Bölüm: 5

465 32 5
                                    

[Liam]
Her zamankinden erken kalkmıştım. Annem evden çıkıyorken uyandığımı gördü ve öğütlerini sıraladı. "Kahvaltı masada..Karnını doyurmadan çıkma..Bisikletini dikkatli kullan.. Okula geç kalma..Döndüğünde evde yoksam dolaptaki yemekleri ısıt ve ye. Öpüyorum"
  Uzun süre sonra ilk kez odamı topladım. Pencereyi tam açacakken siyah arabayı farkettim. Bu Theo'ydu ama neden. Beni mi bekliyordu? Yoksa arabada mı uyumuştu? Eve neden gitmemişti? Yada neden bu saatte gelmişti.. Kafamdaki sorularla hızlıca anahtarı alıp kapıdan çıktım. Arabaya yaklaştım. Theo içindeydi fakat uyuyordu. Nazikçe cama tıklattım. İrkildi, camı indirdi.
"Özür dilerim korkuttum"
Etrafı süzdü, cevap veremedi.
"Theo lütfen arabadan iner misin. Konuşmak istiyorum." diyerek eve çağırdım. Çok sessizdi. Ne konuşacağımı veya soracağımı bilmiyordum. Odamı işaret ederek kapıyı kapattım.
[Theo]
(Aynı sabahın gecesinden itibaren)
Liam'ı eve getirdim arabadan inip teşekkür edercesine el salladı. Bir türlü arabayı çalıştırıp uzaklaşamadım. Gece bilinçsizce kurt adam yönüne dönüşmesinden korktum. Başında beklemek istedim. Arabayı sessiz ve evi gören bir yere park ettim. Hangi pencere Liam'ın odasıydı? Kendimi gerçek bir manyak gibi hissediyordum. Birini uzaktan gözetlemek ne amaçla olursa olsun doğru olamazdı. Ona her şeyi anlatmalı ve öyle korumalıydım. Ama yine de oradan ayrılamadım. Biraz bekleyip odasını öğrendim. O sırada telefonum çaldı.
"Scott?"
"Rahatsız ettiysem özür dilerim. Az önce Derek ile konuştum. Liam hakkında."
"E-evet. Ne söyledi?"
"Sürüsünü bulmamız lazım."
"Nasıl yapacağız. Muhtelen kendisi de bir şey bilmiyor. Isırılmış olsa bunu hatırlardı"
"Sadece ısırık ile değil derin bir pençe iziyle de kurt adama dönüşülebilir. Sürüsünü bulamazsak eğer.."
"Ne olur Scott? söylesene!"
"Güç isteyen alfalar onu sürüsüne almak için peşine düşer"
  Birdenbire bilmediği hatta istemeyeceği bir hayatın ortasındaydı. Her şeyi normalken peşine birilerinin düşebileceğini nasıl anlatacaktım ona.
"Theo onunla konuşmamışsın anlaşılan"
"Nasıl konuşabilirim birden. Ne diyeceğim. Liam sen bir kurt adamsın. Biraz sonra da seni sürüsüne almak isteyenlerden kaçıcaz. Bunu mu dememi bekliyorsun"
"Ona yardım edebilecek tek kişi sensin. Stiles'ın doğaüstü şeyleri babasına anlatmasında bile sen yardımcı olmuştun... İstersen Derek'ten yardım al. Onun her şeyi bana öğrettiği gibi ilerleyebilirsin"
"Tamam" diyebilip telefonu kapattım. Liam'ın penceresine baktım. Ona verdiğim tişört üstünde çok güzel duruyordu. Dolabını açıp rahat bişeyler giydi. Bütün gece onu izledim. Dönüşmedi. Garip hareketler de yapmadı. Bugünlük iyiydi ama yarın. Her gece onu izleyemezdim.
   Camın tıklamasıyla irkildim. Kahretsin sabah olmadan gitmeliydim. Nasıl uyuyakalabilirdim. Liam konuşmak istediğini söyleyip eve çağırdı. Odasını gösterdi. Gösterdiği yere girdim ve kırık dolap kapağı, etrafa attığı yumruk gibi bir iz bekledim.
"Dikilme ayakta." diyerek sessizliği bozdu.
