"Bana bak, seni döverim oğlum! Ayağını denk al, vurdum mu oturturum ha!"Çocuk, karşısındaki onun boyundan kısa olan çocuğa tehdit edercesine konuşurken ensesine yediği şaplakla yüzünü buruşturup küçük bir inilti bıraktı. Fazla sert bir vuruş değildi ama eli hemen ensesine gidip arkasını dönmüştü.
"Ya hyung, niye bana vurup duruyorsun ya? Seni anneme söyleyeceğim!"
Jungkook, çocuğun taklidini yaptıktan sonra kaşlarını çatıp ondan yaşça küçük olan ama beyin olarak aynı yaşta oldukları çocuğa baktı.
"Bana bak keltoş! Seungmin'i bir kere daha tehdit edersen seni yaşatmam anladın mı? Nesin sen, mahalle kekosu mu?"
On yaşındaki çocuk, ağlamaya başlarken evde yankılanan sesle Jungkook yutkundu.
"Jungkook! Oğlumu rahat bırak gerzek herif! Geliyorum lan oraya!"
Jennie'nin sesi, bahçede oturanların bile eve bakmasına sebep olurken Taehyung, gülerek ayaklandı.
"Ben bir gidip bakayım, evde katliam çıkmasın şimdi."
Gülerek söyledikleriyle Rosé, Seulgi'nin desteğiyle ayaklandı.
"Şu karına sahip çık Taehyung! Kocamı öldürecek bir gün dövmekten!"
Taehyung, umursamazca omuz silkerken Rosé'nin içeri geleceğini anlayıp koluna girmesine izin verdi.
"Kocan da oğluma bulaşıp durmasın o zaman? Valla karımı ben bile tutamam."
Rosé, gözlerini devirirken ikisi, yavaş bir şekilde içeri girmişti. Salondaki görüntüyle ikisi de bıkkın bir nefes verirken görüntü yine aynıydı.
Jennie, Jungkook'un kulağını çekip Hyunjin'den özür diletirken Seungmin, koltukta oturmuş elindeki kamyonetle oynuyordu. Zaten Hyunjin'in dediklerini umursadığı hiç olmamıştı. Bu konuda kesinlikle Seulgi'ye benziyordu.
"Yah, Jennie Kim! Kocamın kulağını serbest bırak!"
Rosé, yüksek sesiyle konuşup adım atmaya çabalarken Taehyung, el mecbur ona yardımcı oluyordu. Rosé, hamileydi ve neredeyse doğumuna iki haftadan az kalmıştı. Çocuk işini ertelemek onlar için kötü değildi ama ikisi de otuz iki yaşında olduğundan hamilelik biraz yorucu geçiyordu.
Tabi önceden idol olmasının verdiği bir avantaj da vardı. Esnek olduğu ve yiyeceklerine dikkat ettiği için sağlıklı bir hamilelik geçirse de özellikle bu sıralar yürümekte zorlanıyordu. Ee haliyle de herkes ona yardımcı olmaya çalışıyordu.
Jungkook, umut dolu gözlerle karısına bakarken göbüşüne değen gözleriyle direkt Jennie'ye döndü.
"Noona, lütfen bırak da çocuğumun önünde rezil olmayayım?"
Jennie, alayla gülüp Jungkook'a baktı. Bu sırada Hyunjin de Jungkook'a dil çıkarıp kıs kıs gülüyordu.
"Onu benim meleğimi ağlatmadan önce düşünecektin!"
"Anne ne meleği ya! Melek değilim ben!"
Hyunjin, bıkkınlıkla annesine bakarken Jennie, ona dönüp boşta kalan eliyle ayağındaki terliği çıkardı. Hyunjin, anne terliği alarmı aldığı gibi biraz ileride oynayan kızların yanına koşarken Jennie, terliği fırlatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lovesick Girls
أدب الهواة"Herkes sonunda ayrılıyor..." "Ağlamaya karşı hissiz hale geldim..." "Tekrar ve tekrar acıtıyor..." "Ama hala aşkı arıyoruz." Yarı Texting Shipler; Taennie: Taehyung, Jennie Rosékook: Rosé, Jungkook Jinsoo: Seokjin, Jisoo Yoonlice: Yoongi, Lisa Sin...