1.Bölüm: TESLİM OLMAK

520 247 158
                                    

1.Bölüm: "Teslim olmak"

Ablamın yavaş yavaş nefes alıp vermesi izliyordum onun kumral saçları pürüzsüz teni daha benden 1-0 önde olduğunu kanıtlar nitelikteydi peşinde gezen bütün erkeklerde bunu kesinleştiren şeylerdi ama onu kıskanmak gibi bir niyetim asla olmadı olmayacakta çünkü bu hayatta değer verdiğim şeylerin en başında ablam geliyordu ve onun bana kendimi değerli hissettirmesi beni o içinde bulunduğum özgüvensizlikten kurtarmıştı o benim kahramanımdı. Gözlerini aralamıştı bende ona içten gülümsemeyle bakarken o ise aynı içtenlikle karşılık verdi. Yastığının altından aldığı telefonuyla saate baktığına emindim

"Mine canım neden bu kadar erken uyandın vücudun gelişmeyip küçücük kalacaksın" her zamanki gibi esprilerine doyum olmuyordu.

"1. ben 16 yaşındayım daha en fazla ne kadar büyüyebilirim 2. olarak da alışverişe gideceğimizi hatırlıyorum bana söz vermiştin"

"Hiç unutur muyum kardeşim tabii ki gideceğiz önce kahvaltımızı yapalım sonra evden çıkarız"

"Tamam ben aşağı iniyorum sende hazırlanıp gel" yanağına bir öpücük kondurup hızlı adımlarla aşağı indim.

Babam kahvaltı masasında oturmuş telefonuyla uğraşıyordu beni görünce telefonunu cebine soktu bende kahvaltı masasına oturdum annem sıcacık çayları dolduruyordu babamsa ona büyülü gözlerle bakıyordu bir gün bende babam gibi birinin bana aşık olmasını isterdim.

"Kızım ablan nerede uyanmadı mı?"

"Uyandı anne gelir birazdan" annem söylemime tamam dercesine başını sallayıp çaydanlığı masaya koydu. Tam o sırada ablam masaya geldi benim yanımdaki sandalyenin boş olduğunu görünce hemen yanıma oturdu sıktığı güzel parfümün kokusu evi sarmıştı. Bugün babam biraz suskundu ama yüzünde güller açıyordu bu nasıl bir şeydi böyle babamı seviyordum ama onu çözmek onu anlamak bana zor geliyordu tuhaf biriydi ama bana iyi davranıyordu ve ne istersem her şeyi yapardı ama yine de bir tuhaflık hissi beni bitiriyordu.
Hızlıca yemeğimi yiyip ağzımı da önümdeki peçeteye silip masadan kalktım.

"Abla ben yukarı çıkıyorum üstümü giyinip birazdan gelirim"

"Tamam ablam ben hazırım gelirken yatağımın üstündeki çantamı getirebilir misin?"

"Tamam 5 dakikaya geliyorum"

Odama geldiğimde odamın çok havasız olduğu yüzüme çarpmıştı pencereyi aralamakta fayda vardı pencereyi açtığımda soğuk hava yüzüme vurdu bu da demek oluyordu ki kalın bir şeyler girmem gerekirdi daha fazla oyalanmadan gardırobumun önüne gelip kapaklarını açtım içinden siyah uzun kollu kazağımı ve siyah pantolonumu alıp aceleyle giydim acele etmem gerekirdi abla fazla beklemesin ne kadar belli etmese de beklemeyi sevmezdi. Dolaptan bir de siyah montumu ve masanın üzerindeki telefonumu alıp odadan çıktım ablamın odasına uğrayıp çantasını da aldıktan sonra hazırdım.
Aşağı inerken montumu giymeye çabalıyordum aşağı inene kadar zor da olsa montumu giymiştim.

"Hadi abla çıkalım" ablam montunu botlarını giymişti bende ona çantasını verdim.

"Nereye gidiyorsunuz kızlar?" babamın sorusuyla tam kapıdan çıkacakken duraksamıştık.

"Alışveriş merkezine"

"Hangisi" bu merakta neydi böyle normalde hiç merak etmezdi.

"Şu yeni açılan alışveriş merkezi var ya oraya gideceğiz" bir an önce bizi sorgusundan sıyrılıp gitmek istiyorduk.

"Tamam"

Ablamla sonunda çıkabildiğimize sevindik sabah sabah sorguya kalmıştık normalde hiç sormayan adam ne oldu da böyle bugün diye kendi kendime düşünüyordum sonrasında boşvermem gerektiğini anlayıp ablamla geçireceğim zamana odaklandım. Sınavlardan okuldan zamanı zor bulmuştuk ve bu anı bekliyordum ablamla gezmeyi baya özlemiştim.

"Ne alacaksın"

"Bilmem bakarız orada bir şeyler buluruz"

"Bende öyle düşünmüştüm zaten babam bir istediğimizi iki etmiyor ki pek bir ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum ama yine de bir şeyler buluruz belki yeni kıyafetler falan gelmiştir önce kotona girelim"

"Aynen geçen ay güzel kıyafetler yoktu kotonda bu ay umarım gelmiştir"

Alışveriş merkezine girdiğimizde etrafta fazla kalabalık yoktu bu iyiydi kalabalıkları sevmiyordum önce anlaştığımız gibi kotona girdik oradan bir kaç parça bir şey aldık ben bir tulum bir mont bir de pantolon almıştım ablam ise yılbaşına yaklaştığımızı söyleyip kırmızı bir kazak almak istemişti.

"Eee şimdi ne yapıyoruz?"

"Bence gidip bir kahve içmeliyiz demiştim canım aşırı derecede kahve istemişti"

"Tamam hadi gel şurada bir kafe görüyorum" adımlarımızı hızlandırıp kafeye ulaştığımızda iki kişilik bir masa bulup kendimizi bıraktık. Ablam yanımıza bir garson çağırıp siparişlerimizi vermişti.

"Hangi üniversiteye gitmeyi düşünüyorsun?" ablam seneye üniversiteye geçiyordu ve sanırsam bunun için heyecanlıydı yeni arkadaşlar edinmek onun için iyi bir şeydi

"Hiç düşünmedim bunu sınav yaklaşınca düşünürüm ama kesinlikle farklı bir şehirde okumak istiyordum sıkıldım bu şehirden" bunu duymak beni üzmüştü onsuz bir ev düşünmek istemiyordum ama yine de o mutlu olacaksa bence ondan bir süre ayrı kalmam sorun olmazdı.Garson kahvelerimizi önümüze bırakıp gittiğinde bende etrafa baktım kafe harika gözüküyordu siyahın her yeri esir aldığı bir yerdi ve siyahın mükemmel zarafeti etraftan gözümü ayırıp önümdeki kahvemi yudumladım bana çok iyi gelmişti. Kahvelerimizi bitirdikten sonra poşetleri sandalyelerin üzerinden alıp labirent gibi olan bu alışveriş kapısını en az 10 dakika aradık ve en sonunda zafere ulaşmış gibi gülümsedim.

Kapının önüne çıktığımızda karşımızda duran babam ve yaklaşık 5 tane siyah takım elbiseli adamla karşılaştık öylece yüzümüze bakıyorlardı ben tam babama el sallayacakken babam tek elini kaldırıp adamlarına işaret verdi adamlar çıkardıkları silahları bize doğrulttular ve o silahların ucundaki mermiler tamda beni işaret ediyordu adamların hepsi bir anda ellerindeki silahların tetiğine bastı o an gözlerimi sımsıkı yummaktan başka bir şey yapamadım zaten yapsam da 5 tane silah bana doğrultulmuştu ve benim o silahlardan kurtuluşum imkansızdı.

İnsan bazen sadece teslim olurdu...

Bölümü beğendiyseniz yorum yapmayı ve oy kullanmayı unutmayınız





ESARETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin