(Hey ho! Melek geri geldiii!!! Big brother, Visitor, Person X, Moon's son ve daha nicelerinin yazarı olan ben; şimdi sizlerle Eclips Diamond ile beraberim! Gün geçtikçe biz ve umudumuz büyüyor! Wattpad'i büyük hayaller ile 12.defa açtım. Bu benim Wattpad'deki 12.hesabım. Ve bu sefer istediğime ulaşacağımı hissediyorum! Her zaman yaratıcı fikirler ile sizlerle olmaya devam edeceğim! Şimdi sizleri kitapla başbaşa bırakıyorum! İyi okumalar ve iyi günler dilerim😊)
-Eclips Holding ailesi bu sabah derin bir üzüntü yaşadı. Sabah saat 8 sularında Eclips Holding kurucusu Han Tae Wook yalnız yaşadığı evinde ölü olarak bulundu. İntihar mı cinayet mi soruları etrafta dolanırken otopsi sonuçlarında kalp krizi sonucu hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Şirketin başına kimin geçeceği merak konusu olmuşken şirketin mirasçı listesi araştırılmaya başladı.
Televizyonu kapatıp kumandayı yanıma koydum. Ellerimi birleştirip dirseklerimi dizlerime koydum. Gömleğimin açık bıraktığım bir kaç düğmesi yüzünden vücuduma hafif serin bir hava esiyordu. Mirasçı listesi mi? Beni Amerika'ya sürgün eden babamın mirası bırakacağı tek kişi bendim. 16 yaşında annemin vefatından çok kısa bir süre sonra okumam için babam tarafından Amerika'ya gönderilmiştim. Kore'deki evimiz gibi büyük bir villa; bahçesi, havuzu eksiksiz bir eve yollanmıştım. O küçük çocuktan eser kalmamıştı. Şimdi 28 yaşındaydım. Babam otoriter, korkulan sert bir adamdı. Onunla bir çocukluk yaşayamamış, Amerika'ya geldikten sonra da sadece bana gönderdiği emirlere yardımcı olmuştum.
Yerimden kalkıp odama gittim. Valizimi yatağın üstüne atıp dolabımı açtım. Tüm kıyafetlerimi valize indirip kapattım. İki valiz dolmuştu. Telefonumu elime alıp numarayı tuşladım.
-Han Eunho Bey?
-Hemen bir bilet ayarlayın. Kore'ye geleceğim.
-Peki efendim. Dediğinde telefonu kulağımdan çekip kapattım. Duş alıp hazırlandıktan sonra saatimi takarken telefonuma mesaj geldi. Bilet ayarlanmıştı. Evden çıktım. Kapıda beni karşıladılar.
-Valizler yukarıda. Diye komut verdim. Arabanın yanına geldiğimde şoförüm kapıyı açmıştı. Arabaya bindim. Valizler bagaja kondu. Ardından yola çıktık. Havalimanına geldik. Oturup uçağımın kalkmasını bekledim. Gelen anons ile yanımdaki iki adamımla beraber uçağa gittik. Valizlerimi bırakıp gittiler. Yolculuğuma yalnız devam ettim. Yol boyunca tabletten haberlere baktım. Holding'in başına geçmem gerekiyordu. Bu yüzden bana gönderilen maillere baktım. Hisseler, servetler, satışlar...her şey tam takır yerindeydi. Babam vakitsiz gitmişti. Tableti kapatıp önümdeki viskiden bir yudum aldım. Bir süre sonra uçak Kore'ye varmıştı.
Uçaktan indik. Biri kadın biri erkek iki çalışan valizlerimi arkamdan sürükleyerek getiriyorlardı. Benim için gelen arabaya bindim. Orada da bir iki saat süren yol sonunda evime gelmiştik. Annemin ve babamın öldüğü, benim doğduğum eve. Valizlerim içeri verildi. Evdeki çalışanlar hemen odama götürdü valizlerimi. Yerleştirdiler, tertip edip düzenlediler. Ardından Kahya yanı başıma geldi.
-Emrinize amadeyim efendim.
-Tüm haber ajanslarına şirketin başına geçtiğimi duyur. Yarından itibaren herkes benim yönetimim altında çalışacak.
-Peki efendim. Dedi ve saygı ile eğilip gitti. Akşama kadar haber çıkmıştı. Herkes yarın için büyük hazırlık içindeydi. Akşam şarabımı yudumlayıp kafa dinledikten sonra Itaewon manzarasından vazgeçip duş aldım. Geceliğimi giyinip koca yatağın içine girdim. Dön dur bir türlü uyuyamadım. En sonunda pes edip tavanı izledim. Yarın her şeye sahip olacaktım. Belki de bu yüzden heyecanlıydım ve uyuyamıyordum. Ama kolay atlattım ki hemen uykuya dalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eclips Diamond
Fanfiction-Bu servet, bu şirket, bu miras...hepsi yalnızca tek bir kişiye aitti. Bana! Şimdi tahta geçen bendim. Ve kimseye bir şey kaptırmaya niyetim yok. Anlaşıldı mı?