Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
°Yazar°
"N-ne..?"
Uğurböceği duyduğu şeyin şokuyla afalladı. Gözü doldu. Karşısında duran Kara Kedi çoktan ağlıyordu. Tam da ondan hoşlanırken onla mutlu olacakken - en azından öyle düşünürken.. - bu haber genç kızı mahvetmişti. Kara Kedi onun sahip olabileceği en iyi arkadaş ve partnerdi. Ona bu zamana kadar şans vermediği için kendine çok kızıyordu.
"Özür dilerim.."
"Hayır özür dileme.. Sen özür dilenecek bir şey yapmadın.."
"Seni yalnız bırakıyorum özür dilerim, özür dilerim.."
"Hayır hayır öyle söyleme.."
Göz yaşları akarken birbirlerine sımsıkı sarıldılar.
"Beni unutma olur mu..?"
"Asla"
Genç kız bunu derken ciddiydi asla onun gibi birini unutmayacaktı.
"N-ne zaman.. ne zaman gidiyosun?"
"Bilmiyorum"
Hala sarılıyolardı ayrılmak istemiyolardı.
"Kesin mi..?"
"B-ben.. Bilmiyorum"
"Keşke şaka olsa"
Sonunda sarılmayı bırakmışlardı. İkisi de durdukları çatıya oturdular. Güneşin batışını izlediler birlikte.
Uğurböceği elini koymuştu. Kara Kedi de elini onun elinin üstüne koydu. Birbirlerine bakıp gülümsediler.
Birkaç saat geçmişti. Son hafta neler yaşandı hakkında konuştular. Son günleriydi belki, belki daha aylar vardı ama onlar bu zamanı değerlendiriyorlardı.
"Kimliklerimizi öğrenmek sence mantıklı mı?"
"Bilmiyorum"
"En azından gitmeden öğreniriz olmaz mı?"
"Ya gerçek hayatta tanışıyorsak? Daha çok üzülmez miyiz..?"