacakmış, bizde güzel bir kahvaltı yapar sonra da pes atarız ya da uyuruz."


"Okul?" gözlerini devirdi Araf. 

"Sanki okula gidince kafanı verebileceksin. Gözlerinden uyku akıyor." Kendisine sarılan sevgilisinin omuzlarına sardı kollarını. Saçlarına ufak buseler koyarken, sırtını okşuyordu aynı zamanda ilişkileri nerdeyse 10. aylarına girecekti belki birinci yılları için bir şeyler yaparlardı ama daha vakit olduğu için sessiz kalıp kendi planını kafasında kurdu.
Ayağa kalkıp el ele bir süre parkta yürüdüler, yok denecek kadar insan vardı etrafta.

Perşembe sabahın ayrı bir huzuru vardı Araf için. Çünkü yine bir perşembe sabahı koşmak için evden çıkıp girdiği parkta sigarasını içen Özgür'ü görmüştü. Onun, o ulaşılamaz hali, boş bakışlarının ardında sakladığı kırıkları, yorgun bal rengi gözleri, şarkıyı mırıldanan kavisli dudaklarına vurulmuştu ilk anda.

Daha önce onu gördüğünü hatırlamıyordu bile ama eğer şimdi gidip konuşmazsa bir daha görmeyeceğini de biliyordu. Her zaman ki gibi düşünmeden sırtladığı cesaretiyle genç adamın karşısında durmuş ve tanışmak istediğini söylemişti.

Eşcinsel olup olmamasını düşünmemişti bile. Dayak yerdi en fazla ama düşündüğünün aksine Özgür, ismini söylemiş ve telefon numarasını verip gitmişti.

Nedenini her sorduğunda gözlerindeki ifadeyi görmek yetmişti demişti bal gözlü oğlan. O gözlerde ne gördüğünü bilmese de hiçbir zaman pişman olmamıştı. Kavga ettikleri çok an olmuştu. Hatta konuşmadıkları günleri de hatırlıyordu.
Onu ilk öptüğü an doldu zihnine.

8 Ay Önce...

Derin bir soluk doldurdu göğsünü, heyecandan avuç içleri terliyordu. Neden bu kadar heyecanlıydı ki ilk defa bir randevuya çıkmıyordu.

𝐆𝐢𝐳𝐥𝐢 𝐒𝐚𝐤𝐥ı | 𝐁𝐱𝐁 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin