(10)

47 7 5
                                    

(Shua gibi bir abisi olduğu için gururlu olan bir ben, sizlere iyi okumalar dilerim💝💝💝)

-3 gün sonra-
Babamın cenaze işleri bitmişti. İşlerin yoğunluğu ile boğulup kalmıştım. Minjae'nin annesi sorun çıkarmadan kabullendiğim için, Minjae'de evleneceğimiz için çok mutluydu. Ama ne yaparsam yapayım bir eş gibi davranamıyordum. Evlilik büyük bir riskti. Bazen birbirini deli gibi seven çiftler bile evlenince anlaşamaz ve boşanırdı. Ama biz çuvallama misali iki gün önce karşılaşıp 2 gün sonra dünya evine girecektik. Artık rakip şirketler de dahil olmak üzere herkes evleneceğimi öğrenmişti. Medyaya yansımıştı. Dosyaları inceliyordum. Satış oranları düşmemişti. Ama yükselmemişti de. Yeni çıkaracağımız gerdanlığa karar vermiştik. Satışları o yükseltecekti. Kapı çaldı.

-Geel! Dedim. İçeri girdi kafamı dosyalardan kaldırıp baktım. Minjae'ydi. Gülümsüyordu. Onu görmek artık zor geliyordu.

-Müjdemi isterim.

-Ne oldu?

-Davayı kazandık. Dedi ve dosyayı önüme bıraktı. Önce onu kısa bir süzüp sonra dosyayı açtım. Cinayeti işleyen avukatın oğluydu. Gerçekten düşündüğümüz gibi olmuştu. Annesinin, babamım evinde olduğunu öğrenince annesinin ilaçlarını alıp pusuya yatmış. Annesi çıkıp gidince içeri girmiş ve babamı zehirlemiş.

-Peki eve nasıl girmiş?

-Yeni bir bahçıvan gelmesi bekleniyormuş. Onu görünce hemen o sen misin demişler bu da kabul etmiş. Sonra ona kıyafet vermişler ve işe hemen başlamasını söylemişler. O da elbiseleri giymek için eve sızmış mutfağa geçmiş ve oradan da babanın alkolüne ilaç karıştırmış.

-Cezası ne kadar istendi?

-12 yıl.

-Güzel.

-Şey...düğüne 2 gün kaldı. Bugün beraber bir şeyler yiyelim mi?

-Minjae bugün çok yoğunum ve biraz başım ağrıyor. Düğünden sonra gitsek?

-Ah gerçekten mi? İlaç aldın mı?

-Hayır.

-Hemen almalısın.

-Peki. Alacağım.

-Peki o zaman. Bir sorun olursa bana haber ver olur mu?

-Olur. Teşekkür ederim. Dedim ve gülümsedim. O da gülümsedi ve odadan çıktı. Ellerim ile yüzümü kapadım. Of'ladım. Ne yapacaktım bilmiyordum. Başımı kaldırıp ayağa kalktım ve penceremin başına gidip manzaramı izlemeye başladım. Akşam olmuştu. Hava kararmıştı.

-Efendim? Diye seslenince arkama döndüm.

-Buyurun Bay Kim?

-Eve gidip dinlenseniz iyi olacak.

-Bayan Cho'yu eve bırak.

-Sizinle dönmek istedi efendim.

-Bayan Cho'ya bugün yapılacak işlerimin olduğunu söyledim. Onu eve bırak.

-Peki efendim. Dedi ve saygı ile eğilip çıktı. Önüme geri döndü.

-Aaahhh! Amerika'da sürünmeyi yeğlerdim bu nasıl bir şey. Diye kendi kendime söylenip gözlerimi kapadım. Tekrar kapı çaldı. Girmelerini söyledim. Kapı açılınca arkamı döndüm. Bayan Lee ile Minjae gelmişti.

-Bugün işlerini yapmasan da olur. Hastasın. Eve geçip biraz dinlen. Yarın erken gelirsin hastaneye.

-Efendim istediğiniz yüzükler hazırlandı. Diye önce Minjae sonra Bayan Lee konuştu. Ben de yerimden hareketlenip onlara doğru yürüdüm.

Eclips DiamondHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin