015

1.9K 189 33
                                    

"Benden nefret eden ve katil olarak gören iki veledi kuleye mi aldın şimdi sen ateş parçası?"

Valeriya gözlerini halıdan çekerek dehşetle kendisine bakan Tony'e çevirdi.

Avengers görevden geleli 1 saat kadar olmuştu ve geldiklerinde haliyle kulede Valeriya ile birlikte iki kişi daha beklemiyorlardı.

Kızıl kadın Wanda ve Pietro'yu odalarına yollayıp olanları anlattığında Tony hariç herkesin tepkisi olumluydu.

"Yani birazcık öyle oldu. Ama ben onlara durumu anlattım endişelenecek bir şey yok."

"Ben endişelenmiyorum ateş parçası. Sadece onlardan pek haz etmedim."

"Sen kimseden haz etmezsin. Ateşli hatunlar dışında." Clint sözünü bitirdiğinde Valeriya ile beşlik çaktı ve kendilerine bıkkınca bakan Tony'e göz kırptı.

Buna karşılık Tony gözlerini devirerek ayağa kalktı ve laboratuvara ilerlerken salondakilere seslendi.
"Biliyor musunuz? Karışmayacağım. Ayağımın altında dolaşmasınlar yeter."

Tony gittiğinde Steve'de ayaklandı bakışlarını Natasha'ya çevirdi. "Antreman yapacağım gelmek ister misin?" Valeriya kocaman olmuş gözleriyle bir Steve'e bir Natasha'ya bakıyordu.

Natasha ayağa kalkıp Steve'in arkasından ilerlerken bakışlarını ona imalı bakışlar atan kardeşine çevirip güldü ve göz kırptı.

"Valeriya!" bakışlarını Clint'e çevirdiğinde Clint arkasındaki fıstık ezmesi ve iki kaşığı ortaya çıkardı.

"Ow, evet! Gel buraya!" Valeriya küçük bir çocuk gibi ayaklarını ileri geri sallayarak ellerini öne uzattı ve kavanozu alarak kokusunu içine çekti.

"Yemeyeli uzun zaman olmuştu. İki gün kadar." Clint yanına oturunca beraber kaşıklayıp yemeye başladılar.

"Yüz kilo olacağız ama buna değer." Clint'i onaylayarak büyük bir kaşık aldı Valeriya. Ardından ayaklandı.

"Hey, nereye?"

"Wanda ve Pietro'ya bakacağım. Bir şeye ihtiyaçları olup olmadığını sorarım, onlar çekinir söyleyemezler."

Clint kafasını sallayarak onu onayladığında arkadaşlarının odalarına ilerlemeye başladı Valeriya.

Hızla merdivenlerden çıkarken gözünün kararmasıyla sendeledi ve trabzana tutunarak bekledi.

Geceleri uyuyamadığı için sık sık bu gibi şeyler yaşıyordu. Enerjisi yoktu, bitkindi. Fakat bunu diğerlerine belli etmeye gerek yoktu.

"Valeriya iyi misin?" Sam elini kızıl kadının omzuna koyarak konuştuğunda kafasını salladı.

"İyiyim. Başım döndü sadece. Aniden kalktığım için olmalı."

"Pekala, yine de dikkatli ol." Valeriya onu onaylayarak gülümsediğinde Sam gülüşüne karşılık vererek merdivenlerden aşağı indi. Kızıl kadın da yukarı çıktı ve ilk önce Wanda'nın odasına girdi.

Şansına Pietro'da odadaydı. Wanda yatağında uzanmış kitap okuyordu. Pietro'da gözleri kapalı bir şekilde koltukta oturuyordu.

Valeriya'nın odaya girişiyle ikisi de kafasına ona çevirdi.

"Nasıl gidiyor? Bir şeye ihtiyacınız var mı diye sormaya geldim." Yatağın kenarına oturdu ve arkasına yaslandı. Çok uykusu vardı ve yatağın yumuşaklığı ona yardımcı olmuyordu.

"Bizim ihtiyacımız yok ama senin var gibi."

"Hm...öyle mi?" Diye mırıldandı Valeriya gözleri yavaşça kapanırken. Ardından kafasının boşluğa düşmesiyle irkilerek gözlerini açtı.

sister • natasha romanoffHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin