0.3*

24 8 13
                                    

Hiç yanlış yapmadım diyemem ama hep ne hissettiysem onun peşinden gittim, bazen çok doğru olmadığını bildim yaptıklarımın, bazen de yanlış olmasına rağmen doğrunun peşinden koştum elimden geldiğince. İnsan hissettiği yerde, durduğu kadar . Ben doğru yada yanlış ne yaptıysam sevdiğimden yaptım . Elimden gelmedi mi , gelsin diye ortaya kendimi koydum. Gocunmuyorum, övünmüyorum, karşılığını hiç beklemiyorum. Ama nankörlükle baş edemem , bunu affetmenin bir yolunu bulabilir miyim bilmiyorum. Off cidden ben artık ne istediğimi bilmiyorum. Hayat bana ne öğretmeye çalışıyor onu da anlamıyorum . Tam kendime geldim derken baştan yıkılıyorum. Umursamıyorum bu sefer duygusuz oluyorum, umursuyorum olan bana oluyor. Ya hayat ne yaptığını bilmiyor ya da bende bir sorun var . Bıktım. İçimden gelenlerle, elimden gelenler arasında muazzam uçurum vardı. Ama ona sorsam o uçurumu hiç hissetmemiştir. Güçsüzlükten diplere düştüğüm zamanlar oldu elbet ama ona hep sevginin, yapabileceklerimin en zirvesini gösterdim. Fedakarlık nedir görsün işte. Sevgi nedir görsün. Ama ben bunu buraya not ediyorum. Gün gelir biri görür, birine gösterir, birilerine anlatır. Bilsinler ki ben bir kere sevdim , bin kere öldüm. Ne derler adıma belki Derviş, ne derler Mecnun . Ben hiç bir zaman Keremi olmayan Aslı olmuşum. Öyle bir büyük Hikayem yok ama şuan bendeki kalpte hiç kimsede olmayan bitmek bilmeyen sevgi ve aşk var . Ben iki günlük sahte aşklara inat onu öyle  seviyorum ki. Ben bu hayatta en çok onu bildim, en çok onu sevdim. Tanıdıkça onu, keşfettikçe her anını daha çok ona benzemeye başladım. Mükemmel olabilmek adına belki de. Çünkü bu dünyadaki en mükemmel insan hep oydu ve öyle de kalacak benim için. Öyle masum hayallerimin olduğunu biliyor, bizim aramızda engeller var onu da biliyor. Engeller ne bir dağ ne bir çöl aramızdaki engel o . Aşkla uğraşmazmış. Konu ben olunca kılını bile kıpırdatmıyor, herkese ömrünü harcıyor ama bana 1 dakika bile vermez. Sevgiden nefret nasıl kazanılır onu gidin ona sorun . Ben onun yüzünden her gece aynanın karşısında kendimi çirkin olduğum için suçladım. Aylarca odamdan dışarı çıkmadım. Bir bardak su bile içmedigim zamanlar var. Kaç kez intihar ettim, bir keresinde intihar etmeden önce ona yazdım. "Sana çok ihtiyacım var , sadece 2 dk arkadaşca konuş benimle ." "Umrumda değilsin git başkasına " demiş birinden bahsediyorum. Ama artık öyle şeyler yapmamaya yemin etmiştim. Kendime verdiğim zararların haddi hesabı yok. Kaç kez ağlarken gördü beni o kadar duygusuz baktı ki gözlerime. Onun taş kalbi var. O taş kalbi ben çok sevdim. O çok değişti. Ben onun masum ve saf halini sevdim. Birileri girdi aklına, çok acımasız birine dönüştü. Tuğkan ' ın da dediği gibi "Nefret dolu bakışlara mutluluğunu izledim, kıskandım deli gibi çoğu zaman ölmeni istedim , nasıl böyle umursamaz bir şeytana  dönüştün öylece sevdiğim adamın gidişini izledim. "
Yani demem o ki verdiği hasarın farkında olmayan insana neyi, nasıl anlatacaksın. Bir kere ben sana bunu nasıl yaptım diye, ben seni nasıl bu hâle getirdim diye üzülmeyen, bir kere bile kaybetme korkusuyla eli ayağına dolaşmayan insana neyi anlatacaksın ki ?
Daha beni hiç tanımıyor. Mesela aslında benim ne kadar kırılgan biri olduğumdan haberi yok. En ufak şeyleri bile günlerce kafama takıp ağladığımı bilmiyor.Ufacık bir hayalin beni ne kadar mutlu ettiğini, mutlu olduğumda hemen gözlerimin dolduğunu bilmiyor.
Herşeyi anlamaya çalışıyorum. Ama benim sevgime nasıl hastalıklı bişeymiş gibi davranabiliyor buna kafam basmıyor. Eğer öyle olsaydı, yitirmekten ölesiye korkar, onu kör bir tutkuyla sahiplenirdim. Oysa ben onu bir dine bağlanır gibi değil, kendi özgürlüğümü sever gibi seviyorum.
Her gece ona olan özlemim ve kırgınlığım kendi aralarında büyük savaş veriyor. İkiside de devasa büyük, ve anlaşamıyorlar da birbirleriyle. Ama biliyor musun ? Var bir ortak noktaları, ikiside uyutmuyor. Rüyalarımda bile kapattın defalarca kapını yüzüme. Hiç olmazsa rüyalarda kavuşsaydık be kaktüsüm. Dikenlerin önemli değil. Ben senin çiçeklerini görebiliyorum. Lavinia ' n seni çok seviyor. Oysa ben senin yaralarını da severdim. Bana yorulmuş gelsen, beraber dinlenirdik. Acılarından tutardım, avuç içlerinden öper ne derdin varsa ortak olurdum. Buna izin vermedin . Vereceğin günü kalbim durana dek bekleyeceğim.

Sizlerin düşüncesi benim için çok kıymetli lütfen sizi rahatsız eden bişey olursa bunu belirtin, sizi seviyorum öpüldünüz 😍

NOT:GERÇEK YAŞANMIŞ BİR HİKAYEDİR.

~ Kaktüs ve Lavinia ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin