2. BÖLÜM

59 1 0
                                    

Seneler bu şekilde akıp geçmişti. Murathan ile aramız gayet iyiydi ve bazen bana imalı bakışlarını , hakkımda söylediği güzel sözlerini görüp , acaba ondan etkilenmeli miyim diye de düşünmüyor değildim. Sanki bana karşı bir şeyler hissediyordu ve ben bunu gerçekten görebiliyordum. Sevgili değildik ama flört ediyor gibiydik sanki...

Üniversite hayatı , vizeler, ödevler ,finaller , güzel arkadaşlıklar ve kurulan hakiki dostluklar , sabaha kadar uyumayıp , sonra akşama kadar uyumalar derken bir gün Murathan'ın bir kız arkadaşı olduğunu duydum. Gerçekten fazlasıyla öfkeliydim. Evet ona aşık değildim ama bir kız arkadaşı olduğunu da kendi ağzından öğrenmek isterdim. Hoş anlamalıydım da son birkaç aydır sık sık İstanbul'a gidiyordu. Ailesini görmek istediğini düşünmüştüm ama meğerse o sevgilisinin kollarına koşmuş.

Kendimi aldatılmış gibi hissettim. Karar verdim ondan uzak duracaktım. Yok yok, yakınında olup ona hiç sitemde bulunmayacak , iyi bir arkadaş gibi dertleşecek ama bir yandan da neler kaybettiğini ona gösterecektim. Selvi de zaten Murathan gibi bir çocuğu kaçırdığım için bana demediğini bırakmıyordu. Ne yapsaydım yani, demek ki beni hiç sevmemiş.

Selvi'ye göre ise, benden bir hareket görmeyince başka kızın kollarına koşmuş. Tüm suçlu benim anlayacağınız. Çocuğa ilgi göstermezsem, başkalarının kollarına işte böyle koşarmış. Üzülmedim. Hatta umursamadım bile bir süre sonra. Kendi kararıydı ve ben de aşık olmayıp , kendi hayatıma yönelecek, hedeflerimin peşinde koşacaktım. Ondan da kesinlikle uzak duracaktım. 

Ne yazık ki başaramadım ama bu arada bizim bölümden Kerem adında bir çocuğun teklifine de evet demiş bulundum. Bazı ortak dersler dışında aralarda görüşüyor , sahilde kısa yürüyüşler yapıyorduk. Bu durumdan tüm arkadaşlarımın haberi vardı ama sürekli İstanbul'a giden , sevgilisinin kollarındaki Murathan'ın haberi yoktu ki sanırım , bir gün Selvi'nin dürtmesi ile " Bak kızım elindekini de kaybedeceksin, azıcık kendini rahat bırak. Çocuğun senin elini bile tutmuşluğu yok. Azıcık çocuğa sevgini, onu sevdiğini göster. Hem sen kötü bir şey yapmıyorsun ki. " kendimi Kerem ile sahilde yürürken buldum.  

Kerem ile yolda yürüyorduk. Hava soğuktu ve Kerem birden elimi tuttu. Hiçbir şey diyemedim. Ta ki , o sırada marketten çıkan Murathan'ı görene kadar. Kendisi elinde poşet , bir yandan şok olmuş bir şekilde bize bakıyor bir anlam çıkarmaya çalışıyor. Bir yandan da tutuşan ellerimize bakıyordu. Kerem ile selamlaşıp, ortaya somurtuk  bir " iyi akşamlar size " lafı bırakıp, laciverte yakın arabasına binip çekip gitti. Bahtsızlığıma mı yanayım, yoksa bir sevgilisi olduğunu bana söylemeyen adamın benim sevgili yapmama sinirlenip çekip gitmesine mi?

O anda cep telefonuma bir mesaj geldi. Göndereni görünce şaşırdım ama Kerem'in de şüphelenmesini istemediğimden ona artık saatin geç olduğunu ve eve gitmek istediğimi söyledim. Ellerimi de elinden çektim. Mesajı çok merak ediyordum ve eve gidince Selvi'ye bu durumu danışacaktım....





NİLÜFERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin