5

166 6 0
                                    

"Ne yaptın sen?" aslında cevabı biliyordum.

"Bildiğin şeyleri neden hep tekrar soruyorsun?" dedi.

"Emin olmak için. Şimdi cevap verirmisin?"

"Seni vampire dönüştürdüm."

"Ama nasıl?"

"Sen zaten doğuştan vampirdin Jolie. Ben sadece bunu görünür kıldım." dedi.

"Güçsüz olduğumda kan içmem için sen mi   pencereme her gün bir şişe kan bırakıyordun?"

"Evet."

"Tamam. Ne yapmam gerekiyo şimdi?"

"Açmısın?"

"Evet ama canım yemek istemiyor. Kan içmek istiyorum." dedim.

"Avlanmalısın."

"Ne avlicam?"

"İnsan." dedi. Hayır insan olmazdı.

"Hayır asla... Şey... Hayvan olamaz mı?" dedim.

"Olabilir ama seni pek doyurmaz. Sadece bir saatliğine tok kalırsın." duraksadı. "İnsan kanı içerek 2 gün."

"Tamam." dedim isteksizce.

"Hadi gidelim."

Kimsenin göremeyeceği bir hızla boş bir sokağa gittik. Yakınlarda insan vardı... Evet ve tabikide kanları. Ağzım sulanmaya başladı ve gözlerim kırmızıya döndü. 2 tane adam geliyordu. Cılız gibi görünmüyorlardı. Biraz uğraşmamız gerekecekti.

"Hey... Yolumu kaybettim de. Bana yardımcı olurmusunuz?" dedim ve ardından gülümsedim. Onlar da bana doğru gelmeye başladılar.

Seymour benim duyabileceğim bir sesle "Güzel gidiyorsun." dedi. Bir kenara çekildi ve duvara yaslandı. Gölgelerden nerdeyse görünmez olmuştu. Onlara doğru yürümeye başladığımda onlar da bana doğru yürüdüler.

"Evet güzelim nereye gitmek istersin?" diyip kalçama doğru elinj uzattı.

"Hey! Yapma. Hoşlanmam." dedim. Ve elini geri ittim.

"Hadi ama biraz eğlenelim." dedi. Tam bir sürtük.

"Hayır. Sizden sadece yol istiyorum." dedim kızarak.

"Sinirlenme hemen güzel kız." dedi.

1 dakika boyunca konuşmadık. Sadece birbirimize nefretle bakıyorduk.

Ve sonunda sessizliği bozup "Hadi güzelim gidelim biraz eğlenelim." dedi.

"Eğlenelim o zaman." dedim sırıtarak.

"Hadi..." dediğinde üstüne atladım. Boynuna yapışarak o sıcaklığın ağzımda dolaşmasına izin verdim. Ve sonra boynunu kırıp öldüğünden emin olduğumda diğerine adam koşarken saldırdım. Sırtına bir tekme indirip onun da boğazına sarıldım. Kanını biraz içtikten sonra Seymour'a seslendim.

"Hadi gel biraz sen de iç. Aç olmalısın." dedim gülerek. Yanıma geldi ve "Dudağında kan kalmış." dedi.

"Ah evet." dedim. Elimle ağzımı sildim.

Adamın kanını içmesini seyrettim.

"Hadi gidelim." dedi.

"Nereye?"

"Yapmamız gereken işler var." dedi. Ne gibi işler diyesim vardı ama kızacağından hiçbir şey demedim. Arabasına atlayıp yola koyulduk.

Özür dilerim kısa kısa atıyorum. Aklıma pek bir şey gelmiyor. Ama diğer bölüm hazır. Haftasonu yayımlarım.
Bu arada oy vermeyi unutmayın ;))
Teşekkürler hepinizi seviyorum :D

OyuncağımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin