'BÖLÜM BEŞ'
-Atışma-
✘
Alarmın etkileyici sesiyle gözlerimi yavaşça araladım. Dün akşam gelir gelmez kendimi yatağa atmıştım. Yoğun ve yorucu bir günün ardından uyku çok iyi gelmişti.
Kafama kadar çekili olan yorganın altından elimi uzatıp alarmı kapattım. Uykumun açıldığını anlayınca uyuşuk bir şekilde yorganı tekmeleyerek yatağımda bağdaş kurup oturdum.
Ellerimle dağılmış saçımı biraz daha karıştırıp oflayarak ayağa kalktım. Pazartesi sendromu çekiyor ve hala kendimi çok yorgun hissediyordum.
Dolabı açıp giyecek bir şeyler ararken odamın kapısı tıklanarak aralandı.
"Tatlım uyandın mı ? Bende seni uyandırmaya gelmiştim."
"Malesef ki,'' dolabımı karıştırmaya devam ederken; "uyandım."
Kıkırdama sesi ardından yaklaşan adım sesleriyle başımı anneme doğru çevirdim.
"Yardım etmemi ister misin ? Umutsuz görünüyorsun ? " Elini koluma yerleştirip bir iki adım geriye çekip, yerime yani dolabın karşısına dikildi."Hmm,'' Elinde aldığı kırmızı kadife gömleğimi alıp bana doğru uzattı.
"Ne dersin ?" Elinde tuttuğu gömleğimi alıp;
"Teşekkürler." diye mırıldandım.
Gülümseyerek dağılmış saçlarımı biraz daha karıştırarak, pencereye doğru ilerledi.
''Kahvaltı hazır.'' Pencereyi açarak.
Pencereden kafasını dışarıya doğru uzatırken, dolaptan siyah dar paça pantolonumu çıkardım. Perdeyi açıp camı açık bırakarak; "Aşağıdayım,seni bekliyorum."
Kolumu sıvazlayıp onayımı aldıktan sonra odadan çıkıp, kapıyı kapattı.Çıkmasının ardından siyah dar pantolonumu giyip, gömleğimi hızlıca ilikledim. Yatağımı aynı hızda toplayarak, masanın üzerinde ki tokamı alıp dağınık saçımı öylesine topladım. Okul çantama cüzdanım ve telefonumu atarak, banyoya gitmek hızlandım.
Banyoya gelince neden bu kadar hızlı hareket ettiğimi sorgulamak yerine yüzümü iyice yıkayıp, odama geçtim.
Topladığım saçımı salık bırakarak özenle taradım. Dalgalı olan saçlarım ne kadar tarasam da dalgalarından bir türlü vazgeçmiyordu. Aynaya iyice odaklandığım da mavi gözlerimin kızardığını fark ettim.
Ailem de tek renkli gözlü bendim ve babam hep, benim özel bir insan olduğumu dile getirirdi. Mavi gözlerim de başka hayatların canlandığını, bir gün yaşamak istediğim hayatın gerçek olacağını söylerdi. Ama bilmiyordu; benim yaşamak istediğim hayat onun da bulunduğu; muhteşem bir masal diyarı olduğunu..
Babam hep; "Gözlerin farklı hikayeleri ifade ediyor, senin başrol olduğun hikayeleri canlandırıyor. Vee sen bir gün kendi yazdığın hikayenin baş rolü olacaksın, kendini yansıtacak, hep mutlu kalacaksın." diyerek gülümsetirdi beni.
Onun sayesinde maviyi sevmiş ve bir gün kendi hikayemin ana karakteri olmayı beklemiştim.
Omzuma doğru dağınıkca bıraktığım saçlarımın ardından siyah ince hırkamı da alarak çantamı omzuma yerleştirdim. Acıyan gözlerimi umursamadan odamdan çıkıp merdivenlerden aşağıya indim. Çantamı ve hırkamı kapının girişine bırakıp mutfağa doğru yürüdüm.