Uyarı: İlk birkaç bölümde diyalog az olduğu gibi olaylar da yavaş gelişmektedir. Gereksiz bulacağınız ayrıntılarla karşılaşabilirsiniz. Ancak bu sorun diğer bölümlerde görülmemekte. Başlarken bunu göz önünde bulundurursanız sevinirim.
İyi okumalar dilerim.❤️
...
''Doktor kızım, vallahi sen bana akşam altıdan sonra bir şey yeme diyorsun ama benim bey sekizde işten geliyor. Masada beni de istiyor yanında. Ben nasıl tek bırakayım şimdi beyimi?''
Acaba önce doktor olmadığımı mı tekrar etsem yoksa saatin önemsiz olduğunu, porsiyon kontrolü sağlarsa hiçbir sıkıntı olmayacağını mı?
''Zeynep Hanım, son kontrolünüzden bu yana beklediğimizin aksine, kilo aldığınızı gözlemliyoruz. Siz, diyetime harfi harfine uydum diyorsunuz ama belli ki yanlış giden bir şeyler var. Önemli olan kaçta yediğiniz değil. Yedikten sonraki hareket düzeyiniz, kaçta uyuduğunuz, en önemlisi de ne kadar yediğiniz.''
Günün son danışanı ile biraz daha konuşup karşılıklı anlaşarak ve yeni bir beslenme listesi düzenledikten sonra görüşmemize noktayı koymuştuk sonunda.
Şimdi de az önce getirilen programdan yarının özetini inceliyordum. Bugüne göre daha az yorulacağım kesinlikle anlaşılıyordu. Birebir danışanlarla görüşmektense görev yaptığım hastanede yatılı hastalar için beslenme düzeni oluşturmak çok daha kolaydı benim için.
Doktorlarından gelen sağlık değerlerine göre bir beslenme düzeni oluştur ve doktoruna geri ilet. İşte bu kadar.
Ne yazık ki mesleğine âşık biri değildim. Üniversite sınavına hazırlandığım dönem pek ders çalışmaz ancak sınav geceleri harıl harıl ders çalışıp okul sınavlarından yüksek puanlar alırdım. O dönemler ne okumak istediğimi bilmediğimden puanım ne gelirse ona göre seçerim diye düşünürdüm. Gerçi ne olmak istediğimi o zaman değil hala bilmiyorum ya. Üniversite sınavı sonrası aldığım puana göre çok sevdiğim (!) rehberlik hocamla oturmuş en uygun neresi olur diye resmen manavdan karpuz seçer gibi bölüm ve üniversite seçmiştim kendime.
Pişmanım diyemem belki ama yine de en azından daha profesyonel birinin beni yönlendirmesini isterdim.
Bölümüme dair en ufak bir bilgim yokken eğitimim boyunca bölüme fazlasıyla ısınmıştım. Yaşadığım şehirde beslenme ve diyetetik okuduktan hemen sonra abimin bir arkadaşı sayesinde özel bir hastanede göreve başladıktan bu yana her şey o kadar güzel ilerliyordu ki. İki yıldır kendi paramı kazanıyor yaşamak istediğim hayata ufak adımlarla yaklaştığımı hissediyordum.
Liseden beri belki de tek isteğim maddi olarak fazla getirisi olan bir meslekte çalışmaktı. Parayı seviyordum. Yani sonuçta hangi kız alışveriş yapmayı, gezmeyi, eğlenmeyi istemezdi ki. Bu yüzden kendi paramı kazanmalı ve dilediğim gibi de harcamalıydım. Belki şans belki de abim ve çevresi sayesinde bu isteğime çabuk kavuşmuştum. 3 gün hastanede, 2 gün de evden çevrimiçi çalışsam da fazlasıyla yorucu bir tempoda ilerliyordu işler. Bu duruma şükretmekten daha öteye gidemiyordum ne yazık ki.
Elimdeki listeyi masama bırakıp oturduğum yerden kalktığım gibi üzerimdeki eteğimi düzeltip odanın sonunda, camla kaplı duvarın hemen bitişiğindeki aynadan kendimi kontrol ettim.
Kızım Defne ben anlamıyorum ki oturduğun yerden saçın başın nasıl dağılıyor?
Kendime çekidüzen verirken aynadaki aksime gülsem mi ağlasam mı bilemediğim bir süreçte kapım tıklatılmış ve hemen ardından içeriye doğru uzanan sarı bir kafa girmişti görüş açıma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAHAYYÜL (Tamamlandı)
Romance''O kadar imkânsızdın ki benim için...'' İçine çektiği derin nefes sessizliğin kol gezdiği çocuk parkına ses olurken ellerini, oturduğum bankta sırtımı yasladığım tahta parçalarının iki yanından omuzlarıma temas edecek yakınlıkta yerleştirip devam e...