"Düşler uydurduğumuz öykülerdir..."-William Shakespeare
Kuru ve çürük meşe ağaçlarının kalan son turuncu yaprakları da semt meydanında aniden esen hafif rüzgar kırıntılarıyla birlikte kopup uçuverdi. Ağacın gövdesinden en uç kısımlarına doğru incelen kıvrımlı dallar, rüzgarın ufak darbeleri ile birbirlerine karışarak yağmurlu günlerde çalkalanan okyanusun kıyı suları gibi gürültülü sesler çıkarıp durdu. Sonunda yağmur durmuş gibiydi. Artık çalıların hışırtısı duyulmuyordu. Gökte yalnızca süslü çamların parlak silüetleri yıldızlı geceyi iğneli yaprakları halinde çiziyordu. İhtişamlı çamlar, iri yarı gövdelerini çevreleyen renk renk ampül ve abartılı giysileri ile göz kamaştırırlarken, baygın bakışları, kuru meşelerin çıplaklığını kınayan bir hoşnutsuzluğa bürünmüş haldeydi.
O an için turuncu yapraklardan biri, yumuşak hareketlerle, salına salına meşenin duldasında süslü semt meydanını bohem bakışlarıyla seyre dalan genç bayanın açık kahve saçlarına takılıverdi. Süslenmiş semtin rengarenk ışıkları, genç bayanın yumuşak saçlarına binbir renk olup parladı. Bembeyaz, pak alnında geçici çizgiler oluştu. Ufak tefek eli kayıtsızca parlak saçlarına uzandı ve yaprağın kısa sapını kavrayarak aynı yavaşlıkta tekrar geri indi. Turuncu yaprak, kendisi gibi yerde birikmiş yüzlerce turuncu yaprağa karışarak kayboldu. Genç bayanın saçlarında kuru yapraktan kopan irili ufaklı parçalar, tekrar boy gösteren rüzgarla birlikte ışıklı gecenin içinde yitip gitti.
Genç bayan, elindeki kitabı kapatıp nazikçe yanındaki boşluğa bıraktı. Bu kitabı onuncu defa okuyuşuydu belki de. Elini kararsızca kitabın hemen yanındaki minik, süslü kutuya uzattı ve içindeki ufak kutlama kekini paketinden sıyırdı. Kakao kremasının hoş kokusu, gece yarısının loşluğunu dağıttı. Sönük ay ışığının yumuşak huzmeleri meşenin her bir dalını aydınlattı. Vişne sosu parlayarak kızıl çizgiler çizdi ve genç bayanın gözleri, bir hasta edasıyla kapandı. Yanakları al al oldu. Yüzüne yaklaştırdığı pastanın şekerli kokusu burun deliklerini keyifle doldurdu. Cılız mum ışığı hafif esitiyle titredi. Genç bayanın güzel yüzüne minik, oynak gölgeler armağan etti. O ışıklar arasında minik bir gözyaşı beyaz bir çizgi çizerek parladı ve yanağından biçimli çenesine doğru süzülerek kayboluverdi. Yeni yıla yarım saat kaldı.Genç bayan titrek iç sesiyle bu yılbaşı yalnız olmamayı diledi, ümitsizce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kış Gecesi Rüyası
Short Story"Düşler uydurduğumuz öykülerdir..." -William Shakespeare Başlangıç ↬ 3 Kasım 2020 Bitiş ↬ 12 Aralık 2020 ↳-𝓞𝓻𝓮𝓷𝓭𝓪