6

1.4K 181 226
                                    

Felixin bu fotosuna kalbimi bırakıyorum... ayrıca video mükemmel mutlaka izleyin

Hyunjin

Gece boyu Felix'in başında beklemiştim. Arada ateşi çıkmıştı baya yükselince serum takmıştım.
Uzanıp saçlarını okşadığım sırada güneş yeni yeni doğmaya başlamıştı.
Ve güneş ışığı güzel turuncu saçlarına vuruyordu. O kadar güzeldi ki... benim için melekten farksızdı.

Uzanıp saçlarını öptüm. yakından çillerine bakmak çok daha güzeldi...
"Hyunjin?"
Yerimden sıçrayıp kapıya baktım. Minho kapıda dikilmiş bana bakıyordu.

"Hala uyumadın mı?"
Başımı iki yana salladım ve o içeriye girerken gözlerimi Felix'in yüzüne çevirdim.
"Ateşi çıktı.. her ihtimale karşı yanında durmak istedim."

Başını sallamış ve gelip Felix'in alnına dudaklarını bastırmıştı. Kaşlarım istemsizce çatılırken bir kaç kere öksürdüm yalandan.

"Çok yaklaşma.. yani sanada geçmesin."
"Grip değil o sadece yarasından dolayı ateşi çıkmadı mı?"
Gözlermi devirip Felix'in başından çektim onu.
"Olsun!"

Minho şeytanca gülümsediğinde kafasına vurdum.
"Ağzına ederim senin çek o pis gülümsemeni."

"Minho?"
Felix'in ince sesi odada yankılanınca başımı Felix'e çevirdim.
"Hey... bebeğim uyanmışsın."
Minho eğilip Felix'in yanağını öptüğün de Felix biraz geri çekilmişti. Kim olursa olsun hâla temastan korkuyordu.

"İyi misin bebeğim?"
Felix başını sallamış ve biraz doğrulup geriye çekilmişti. Minho'dan uzaklaşmaya çalıştığını farkedince Minho'nun kolunu tutup yanından kaldırdım.

"Saat kaç?.. şey birde su verebilir misin Minho?"
Minho uzanmadan bir bardak suyu direk Felix'e uzattım. Felix gülümseyip teşekkür ettiğinde sadece gülümsedim.

"Saat.. 6.39 biraz daha uyumalısın."
Felix başını sallayıp içtiği bardağı masaya koyduğun da geri uzandı. Minho bana döndü,
"Sen git biraz dinlen.. hiç uyumadın hastaneden geldiğimizden beri."
Omuz silktim, aşırı yorgundum ama Felix'i böyle bırakmak istemiyordum.

Felix kapattığı gözlerini aralayıp bana döndü ve uzanıp elimi tuttu.
Siktir.
"Hyunjin.. lütfen biraz dinlen. Minho sende uyu ben şu an iyiyim kötü olursam size sesleneceğim tamam mı?"

İtiraz edecekken Felix'in bakışlarını görünce başımı salladım.
"O zaman ben bu koltukta yatacağım bir şey olursa seslen uyanırım hemen."
Felix başını salladığın da koltuktan kalkıp diğer koltuğa geçtim. Bacakları sığmadığı için kıvrılıp gözlerimi kapadım, uykuya dalmam sadece bir kaç saniyemi almıştı...

Felix

Gözlerimi araladığım da saat 2' ye geliyordu. Hyunjin'in yattığı koltuğa bakıp hala uyuduğunu görünce gülümsedim. Acilen lavaboya gitmem lazımdı ama nasıl gideceğim hakkında bir fikrim yoktu.

Derin bir nefes alıp ayağa kalktığım da acının olmadığını farkettim gülümseyip bir adım atığım da acıyan karnım ve kolumdan çıkan serum ile ağzımdan küfür kaçtı.
"Siktirr.. ah!"
"Felix! Hey.. napıyorsun ayakta?!"

Hyunjin yanıma hızla gelip kolumu tutunca derin bir nefes aldım.
"Şey.. tuvalete gitmem gerekti de ama serumu unutmuşum."
Hyunjin hızla kenardan bir pamuk alıp yaradan akan kanı sildi ardından minik bir bant yapıştırdı.

"Teşekkür ederim.. şey kusura bakma uyandırdım seni de.."
Hyunjin kaşlarını çatmış ve dudaklarını aralamıştı.
"Bir daha böyle şeyler duymayacağım.. hadi sana yardım edeyim de lavaboya git."

Başımı salladığım da dikkat ederek beni kucağına aldı. Lavaboya geldiğimiz de beni içeriye bırakıp ayakta dikildiğin de yüzüne baktım.
"Çıkar mısın?"
"Bir şey olursa?"
"Ay Hyunjin abartma lütfen iyiyim.. o ağrıyla ne kadar yürüdüğümü biliyorum."
"Olsun Felix..ah şey tamam çıkıyorum."

Lavabodan çıkınca kapıyı kilitledim ve işimi halledip yüzüme bir kaç kez su çarptım.
Aşırı ter kokuyordum ıy.. banyo yapsam iyi olacaktı ama şu an Minho'yu uğraştırmak istemiyordum. Zaten yeterince yük olmuştum.

Lavabodan çıktığım da Hyunjin kapıda görmemek beni sevindirmişti. Benimle bu kadar yakından ilgilenmesi aşırı hoştu.. ama yük oluyorsun diyen tarafım aşırı ağır basıyordu.
Yavaş adımlar ile salona girip koltuğa yavaşça bıraktım kendimi.

"Felix! Bebeğim kahvaltı hazır."
Jisung'un sesi ile hafifçe doğruldum,
"Hadi gel."

Jisung yanıma gelip kalkmama yardım ettiğin de biraz gerilsemde ona belli etmemeye çalıştım. Üzülmelerini istemiyordum.
Mutfağa girdiğimizde Minho'nun yaptığı bitki çayının kokusu burnuma geldi.

"Ay bu çok güzel kokuyor... adaçayı?"
Başını sallayıp gülümsedi ve yanını gösterdi.
"Gel sana da bir bardak koyayım."
Gülümseyip Jisung'un yardımı ile sandalyeye oturdum.
"Hyunjin nerde?"

Jisung'un Minho'ya gülerek baktığını görünce göz devirdim.
"Aklınızdan bile geçirmeyin!"

Minho omuz silkip dudak büktü,
"Biz bilemeyiz bebeğim... hastası ile görüşecekmiş.."
Başımı sallayıp uzattığı fincandan koca bir yudum alıp gülümsedim...

"Çok lezzetli... ellerine sağlık."
Öpücük attığında önüme dönüp yemeğime odaklandım.
Umarım Hyunjin erken gelirdi, gerçi gelcek miydi? Gelirdi ya. Yani umarım gelirdi...


Sağlıklı kalın ♥️

To be whole again ~hyunlix~ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin