Ciğerlerine dolan bu koku gerçek miydi? Kollarının arasında tuttuğu beden, burnunun ucundaki saçlar gerçek miydi? Neşeyle şakıdığını duyduğu bu ses gerçek miydi?
"Sehun ağlıyor musun sen?" Endişeyle arkasını dönüp yüzünü avuçlayan bu kadın gerçekti işte. Gözlerini yumup kafasını sağa eğdi. Gözlerinden yaşlar kopuvermişti.
"Sehun ne oldu? Neden ağlıyorsun şimdi?" Ne olduğunu anlamadığın için endişeli bir şekilde yanaklarını avuçladığın adamın göz yaşlarını sildin.
Herkes susmuş dikkatini size vermişti. Sehūn kırık bir gülümseme ile elini tutup kafasını sağa sola salladı.
Bu avucunun içindeki el gerçek miydi?
"Bir şey yok. Bir anda oldu işte."
"Hepimiz onun için toplandık ya eh bir de doğum günü. Duygulandı galiba." Lāy durumu kurtarmak ister gibi araya girmişti. RiJin kaşlarını çatarak bir Sehūn'a bir Lāy'e baktı.
Gülümseyerek Sehūn'un saçlarını okşadığında o kafasını senin omzuna düşürmüştü.
"YA JUNMYEON PASTAYI YERDEN MI YIYORSUN SEN?!" RiJin cinnet geçiriyormuş gibi bağırdığında sarhoş olan JunMyeon kaşla göz arasında yere düşürdüğü pastadan kafasını kaldırdı.
"Ama düştü nasıl yiyeceğim ki başka?" RiJin ayağı kalkmak için Chanyeol'un kollarında çırpınırken MinSeok derin bir nefes alarak JunMyeon'u ensesinden tutarak ayağa kaldırdı.
"Yürü sana kahve yapalım baş belası herif." Ikili salondan çıkarken BaekHyun ve JongDae katıla katıla gülüyordu. KyungSoo'nun yüzünde de ufak bir tebessüm vardı.
Omzunda yatan Sehūn'un saçlarını ufak ufak okşamaya başladığında onun da belinde duran kolları sıkılaşmıştı.
"Sehun iyi misin gerçekten?" Aynı endişeli tonla konuştuğunda kafasını omzundan kaldırmıştı.
"Iyiyim Lay'in dediği gibi biraz duygulandım galiba." Mahçup bir şekilde gözlerini kaçırdığında gülümseyip kafanı salladın.
"Velede bak velede Maknae olduğunu unuttun galiba adama Hyung demiyorsun? Cesaretini takdir ettim yiğidim." RiJin kaşlarını kaldırarak konuştuğunda Sehūn tedirginlikle gözlerini Lāy'e çevirdi.
"Eh bugün onun günü. Biraz töleranslı olabiliriz sanırım."
Demek ki bu evrende Lāy ondan büyüktü. Kendi evreninde aynı yaştalardı. Ayrıca odada Lāy, Chanyeol, RiJin ve kollarındaki sevgilisi dışındakileri kendi evreninde görmemişti. Kime nasıl hitap edeceğini bilemiyordu. Her an yanlış bir şey söyleyebilirdi.
"Benim doğum günümde de aynı töleransı bekliyorum Hyunglar." Jongin, hâlâ KyungSoo'nun dizlerinde yatmaya devam ediyordu.
"Işin bokunu çıkarmayın da. Siz hergelelerden her şeyi beklerim." Chanyeol işaret parmağını bir Jongin'e bir de Sehūn'a sallayarak konuştu.
Sehūn gözlerini devirerek kıkırdamıştı.
Vivi sızlanmaya benzer garip sesler çıkardığında ona dönmüştün. Kucağından inip yanındaki boşluğa sıkıştırmıştı kendini.
"Ne oldu Vivi-ah?" Ilgili bir şekilde konuşup onu kucağına aldığında Sehun'a doğru havlamıştı. Sana yaslanarak hırlıyordu.
"Babaya mı havlıyorsun sen?" Sehūn boğazını temizleyerek hafifçe geri çekilmişti. Vivi hırlamaya devam ediyordu.
"Niye böyle yapıyor şimdi?" Şaşkınlıkla Sehun'a baktığında dudaklarını büzerek sana bakmıştı.
"Kıskanıyor sanırım." Elini senin saçlarına götürüp hafif hafif oynamaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Want You [Sehūn x Sehun OC]
Fanfic"Tüm Dünyayı yakmam gerekse bile seni istiyorum." -Sehūn "Adımladığın tüm yollara kırmızı güller dökeceğim." -Sehun Sehūn•Sehun x Sen. -Yazarın Oh Sehun'u iki farklı kişilikte yazmak istemesi sebebi ile başlanmıştır.- *Tüm hakları Sehūn ve Sehun'...