𝐆𝐢𝐳𝐥𝐢 𝐒𝐚𝐤𝐥ı | 𝐁𝐱𝐁

XXVIII

Eve bakarken şaşkınlıkla aralandı dudağı. İkindi güneşi evin camlarından yansıyordu. İki katlı geniş bahçesi olan bir evdi. Mudanya merkezden uzak kalıyordu.

Bavulu peşinden sürüklerken inceledi bahçeyi. Yüksek ağaçlar çevrelemişti etrafı, hemen yan tarafta olan diğer evleri görmek nerdeyse imkansızdı. Evin önünde bir koruluk vardı. O koruluğun ilerisinde dalgalarını savuran denizin tuzlu kokusunu alabiliyordu.

"Arka bahçede bir havuz var. Orada da vakit geçirebiliriz." Sırıttığında o imalı bakışı fark etmişti.

"Ev babanın mı?"

"Aslında demenden bana kaldı. İlk torun olmanın iyi yanı. Onlar Bursa merkezde yaşıyor." Kapıyı açtığında gürültüyle çalan alarmla hemen beyaz küçük panoya ilerledi.
"Neden burada yaşamıyorlar."

"Küçük amcam evlendi. Üçüzleri olunca dedem torunlarına yakın yaşamak istedi. Bizim başka şehirde olma nedenimizde babamın işiydi." Paneli kapatıp kapı eşiğinde dikilen oğlana baktı. "Eee, ne diyorsun?"

Açık bir salon önlerine serildiğinde dikkatini çeken ilk şey havuzdu. Geniş modern döşenen salonda birkaç antika parça bırakılmış daha hoş bir hava yaratmıştı.  

"Gel hadi." Üst katta çıkan merdivenlere yöneldi. Sol tarafta kalan odaya girdi. "Burası benim odam." İçerisi mavi tonlarında döşenmişti. Ferah ve genç işi duruyordu.

Dakikalar sonra hazırlanıp havuz kenarında indiklerinde yol üzerinde aldıkları soğumuş pizzayı yiyorlardı. Keyifli bir sohbetin içine düşmüşlerdi. Ne kadar uzun süreli bir ilişkileri olsa da Araf, hala Özgürü tanımadığını düşünürdü. Uzanıp oğlanın ketçap bulaşmış dudağını öptü.

"Biraz yüzeceğim." Üzerinde gri tonlarındaki deniz şortundan başka bir şey yoktu. Saçları dağılmış, yanakları kızarmıştı.

Özgür hayranlıkla onun beyaz tenini izledi. Araf, ona döndüğünde gülümsedi. "Sapık, şerefsiz ama seviyorum seni"

Gözlerini devirdi Özgür gülümserken "Sağ ol ya. Zahmet veriyoruz."

"Gelsene." Uzandığı şezlongdan hafif doğruldu. Araf'ın elinden tutup kucağına çektiğinde geri yaslandı. Birbirlerine kitlenen ellerine baktı. Birini bu kadar çok sevmesi hem çok güzel hem de çok korkutucuydu.

"Yüzük almalısın bana." 

"Yok sana yüzük falan, az önce eşeğin götüne soktun resmen." Araf'ın kıkırtısıyla bedeni kasılmıştı. Güneş kremi sürdüğü teni parlıyor, Özgür'ün sınırlarını zorluyordu. 

"Doğruları söylemeyelim mi yavrum?" Ellerini oğlanın yanağına koydu. Bal gözlerindeki bakışlar aşk ve korku doluydu. Gizlemeyi biliyordu ama içini yemesine de engel olamıyordu.

"İşine gelince cesur, güzelin, yavrun oluyorum hemen." Ayağa kalktı. Gerindiğinde, havuza ilerledi. "Bu şerefsizle yüzmek ister misin?" Arkasını dönüp Özgüre baktı.

"İstemem mi?" Üzerindeki tişörtü çıkarıp kenara fırlattı. Güneş yakmıyordu, havada öğlen saatlerinde olduğu kadar yakıcı değildi. Ağaçların altındaki gölgelikten çıkıp havuza ilerledi. Araf o gelmeden önce kendini soğuk serin suya bırakmıştı.

Havuzun kenarında durdu. Suyun yüzeyine çıkan, orman gözlüye baktı. Yüzü canlılıkla parlıyordu. "Hadi!" Ona doğru yüzdüğünde, merdivenlere yönelmiş kendisini serin suya bırakmıştı. Birkaç defa dalıp çıktıktan sonra havuzun kenarında bekleyen sevgilisine yüzdü. Onu köşeye sıkıştırdı.

"Baş başayız, bir haftamız var." Gülümseyişinde arzulu istekler sıralanmıştı.

"Sen çok terbiyesiz bir adam oldun." Burnunu kırıştırsa da dibinde duran Özgür'e gülümseyerek bakıyordu. Özgür'ün dudaklarına düşen gözleri kasıklarını sızlatmıştı. Islak saçlarından akan su dudaklarında son buluyordu. 

"Bence sevişmeliyiz." 

"Saçmalama." Ellerini omuzlarına koydu. Söylediklerinin tersini yapmayı seviyordu. "Ama evet bence de sevişmeliyiz."

Kahkahalar attı. Araf'ın bacakları beline dolandığında, ellerini havuzun kenarına koyup güç aldı. Dudakları, bastırdı ıslak dudaklara. Tadını dilinin üzerinde aldığında inledi.

Geçmiş ve geleceğin arasında sıkışmış gibiydi. Böyle bir şeyi yaşamamanın verdiği şaşkınlık ve zevkle baktı tadına.

Final için her şey hazır aklımda. Sadece bir kaç bölüm daha paylaşmak istiyorum. Umarım ki bu hikayeden keyfi almışsınızdır. Çünkü benim için ayrılmak çok zor olacak 😔🖤