"Bence artık konuşmalısın. Sahada ne yaptığımdan başlayabilirsin"
Beklemiyordum bunları sormasını. Yani aniden sormasını. Cevap veremedim. Gözlerine bakıp kaldım.
"Ben- benim sana söylemem gereken garip şeyler var ama nerden başlıyacağımı bilmiyorum."
"Yeterki bir yerden başla"
"Sana ne anlatırsam anlatayım inanacağına söz verir misin? Tamamen inanmanı beklemiyorum. Zamanla göreceksin."
"Theo, kafayı yememe son 3 saniye"
"Tamam. Liam bu evrende doğaüstü şeyler olduğuna inanır mısın?"
"Hayır"
"İşimi zorlaştırıyosun" diyerek gülümsedim. Ortamı yumuşatamadığımı farkedince artık tutamadım kendimi.
"Liam sen kurt adamsın."
Şaşkın gözlerle suratıma baktı. Kötü bişey olmamasını diledim defalarca.
"S-sen nnne dedin?" diyerek gülmeye başladı. Ağlamalı bir ses tonu vardı.
Şoku atlatmasını bekledim. Sakinleşince devam ettim.
"Bilmediğin güçlerin var. Hepsini sana öğreticem. Sahada da hırslandığın için bu gücünü kullandın. Bünyen bunu kaldıramadı ve bayıldın."
"Ne yani fantastik bir varlık mıyım artık..O ne demek s-sen ne zamandan beri biliyordun bunu?"
"Sana yemin ederim sahada farkettim. Soyunma odasındaki dolabım kırıktı. Koridordaki dolabımda ve arabamda pençe izi vardı. Bir şeyler anlamıştım ve kim olduğunu öğrenmeye çalışıyordum"
"Pençelerim mi var bir de"
"Bilmediğin çok şey var" dememle ağlamaya başladı. "Kimim ben" dedi defalarca.
"Ben senin kendini bulmana yardım edeceğim Liam. Söz veriyorum"
Sarıldım. Küçücük bedeni için fazla korkuya sahipti. Keşke şuan tüm korkusunu ve endişesine iyi gelebilseydim.
[Liam]
Dakikalarca oturup öğrendiklerimi sindirdim. Şokumu atlatınca hızlıca sorular sordum. Dolunayda kendimi kontrol etmem gerektiğini, dişlerimi, pençelerimi..
"Liam, biraz fazla geldi bunlar, dinlen istersen"
"Hayır. Okula gideceğim"
Evde tek başıma kalma fikri iyi gelmedi. Theo'ya 'burda kal' diyemedim ama 'okula gideceğim' diyebildim sadece.
Masama uzanıp bir kağıt parçasıyla kalem aldı. Numarasını yazdı. "Bir şey olursa yazabilirsin"
Hızlıca dışarı çıktık. Okula geldiğimizde tek istediğim normal bir gün geçirebilmekti. Kitaplarımı almak için dolabıma gittiğimde Theo'nun bahsettiği pençe izini dolapta gördüm. O dolabından bir şeyler arıyordu. Yanına yaklaştım.
"Neden hatırlamıyorum?"
"Neyi?"
Dolaptaki izi işaret ettim. "Kimse beni görmedi mi bunları yaparken"
"Kimse okulda yokken gelmişsindir, belki de gece gelmişsindir."
"Neden hatırlamıyorum?"
"Son dolunayda gelmiş olabilirsin. Eğer dönüşürken kendini kontrol edemezsen kendini kaybedersin"
Öğrendiklerimi sindirmeye çalıştım. Theo'ya el sallayıp sınıfa girdim.
'Kendini kontrol edemezsen kendini kaybedersin...Kendini kontrol edemezsen kendini kaybedersin'
~~
Bir şey sormak istiyorum. Olaylar anlaşılır mı yani kafanızda kurabiliyor musunuz? Bu bölümler sürekli okul ve ev arasında olduğu için karışabilir gibi geldi de. Veya cümlelerim falan karışıksa.. yazın fikirlerinizi mutlaka.

Who am I  [Thiam]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin