🏹 9 🏹

1.3K 192 425
                                    

"YETER!" Hiddetle bağırıp oturduğun koltuktan kalktın. Sabahtan beri çektiğin çile sabrını taşırmıştı sonunda.

"Ama-" Sehun ya da Sehūn ikisinden biri konuşmaya çalıştığında elini kaldırarak onu susturdun.

"Yeter dedim! Sabahtan beri hanginiz konuşuyor anlayamıyorum. Üstelik ben ikinize de kızgınım! Ikiniz de beni kandırdınız. Aşık olduğum adam başkasının, onun yerine geçip beni sevmesine izin verdi. Öteki, beni sevdiği kadının yerine koyup gözümün içine baka baka yalanlar söyledi, sevdiğim adam olduğuna inandırmaya çalıştı. Bir süre ne sesinizi duymak ne sizi görmek istemiyorum!" Çıldırmış gibi ellerini sağa sola sallayıp bağırdıktan sonra salonu terk ettin ve odana gidip hırsla kapıyı çarptın.

Tabii Vivi ve asla senden ayrılmayan ruh da peşinden gelmişti. Sehun ve Sehūn aynı bedende olunca diğerlerinin olayı çakmaması için RiJin ve senin kaldığınız eve gelmiştiniz. Ilk başta Sehun'un sizinle gelmesi diğerlerinin çok dikkatini çekse de RiJin'in de desteği ile ayak üstü kırk yalan uydurup halletmiştiniz neyseki.

"Iyi yaptın." Sana tıpa tıp benzeyen kız gülümseyerek yanına oturdu. Az evvelki çıldırmanın yeni farkına varır gibi sindirerek nefes aldın.

"Öyle mi dersin?" Vivi kucağına hoplayıp kendine uygun bir pozisyon bulduktan sonra uyuklamaya başlamıştı.

"Öyle tabii ki. Seni kandırdılar, beni de yok saydılar. Hūn, seni benim yerime koyarak severken Sehun da ona müsaade etti. Bedenine, zihnine engel koymadı. Aslında ikisine sağlam bir dayak lazım." Ruh ellerini yumruk yapıp dizlerine vurduğuna kıkırdadın.

"Sana nasıl seslenmem gerektiğini bilmiyorum. Ne desem ki?" Sonunda ikinizin arasındaki sıkıntıyı gün yüzüne çıkardığında ruh dudaklarını büzdü.

"Rosa diyebilirsin. Sehūn bana hep böyle seslenirdi." Bakışları buğulu bir hâl alıp uzaklara daldığında kafanı eğdin.

"Rosa, size ne oldu?" Bir elin Vivi'nin kıvırcık saçlarını okşarken konuştun. Rosa kederli gülümsemesi ile sana döndü.

"Lanetlendim. Kırmızı olan, bizim evrenin en kurnaz yaratıklarından biridir. Bizim gezegene gelmeden evvel onlarcasını yok edip mideye indirmiş. Aynı zamanda bir gezegen yiyen." Yeni öğrendiğin şeylerle gözlerin yuvalarından çıkarcasına genişlemişti. Rosa kıkırdadı.

"Gezegen yiyen mi dedin sen?"

"Evet. Gezegene bir parazit gibi yerleşip bir süre kendi yarattığı Kaoslardan beslendikten sonra uygun zamanda onları sindirerek mideye indirir. Son yediği gezegenden sonra işler pek iyiye gitmemiş. Gezegenin kendi ruhu ve kalbi varmış. Bir insan gibi düşün yani. Gezegeni mideye indirdikten sonra gücüne güç katacağını düşünmüş olsa da tam aksine günden güne güçten düşmüş." Fanfastik bir hikâye dinliyormuşcasına odaklanmıştın.

"Yediği gezegenin ruhu onu tüketmesine izin vermemiş değil mi?"

"Aynen öyle. En sonunda yediği gezegenin ruhu da onun bedeninin içinde sıkışıp kalmış." Kahkaha atarak ellerini birbirine vurduğunda Vivi irkilerek uyanmış ve sitemli bir şekilde kucağından kalkıp yatağına yayılmıştı.

"Aynı bizimkiler gibi yani."

"Aynen öyle. Hâl böyle olunca Kırmızı olan nasıl kurtulacağını bilemeyerek bizim gezegene düştü. Gezegenimizi koruyan Hayat ağacı ve onun 9 lordu var içlerinden biri General olarak görev yapıyor. Başlarda lordlar Kırmızı olanla uğraşmak istemedi. Evrendeki herkes biliyor nasıl bir yaratık olduğunu. En sonunda yardım istediğine herkesi ikna edip Lordların huzuruna çıktı. Içindeki ruhun çıkarılmasını istedi."

I Want You [Sehūn x Sehun OC]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin