002

3.9K 303 61
                                    

Hücresinde uzanmış düşünüyordu Valeriya. Daha önce hiç geçmişini sorgulamamıştı çünkü kendini bildi bileli bu yere sıkışıp kalmıştı. Ailesi kimdi? Adları neydi? Neden onu bırakmışlardı?

Tek bildiği bir patlama sonucunda öldükleriydi. Onu da Victor söylemese bilmeyecekti.

Elinin etrafını saran demire baktı, eğer bu şey onu engellemeseydi saniyesinde üssü patlatır ve başının belası olan ikizleri de alıp kaçardı.

Bir kez daha güçlerini kullanmayı denedi kızıl kadın. Fakat elde ettiği tek şey tarifsiz bir acı veren yanma hissiydi.

Ani bir sinirle duvara çarptı elini. Sinirlenmeye başlıyordu ve sinirlenince güçlerini kontrol edemediği için eli yanmaya başlamıştı.
"Lanet olsun!"

"Valeriya böyle yaparak sadece kendine zarar veriyorsun. Biraz sakin olmalısın."

"Sinirlenince kontrol edemediğimi biliyorsun Wanda."

"Evet ama bu hep böyle olacağı anlamına gelmez."
Wanda'nın dediğine karşı sessiz kalmayı tercih etti. Haklı olduğunu biliyordu fakat öfke sorunları vardı. Ayrıca Beyaz oda dışında güçlerini hiç kullanmamıştı.

Aniden çalan alarmla irkildi Valeriya. Adamlar hücrelerin önünden bağırışarak geçiyorlardı. Kötü bir şey olduğunu anlayıp hücrenin önüne geçti.

"Hey! Durun! Neler oluyor?"
Avazının çıktığı kadar bağırmasına rağmen kimse onu umursamamış dışarı koşmaya devam etmişlerdi.

Birden alarm durdu ve sesler netleşti. Fakat hiçbir şey anlaşılmıyordu. Silah ve bağırışma sesleri her yeri kaplamıştı.

Aniden kulakları sağar edecek kadar yüksek bir kükreme sesiyle hızla geriye doğru adımladı. Gelen kişiler kimdi bilmiyordu ama bu kükreme onu germişti.

O sırada ikizlerin sesinin çıkmadığını farketti kızıl kadın. Normalde böyle bir durum içerisinde hiç susmazlar ve çözüm üretmeye çalışırlardı.
"Wanda?"

Cevap yoktu. Bu kuşkulanmasına sebep oldu.

"Pietro?"

Yine cevap yoktu. 'Ne yani beni öylece bırakıp kaçtılar mı?' Diye geçirdi içinden Valeriya. Bir kere daha kimseye güvenmemesi gerektiğini anlamıştı.

Hücrenin içerisinde bir ileri bir geri yürüyordu. Buradan çıkabilmenin bir yolunu bulmaya çalışıyordu ama tüm yollar güçlerini engelleyen alete çıkıyordu. Ayrıca olduğu yere doğru gelen adım sesleri işini kolaylaştırmıyordu.

Kapı açıldı ve biri konuşmaya başladı.
"Hücreleri buldum buraya gelin."
Hemen ardından çağırdığı kişiler gelmişti. Merak ediyordu Valeriya. Ne için gelmişlerdi? Ya da kim için?

Gelen kişiler hücreleri teker teker gezmeye başlamışlardı.
"Bu değil, bu da değil, yanından bile geçmiyor, hadi ama nerde bu kadın?"
Sesler çok yakından gelmeye başlamıştı. Kaşlarını çatarak hazırda beklemeye başladı Valeriya.

O sırada hücrenin önüne zırhlı bir adam geldi ve Valeriya'ya bakarak tebessüm etti.
"Onu buldum çocuklar!"

Ardından gelen kişilerle ağzı şaşkınlıkla aralandı. Hepsi birbirinden tuhaf görünüyordu. Cadılar bayramından çıkmışlar gibi. Ayrıca şuan hepsi değişik bir şekilde bakıyorlardı kızıl kadına. Bunu garipsemişti.

Zırhlı adam öne çıktı ve elini hücrenin kapısına doğru tuttu.
"Geri çekilmek isteyebilirsin tatlım."
Fakat Valeriya olduğu yerden kımıldamamıştı.

Adam onun bu hareketine karşı omuz silkip hızla patlattı kapıyı. Ardından Valeriya'nın yanına geldi ve elindeki alete baktı.

Ne işe yaradığını anladığında hüzünle baktı kızıl kadına.
"Acıyor mu?"

sister • natasha romanoffHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin