4

1.6K 194 117
                                    

Pintte bu fotoğrafı gördüm dkdkdkd Felix dondurma yerken bile nasıl mükemmel oluyorsun aşkım anlatsana



Felix

Karşımda duran uzun iri yapılı genç adam ile odada tek kalınca ister istemez yatakta gerilemiştim.
"Felix... sakin ol ve öncelikle kendimi tanıtmama izin ver."
Başımı salladığım da yavaş adımlar ile yatağa yanaştı ve oturdu.

"Ben Hwang Hyunjin... 25 yaşındayım. Psikoloğum ve sana yardım etmek için elimden ne gelirse yapacağı, tamam mı?"
Başımı salladığım da gülümsedi ve elini uzattı. Bir kaç saniye bekledikten sonra yavaşça elini tutup sıktım. ardından hızla elimi geri çektim.

"Bana ne olduğunu anlatmak ister misin Felix?"
Bir kaç saniye sessiz kalmıştım.
"Şey.. ne anlatayım?"
"En başından anlat bana... o adamlar yanına ne zaman geldi... senden ne istediler..."

Vücudum titrediğim de uzanıp elimi tutmuş ve güven verircesine sıkmıştı.
"Sakin ol, kendini iyi hissetmediğin anda anlatmayı kesebilirsin tamam mı Felix?"

Başımı sallayıp minik bir gülümseme sundum ona.
"Ben 1 ay önce yurttan çıkarıldım... sonra yurdun ilerisindeki depo boş olduğu için bir ev tutabilene kadar orada kalmaya karar verdim.. biraz soğuktu ama sokaktan güvenliydi.. yani ben öyle sanıyordum."

Derin bir nefes alıp gözümden akan yaşı sildim,
"Sonra o iki adam geldi geçen cuma... bana eğer orayı boşaltmazsam beni öldüreceklerini söylediler ama ilk başta inanmadım... sonra her gün geldiler... düne kadar..."

"Dün bana... bana dokundular... be...ben kaçtım ama... beni buldular.."
Ağzımdan bir hıçkırık kaçtığında odanın kapısı açıldı ve içeriye Minho daldı.
Hızla bana sarıldığın da hıçkırıklarımı serbest bıraktım.

"M...minho..."
"Geçti güzelim... buradayım canımın içi... şişhh..."
"Ben... ben ne yaptım onlara? Bana neden yaptılar ki bunu?"

"Yakalanacak onlar güzelim... merak etme. Düşünme onları tamam mı? Hadi biraz uyuyalım seninle."
Başımı hızla iki yana salladım.
"Hayır... uyuyunca geliyorlar! Boynuma dokunuyorlar... bacaklarıma her yerime dokunuyorlar..."

Gözümün önüne gelen silüetler ile geriye kaçtım.
"Dokunmayın bana!"
"Bebeğim tadına bakacağız sadece..."
"Hayır lütfen... yalvarırım size..."

"Felix! Kendine gel!

"Dokunma bana... ayyaş piç!"
Dudaklarıma dokunan dudaklar ile ağlayarak kaçtım.
"Dudakların çok güzel tam sikime layık.."
Elimi hızla dudağıma koyup kanatar gibi sildiğim de kolumda hissettiğim acı ile bir kaç saniye içinde her şey kayboldu.

Minho

Ellerimi çenemin altında birleştirdim ve uyuyan Felix'e gözlerimi diktim.
Jisung: Yani diyorsun ki bir kere değil bir kaç kere tecavüz etmişler?

Hyunjin üzgün yüz ifadesi ile başını salladığın da lanet ettim kendime.. ben nasıl arkadaştım? Arayıp sormamıştım bile.
"Bebeğim kendini suçlama... nereden bilecektin ki?"
Omuz silktim.. her arkadaş hissederdi.
"Hyunjin sence ne zaman iyi olur?"
Bakışlarımı Hyunjin'e diktiğim de yatakta Felix'i süzdü.

"Belki 1 hafta belki bir kaç ay... her şey ona bağlı... ama eğer her konuştuğumuzda böyle kötü olup bayıltılacaksa... 1 yılı bile bulabilir."
Dudaklarımı sarkıttım.
"Hepsi benim yüzümden!"

Ayağa kalkıp cama gittiğim de odada Felix'in cılız sesi duyuldu.
"Kendini neden suçluyorsun Minhom?"
Ona dödüğüm de minik bir gülümseme bahşetti yüzüme.

