B:" Eğer müsait değilseniz anlarım."
A:" Yok. Yani müsaitim." dedim ve dışarı çıkıp evin kapısını kapattım.
B:" Sahil yolu?"
A:" Müthiş seçim!" dedim ve güldük. Beraber yürüyerek sahile indik. Beraber bir banka oturup sessizce denizi izlemeye başladık. O denizi ben onu izliyordum. Bir insan nasıl bu kadar güzel olabilir anlamıyorum. Benim onu izlediğimi fark edince yüzüme baktı sonrada gözlerini kaçırıp tekrar denize baktı. Ama yanakları onu ele verdi. Utanmıştı ve daha da güzel olmuştu. Gülümseyip bende denize bakmaya başladım. Kısa bir süre daha öylece oturduktan sonra aynı anda söze girdik.
A:" Önce siz."
B:" Yok önce siz."
A:" Olmaz öyle şey Aylin Hanım. O yüzden lütfen!"
B:" Biz artık komşuyuz o yüzden artık Hanım demeseniz. Benim ismim Aylin. Aylin Hanım değil hem."
A:" Peki Aylin." dedim ve beraber güldük.
A:" Siz yani sen ne söyleyecektin?"
B:" Bilmem unuttum."
A:" Yürüyelim mi?"
B:" Olur!" Yaklaşık bir saat yürüdük ilk defa zaman bu kadar hızlı geçiyordu. Keşke görevlerde de zaman bu kadar hızlı geçse ama geçmiyor. Kafamı ona doğru çevirdim. Yüzünde belirsiz bir tebessüm, gözlerinde huzur ve denizin maviliğinin gözlerindeki yansıması, saçlarını rüzgarda ki dansı ve güneş ışığında döndüğü bal rengi. Parlayan yüzü, gözlerinin içi ve hiç bitmeyecek gibi duran neşesi, heyecanı ve huzuru. Derin bir iç çektim.
B:" Bir şey mi oldu?"
A:" Evet oldu. Ben galiba sana aşık oldum ama ben ve sen, hiçbir zaman biz olamayız. Çünkü ben bir tetikçiyim, ben bir seri katilim ve senin araştırdığın dosyada ki cinayeti ben işledim. Ama inan bana hiçbirini isteyerek yapmadım. Ben hiçbir zaman bu hayatı yaşamak istemedim ama zorunda bırakıldım. Yoksa ben karıncayı dahi incitemezdim. Lütfen bana inan, lütfen." Ahh keşke bunları senin yüzüne söyleyebilsem ama yapamam.
A:" Yok bir şey deniz beni hüzünlendirir her zaman."
B:" Neden?"
A:" Memleketimi hatırlatır bana. Ailemi, dostlarımı, evimi."
B:" Yanlarına gitsene arada."
A:" Gidemem!"
B:" Aa! Öldüler mi? Ben özür dilerim!"
A:" Yok ölmediler ama gitmem yasak."
B:" Neden?"
A:" İşim gereği yanlarına gidemem."
B:" Sahi sen ne iş yapıyorsun?"
A:" Ben..." derken telefonum çaldı. Arayan Patron'du.
A:" Bunu açmam gerekiyor." deyip yanından uzaklaştım. Biraz uzaklaştıktan sonra telefonu açtım.
P:" Neredesin sen? Sana görev senin dediğimi hatırlıyorum."
A:" Efendim ben..."
P:" Sus! Cevap verme! 10 dakika içinde buradasın Ateş. Sakın geç kalayım deme?"
A:" A...ama" diyemeden telefon yüzüme kapandı. " ben o kadar kısa sürede nasıl geleceğim ki oraya."
B:" Bir sorun mu var?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUÇLU MU ÂŞIK MI( ASIL KİTAP )
UmorismoYeni bir görev yeri Yeni arkadaşlar, Yeni vakalar, Ve görülmesi neredeyse imkansız bir aşk hikayesi, Ben bile bazen düşündüğümde hadi canım, yok artık, olur mu öyle şey diyorum. Benim için yapar mı, benim için hayat şartlarından vazgeçer mi? Peki...