Yanına ilerleyip sıkıca kollarımı boynuna sardım.
"Ben seni arasaydım... böyle şeyler başına gelmeyecekti.." Felix'in titrek bir nefes aldığını hissettim. "K...konuşmayalım onları.. lütfen... ve ne zaman çıkacağım bu odadan?"

Hyunjin'e döndüğüm de omuzlarını kaldırıp indirdi.
"Changbin'i arayalım gelsin söylesin ben bilmiyorum.."

Hyunjin bu dediğinden sonra telefonu ile Changbin'i aradı ve gelmesini söyledi.
Kapı çalınca Felix kucağıma çıkmaya çalışmıştı ama elimle onu durdurdum.
"Sakin ol bebeğim.. bak ben buradayım bir şey olmayacak."
Felix yalvarır gibi yüzüme baktığında kıyamayıp kollarımı açtım. Hızla kucağıma çıkıp sırtını kapıya döndü.

Changbin içeriye girmiş ve Felix'e bakmıştı.
"Felix izin ver seni muayene edeyim ona göre taburcu edelim seni?"
Felix başını iki yana sallamıştı. Bu sefer Hyunjin olaya müdahale etmişti.
"Tamam... Felix hadi lütfen sakin ol ve izin ver Changbin seni muayene etsin?"

Felix bir kaç saniye tereddüt etsede başını sallamış ve kucağımdan yatağa inmişti.
"Ama odadan çıkmayacaksınız hiç biriniz tamam mı?"
Başımı sallamış ve saçlarına öpücük koymuştum.

Changbin onu muayene ederken bir dakika bile elimi bırakmamıştı.
"Tamamdır Felix akşama taburcu edebiliriz seni... ama asla ayağa kalkmak yok... vücudunda ki yaralarda iyleşsin."

Felix başını sallamıştı, Changbin odadan çıkmadan masanın üzerine bir kağıt bırakmıştı.
"Hyunjin sende çok yoruldun bizimle... eve git istersen?"
"Arabanız yok? Hem bir kaç gece sizinle kalmak istiyorum en azından Felix iyi olana kadar.."
Başımı salladığım da Felix bana dönmüştü.

"Eve giderken hamburger alalım mı?"
Felix gözleri parıldayarak bunu sorunca başımı sallamıştım. Çocuk gibi sevinip kollarını boynuma sardı.

Odaya hemşire girdiğin de Felix'in serumunu çıkarmak için yaklaşmıştı. "İzin verirsen serumu çıkarayım Felix... sonra taburcu olacaksın."
Felix başını salladığın da kadın gelip Felix'in kolunda ki serumu çıkarmış ve bir bant yapıştırmıştı.

Elinde ki çantayı yatağın üzerine koyup açtı.
"Bu banyo yaparken yarana yapıştırman için... mümkünse her gün sargısını değiştirin ki iltihap kapmasın. Bunlar eğer ağrısı olursa diye ağrı kesici iğneler.. ve bu da her ihtimale karşı serum.."
Başım ile kadını onayladığım da gülümseyip odadan çıktı.

Jisung işlemleri yapmak için yanımızdan ayrıldığın da Hyunjin ben ve Felix odada kalmıştık.
"Ben eczaneden ilaçları alayım... sizi arabada bekliyorum."
Hyunjin odadan ayrıldığın da Felix'e döndüm.
"Hadi hazırlanalım."

Felix'in giyinmesine yardım ettikten sonra ayakkabılarını giydirmek için eğildiğim de ayaklarını geriye çekmişti.
"Hyung... ben giyerim."
"Felix! Uzat ayaklarını."

Kaşlarımı çatıp sesimi elimde olmadan sertleştirdiğim de Felix sessiz kalıp derin bir mefes almıştı. Ayakkabılarını giydirip ayağa kalktım ve sıkıca sarıldım.
"Özür dilerim bebeğim kızmak istemedim sana..."
Başını sallamış ve güzelce gülümsemişti.

Jisung odaya tekerlekli sandalye ile girdiğin de Felix'i sandalyeye oturttuk.
"Teşekkür ederim ikinize de... çok yoruldunuz benim için."
Jisung eğilip Felix'in ellerini tutup öptü ve yanağını sıktı.

"O ne demek minik fare... biz kardeş değil miyiz?"
Felix gülümseyip başını salladığın da sandalyenin arkasına geçip sürmeye başladım. Umarım en kısa sürede eski Felix'e geri dönerdi.

Bu bölüm biraz Minho'nun anlatımından oldu amaaa neyse idare edeceğiiizz artık...
Öpüyorum siziii

To be whole again ~hyunlix~ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin